Kişilerin sürücü ehliyeti alması, anayasanın özgürlüklerinden "kişinin kendi kendini geliştirme (m.17), seyahat (m.23) ve çalışma (m.48) özgürlüğünün birer parçasını oluşturmaktadır. Çünkü çağımızda seyahat, hareket özgürlüğü artık yayan veya at ve deveyle değil, motorlu araçlarla yapılmaktadır. Motorlu araç kullanma ehliyetinin kısıtlanması seyahat, çalışma özgürlüğünü de kısıtlamak anlamına gelir. Anayasanın tanıdığı bu özgürlükler, Anayasanın ilgili maddelerine dayanılarak ancak kanunla yasaklanabilir. Oysa tek gözü görmeyenlerin araç kullanması kanunla değil, yönetmelikle (3 Sayılı cetvel, m.7) yasaklanmıştır. Bu açıdan bu yönetmelikle yasaklama, Anayasanın özüne ve ruhuna aykırıdır. Tek gözü görmeyenlerin araç kullanması her ne kadar kanunla yasaklanması gerekse de bu yasaklamayı yaparken şu hususlar dikkate alınmalıdır; 1- Eşitlik ilkesi (Anayasa m.10) - Çünkü yurt dışından alınan sürücü belgeleri Karayolları Trafik Kanunu'nun 40. maddesi gereğince Türkiye'de geçerlidir. Parası ve imkanı olan tek gözü görmeyen bir Türk vatandaşı yurt dışından sürücü belgesi alabilmekte ve Türkiye'de yasal olarak araç kullanmaktadır. Bu durum parası olan lehine eşitsizlik oluşturmaktadır. 2- "Bedeni ve ruhi yetersizlikleri olanların çalışma şartları bakımından özel olarak korunacağı" (Anayasa, m.50, f.2). Tek gözü görmeyen bir kişi zaten görme kaybından ve estetik görünümden dolayı iş bulmada ve çalışma hayatında değişik problemlerle karşılaşmakta ve olumsuzluklar yaşamaktadır. Bir de iş hayatının yoğun rekabetinden dolayı her işte gerekli olan B sınıfı sürücü belgesi olmaması haksız rekabete sebep olmaktadır. Bir işe girerek çalışması imkansız hale geldiği gibi çalışma hayatında da ya özel şoför bulundurmak ya da özel taksi tutmak gibi pahalı çözüme başvurması ya da zaman açısından, daha yorucu ve uzun süren dolmuş, otobüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanması gerekmektedir. Tek gözü görmeyen biri bu yasaklama ile bırakın desteklenmeyi, daha da engellenmektedir. Seyahat özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Antlaşmasi'nda yer alan temel bir insan hakkı olduğuna ve motorlu taşıt kullanabilme de bu özgürlüğün bir parçası sayıldığına göre; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalayan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini kabul etmiş bir ülke olarak; hukukumuzu tek gözü görmeyenlere imkan verir hale getirme yükümlülüğümüz vardır. > İmdat Budak (Monder Üyesi) -İSTANBUL Devlet, verdiği imkanı yine kendisi engelliyor Ben Sağlık Bakanlığı teşkilatında çalışan bir memurum. Bakanlığımıza bağlı Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü'nü kazandım. Okulumuz tarafından adreslerimize gönderilen kesin kayıt hakkındaki yazıda, belirtilen belgeleri hazırlayıp gelmem isteniyordu. Bu belgeler; 1-Sağlık kurulu raporu, 2-Sağlık Eğitimi Enstitüleri öğrencilerine mahsus "sağlık teknisyeni" kadrosuna atandığına dair atama kararı, 3- Maaş nakil ilmuhaberi, 4- Nüfus hüviyet cüzdanı aslı, 5- 8 adet vesikalık fotoğraf,6- 1 asıl ve 6 suret noter tasdikli taahhüt ve kefalet senedi (14 milyar + % 9 faiziyle birlikte). Tüm bu belgeleri yüklü bir para ödeyerek hazırladım (Rapor;150 milyon,Taahhüt senedi 59 milyon ve bulunduğum ilden Ankara'ya taşınma, gidiş-geliş masrafları da cabası ). Okula kayıt yaptırmaya gittiğimde elime, kayıt için istenen ikinci bir belge listesi verdiler. Okuduğumda şok olmuştum, bağış adı altında benden zorla para istiyorlardı. Bu para benim maaşımın yarısı. Verecek gücümün olmadığını söylediğimde, "bağış da olsa vermek mecburiyetindesin" dediler. Bir memur olarak bu parayı nasıl ödeyeyim? Mecburen borç para bulmak zorunda kalacağım. Fakat bu devirde kim bana borç verir ki? Anlayacağınız çok zor durumdayım. Benden istenen diğer belgeler; 1-Vakıflar Bankası Kolej Şubesi Ankara Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü Yaşatma Derneği 2047105 numaralı hesabına yatırılan 150.000.000 (yüzelli milyon) banka dekontu, 2- 10 adet şeffaf dosya,3- 2adet plastik dosya, 4- 5.000.000 (beş milyon)luk posta pulu, 5- 5 adet beyaz zarf... Ben bir devlet memuruyum, aldığım maaş karnımı zor doyuruyor, aç bile kalıyorum. Bu durumda bu parayı nasıl öedeyeyim? Okula bu yıl kayıt yaptıracak öğrenci 200 (ikiyüz) civarında, zorla alınan bu para hesap edildiğinde korkunç bir miktar 270.000.000.000 (iki yüz yetmiş milyar) para ediyor. Peki bu parayı ne yapıyorlar? Tabii ki benim gibi çok arkadaşım da aynı durumdalar. Belki de bu şartlarda kaydımı yaptıramayacağım okuyamayacağım. Devlet, verdiği imkanı yine kendisi zorluk çıkararak engel oluyor. > İsmi mahfuz Tedavi giderlerimizi alamıyoruz Maliye Bakanlığı'nın Dikkatine; Bizler Ordu-Fatsa'da görev yapan memurlar olarak 2-3 aydır 101.02.1.081.180 Tedavi Gideri kaleminde ödenek olmaması nedeniyle tedavi giderlerimizi alamıyoruz. Bu durum bizleri maddi bakımdan sıkıntıya düşürüyor. Sayın Bakanımızın bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğini biliyoruz ve bu ödeneğin en kısa zamanda gönderilmesini istiyoruz. > Harun Ömeroğlu - ORDU