Tek isteğimiz, haksızlığın giderilmesi

A -
A +

Ülkemizde çalışan öğretmen, memur ve bunların emeklilerinin, kadrosuzluk sebebiyle yıllarca düşük derecelerden maaş aldıkları; bazılarının da hak etmediği halde yüksek derecelerden maaş aldıkları görülmektedir. Bu durumun düzeltilmesi amacıyla, eşit işe eşit ücreti öngören yeni bir ücret uygulamasının sağlanması için, 13.07.2001 Tarih ve 24461 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kararname, 01 Ocak 2002 tarihinde uygulanmak üzere 57. Hükümet tarafından çıkarılmıştı. Ne yazık ki, bu kararnamenin uygulanması durdurulmuş, fakir memur ve emeklinin hakkı verilmeyerek mağduriyetlerinin devamına yolaçılmıştır. Nasıl bir ücret tablosu oluşmuştur? 1. Vaktiyle ilkokul mezunu bile olmayan eğitmenler, yüksek okul mezunu sayılarak, 1. dereceden maaş ve ek gösterge almaları sağlanmıştır. 2. Köy Enstitülerinin 1. ve 2. dönem mezunları öğretmenler toplam 9 yılda öğretmen olup (5 yıl ilkokul, 4 yıl köy enstitüsü), yine 1. dereceden maaş ve ek gösterge almaktadırlar. 3. Vaktiyle Erkek Sanat Enstitülerinde 5 yıl okuyarak bitirip, 6 ay kursa tabi tutulup köylerde demircilik ve marangozluk kursu öğretmenliği yapanlara da 1. derece verilmiştir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür... 4. Köy Enstitüleri kapatılarak, Öğretmen Okullarına dönüştürüldükten sonra hazırlık dahil 7 yıl, ilkokulla birlikte 12 yıl okuyan öğretmenler Lise mezunu sayılarak, 3. derecenin çeşitli kademelerinde hapsedilmiş, kadrosuzluk nedeniyle düşük dereceden yıllarca maaş almaya mahkum edilmişlerdir. 5. Bu durumda, ilkokul mezunu olmayan eğitmen ile 9 yıl okuyan Köy Enstitüsü mezunu hak etmedikleri maaşı alarak ödüllendirilmişler; bunlardan 3 yıl fazla tahsil yapan Öğretmen Okulu mezunu öğretmenler adeta cezalandırılmışlardır. 6. Bizler devletimizin imkanları dahilinde verilecek maaşa rıza gösteriyoruz. Tek isteğimiz, "eşit işe eşit ücret"tir. 7. 57. Hükümet tarafından çıkarılan kararnamenin uygulanması için, 58. Hükümet'in harekete geçmesini bekliyoruz. > Bir grup mağdur adına Emekli Öğretmen Osman Güvenli - BURDUR Allah hepimizi bunların şerrinden korusun! Bir kısım medya, bu cennet vatana ve insanlarımıza hiç yakışmıyor. Dindar vatandaşlarımızı "gerici, yobaz" gibi nitelemelerle karalayan bunlar, yayınlarında insanlarımızın duyarlılıklarına dikkat etmeden her türlü açık-saçıklığı sergilemektedirler. Bu yolla aile değerlerimiz yıpratılmakta, gençlerin kötü alışkanlıklar edinmesine önayak olunmaktadır. Bunlar değişik kesimlerle menfaat ilişkisine girmekte, dümen sularına girmeyen yetkili ve kurumlara karşı karalama kampanyası açarak şantajcılığa tevessül etmekte, her devirde vurgunlarına devam edebilmektedirler. Bunlara direnen namuslu, vatanperver kişilerin vay haline... Bunların yaptıkları kötülükler bu kadarla da kalmamakta, çeşitli yarışlarla hepimizi avlamakta ve kandırmaktalar. Bu defa da ben kandırıldım ve bunlara kandığım için kendimden utandım. Ertesi gün de sayfalarında dürüstlük, vatanperverlik yazılarını okuyunca kahroldum. Ülkemize kötülük olarak bunlar yeter; ne Rum'a, ne de Yunan'a ihtiyaç var. Allah güzel vatanımızı ve hepimizi bunların şerrinden korusun... > Mağdur bir vatandaş - KONYA Bu soyguna kim dur diyecek? Evimizin otomat elektrik tüketimi 1 kwtt, toplam elektrik bedeli 118.000. TL. Ancak Güç Bedeli, KDV ve diğer vergilerle 2.580.000 TL. olmuş. 2 ayda bir ben bu parayı veriyorum. Benim evimde TEDAŞ'ın ne Güç Bedeli var? Neden hâlâ alıyor? Madem alıyor, o zaman TELEKOM gibi karşılığında bedel versin!.. Mücahit Kocaman Sungurlu / ÇORUM Pes doğrusu! Hâlâ %2.7 oranlı zamlarla işçi emeklilerinin geçinebileceğini düşünebiliyorsanız pes doğrusu!.. Bu insanlar yiyip içmiyor mu, su-elektrik kullanmıyor mu, kira ödemiyor mu? Bir mutfak tüpünün bile 23 milyon olduğundan haberiniz yok mu ki böyle bir rakama zam diyorsunuz!.. Artık sosyal aktiviteleri düşünmek mümkün bile değil. Öyle kitap, gazete okumak, sinema, tiyatroya gitmek hayalden de öte. Şu bir gerçek ki, sizin işçi emeklilerine reva gördüğünüz 200-250-300 milyon liralar sizin öğle yemeğinize bile yetmez. Ayrıca, memurlara ödenen yıllık vergi iadesinde; kira, gıda, giyim, sağlık ve eğitim giderleri geçerli. Vatandaş suya, elektriğe, telefona KDV ödesin, ama iadesini geri almasın, öyle mi? Bunların zaruri ihtiyaç olduğunu hâlâ kabul edemeyip de lüks tüketim olarak görüyorsanız, buna da pes doğrusu! Eğer bunlara KDV ödüyorsak, iadesini de almalıyız, ya da KDV oranlarını makul bir şekilde azaltmalısınız. Biz vatandaşların, Meclis'teki bütün partileri Meclis dışında bırakma gücüne sahip olduğumuzu da sakın aklınızdan çıkarmayın... > Birgül Zengin - RİZE

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.