Türkiye'de tek gözü görmeyenlere araç kullanmayı yasaklayan anlayış akıl, mantık, ilim ve hukuk dışıdır. Bu uygulama Türkiye'de yaşayan tek gözü görmeyen kimselere yapılmış bir haksızlıktır. Çünkü; * Dünyada hemen hemen bütün ülkelerde (Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği Ülkeleri, Avustralya, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda, Hindistan, İran, Güney Afrika, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Filipinler, Finlandiya, KKTC, Tayland...) tek gözü görmeyen kimselerin sürücü belgesi alma hakkı vardır. * Üniveristelerimizin Tıp Fakülteleri Göz Anabilim Dalı (Ege Üniversitesi, 9 Eylül Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi...) tek gözü görmeyen kişilerin sürücü belgesi alabileceği ve araba kullanmakta sağlık açısından bir sakınca olmadığı konusunda olumlu görüş bildirmişler ve bunu resmi rapor halinde derneğimize sunmuşlardır.(Bunlarla ilgili belge ve bilgiler derneğimiz MONDER (Monoöküler ve Derin Ampliyoplar Derneği)'in web sitesi www.monder.org'da görülebilir) * Tek gözü görmeyen gerek Yabancı ülke vatandaşları gerek Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları yabancı ülkelerden aldıkları sürücü belgesi ile Trafik Kanunumuzun 88. maddesine göre ülkemizde özgür ve yasal bir şekilde araç kullanabilmektedirler. * Yurt dışından sürücü belgesi almış olan bir Türk Vatandaşı kesin dönüş yapması halinde sürücü belgesini 1 yıl içerisinde değiştirmek zorundadır. 1 yıl risksiz ve tehlikesiz görülen bu kişi 1 yılın sonunda aynı şartlarda riskli ve tehlikeli (!) görülerek sürücü belgesine el konulmaktadır. Halbuki alt yapı, üst yapı gibi ülkemiz trafik şartlarında bir değişiklik olmamıştır. Bütün bu yukarıda saydıklarımız; 1- Dünyada hakkın kullanılma realitesine, 2- Göz Ana Bilim Dalı (Oftalmoloji) 3- Herkes yasa önünde eşittir (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 7) 4- Herkes kanun önünde eşittir (Anayasa Madde,10) 5- Devletin Temel Amaç ve Görevleri (Anayasa Madde 5) 6- Herkes yerleşme ve seyehat hürriyetine sahiptir (Anayasa Madde 23) 7- Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz (Anayasa.Madde 11) 8- Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal ve bir hukuk devletidir (Anayasa, Madde 2) aykırıdır. Bizler Türkiye'de yaşayan, bu ülke için vergilerimiz tam ve muafiyetsiz ödeyen tek gözü görmeyen Türkiye vatandaşları; * Mecburiyet karşısında araç kullanıp olağan trafik kontrollerinde yakalanınca "tek gözlü tarfik canavarı" olarak damgalanmak istemiyoruz. * Resmi sürücü belgeli olmadığımıza göre ülkemizdeki trafik kazalarının sorumlusu biz değiliz. Ancak sonuç olarak kazalardan dolayı biz suçlu ilan edilip sürücü belgesi hakkından mahrum bırakılmak istemiyoruz. Bizler, başta Sağlık Bakanı Sayın Osman Durmuş'tan olmak üzere bütün trafikle ilgili yekililerden hukuka ve bilime uygun olmayan bu uygulamanın durdurulmasını ve tek gözü görmeyenlere sürücü belgesi hakkının verilmesini talep ediyoruz. > MONDER Yönetim Kurulu 18. Madde 18. Madde ve başa inen üç yumruk... 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 18. Maddesi aslında iyi niyetle yapılan, ama tatbikatta kötü sonuçlar veren bir yasa olmuştur. Bu yasa adeta belediyelere arsa sağlamak için düzenlenmiştir. 1994 metrekarelik arsanızın 593 metrekaresi bedelsiz olarak elinizden alınırsa, 300 metrekarelik arsanız çerez parası karşılığı ipotek edilirse, 278 metrekarelik arsanız da tanımadığınız biri ile ortak edilirse bedelsiz alınan arsanız bir yıl sonra satışa arzedilirse, bu haksız ve adaletsiz uygulamaya "Mülkiyet gaspı" denir. Erzurum'dan yazan okurunuz Turan Kocaman 18. Madde'nin hışmına uğrasaydı, bu maddeden sitayişle bahseder miydi?.. > Selahattin Taner - BALIKESİR Vah öğretmenim vah! Ne zaman elime gazete alsam, kalp çarpıntılarım artar. Üç yıldır şöyle içimizi açacak bir haber okuyamaz olduk. Ülkenin güzel insanları cinnet halinde, kimisi annesini, kimisi babasını, kimisi de ciğerparesi-yavrusunu öldürmüş. Ne oldu benim güzel ülkeme, güzel insanlara! Bu halin müsebbiplerinin Allah korkusu, utanma duygusu yok mu? Bakın hazineden trilyonlar alan politikacılar, yöneticiler bakın. Afyon-Emirdağ'da bir okulun müdür yardımcısı, yılların öğretmenini ne hale getirmişsiniz. Öğretmenimiz, 13 yaşındaki oğluyla birlikte okulun 23 torba kömürünü çalabiliyor. Öğretmen tutuklanmış, biricik oğlu da mahkemece serbest bırakılmış. Öğretmen içerde, toplumdan bir nebze de olsa uzak kalacak; ya eşi, çocukları... Bunların halini hiç düşündünüz mü? Burada suçlu kim? Öğretmene bu suçu işleten düzen mi? Devletin hazinesinden trilyonlar alarak; öğretmene, işçiye, köylüye, emekliye olmadık yalan vaatlerde bulunup iktidara gelip, ülkeyi yangın yerine çevirenler mi? Memura verecek para bulunmadığını söyleyerek, canım öğretmenimi kömür çalmak zorunda bırakıyorsunuz, ama öbür taraftan siyasi partilere 160 trilyon aktarabiliyorsunuz... Bu parayla öğretmenime 1 ton kömür alsanız da, bu yüz kızartıcı durum çıkmasa ortaya... 23 torba kömür için canım öğretmenim rezil-rüsva olabiliyor, ama devlet kasasından trilyonlar götüren yandaşlarınıza dokunulamıyor. Vay öğretmenim vay! Ya oğlun, ya eşin... Seni bu hale düşürenlere beddua bile edemiyorum. Allah'ın adaleti keskindir... > Ekrem Hortu - KONYA