Terör kimlerin işine yarıyor?..

A -
A +

19. yüzyıl boyunca, başta Rusya olmak üzere, Avrupa devletleri tarafından körüklenen milliyetçilik furyası, öncelikle Osmanlı'nın batı topraklarını kaybetmesine sebep oldu. 93 Harbi ile Ermeni milliyetçiliğinden de sonuçlar alınmaya başlandı. Böylece milliyetçilik Osmanlı'nın doğu topraklarını da sardı. I. Dünya Savaşı sırasında milliyetçilik furyasının güneyimizi de kuşattığını gördük Arap memleketlerinde. Öyle ki, Osmanlı resmi olarak Almanya'nın yanında savaşa girdiği halde, Osmanlı'nın yarıdan fazlası İngiltere safında yer aldı. Tabii ki bütün bu gelişmelerden bir ders çıkarmışız. Milli mücadele, "misak-ı milli sınırları" diye tabir edilen bir coğrafya üzerinde kendini gösterdi. Ve egemenlik döneminde de bu sınırlar üzerinde "milli devlet" kuruldu. Bize en büyük darbeleri vuran milliyetçilik, nihayet altı ilkemiz arasına girdi. Amaç, dış mihrakların milliyetçilik buhranı ile içişlerimize karışmasını önlemek ve yeni parçalanmalara meyil vermemekti. Fakat dönemin emperyal devletlerinin, TBMM'nin açılması sonrasında, kardeşi kardeşe kırdırma noktasında kısmi başarı sağlaması, millet olarak rahat bırakılmayacağımızın sinyallerini veriyordu. II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere ve Fransa'nın güç kaybetmeleri, Rusya'ya karşı ABD müttefikliğimiz milliyetçilik gündemlerini bir süre ertelemişti. ABD ve İsrail'in Orta Doğu'da egemenliklerinin güçlenmesiyle, bu ülke-ler piyon odaklar ve güçler oluşturarak, bölgeyi savaş alanı haline getirmeye çalıştı. İsrail Orta Doğu'nun batısında konumunu güçlendirirken ABD de Orta Doğu'nun doğusuna yerleşmiştir. PKK işte tam da bu ortamda kendinden bahsettirmeye başladı. Yani, PKK da bu mekanizmalardan biridir. Türkiye ile İsrail'in arasında yaşanan gerginlik esnasında ve ardında, PKK saldırılarının bize bir mesaj verdiğini görüyoruz. Artan PKK saldırılarıyla, Ergenekon hukuksal süreçte güç kazanmaya başladı ve kaosa sürüklenen ortamı değerlendiriyor. İsrail kaybettiği prestijini örtbas etmek istiyor... PKK'nın ülke içinden de kontrol odaklarının olduğunu bilmekteyiz. Yeminli AKP karşıtları ve Ergenekon örgütü mensuplarının şu sıralar avuçlarını ovuşturduklarını tahmin etmek zor değil. Kurumlara yerleşmiş bazı kirli odakların PKK ile dirsek temasında oldukları ortaya çıkabilir. Belki çok yakında PKK olaylarının artması doğrultusunda devreye girenlerin ses kayıtlarına şahit olabiliriz. Hassas bir dönemden geçtiğimiz belli. Bu durumda PKK'nın safiyane niyetler üzerine kurulmuş bir örgüt olmadığını, aksine içten ve dıştan taşeron olarak yönetildiğini görmekteyiz. PKK'nın, silahlı mücadeleyi gerektirecek geçerli tezleri yok. Etnik durum, ekonomi, demokratikleşme sadece bir kesimin değil, bütün Türkiye'nin ve bütün vatandaşların temel meselesidir. Doğunun da batının da problemidir. Kişisel hatalar olabilir ama devlet politikası olarak, birilerine yönelik özel bir kasıt yok. Türkiye'nin ekonomik, hukuki, siyasi, dini, sosyal, anayasal gibi birçok alanda meseleleri bulunmakta. Fakat bu ülke bizim. Problem varsa çözeceğiz. Problem büyütülerek çözülmez. Konuşacağız, tartışacağız, bağıracağız, çağıracağız, yürüyeceğiz, seçeceğiz, seçmeyeceğiz, sabredeceğiz; bir şekilde bunların üstesinden geleceğiz. Ancak asla anarşiyi, terörü tercih edemeyiz. Ahmet Çiçek Bakanlık, öğretmenleri mağdur etmemeli >Milli Eğitim Bakanlığı'na; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ile, yıllardır Doğu'da görev yapan; memleketine, ailesinin yanına dönme hayalleri kuran öğretmenlere haksızlık yapmış, hukuk kurallarını ihlal etmiştir. 1. Yönetmelikle, 2010'dan önce atanan öğretmenlerin mecburi hizmetine muafiyet getirilmiş, batı illerinde mecburi hizmet ile boşalması gereken yerler böylece boşalmamış, suçu sadece doğuda görev yapmak olan öğretmenlerin yerlerinden kıpırdamamaları sağlanmıştır. 2. Yönetmelikte, "il dışı kontenjan" diye bir şey olmamasına rağmen, il dışı kontenjan uygulaması devreye sokulmuş, yine sembolik rakamlarla bu kontenjan belirlenmiş; tayin hakkı olmasına rağmen, pratikte tayinin çıkması imkansız hale getirilmiş; tayin istenen birçok okul tercih edilmesine rağmen, atama yapılmamış veya çok daha düşük puanla il içinden atama yapılmıştır. 3. Öğretmenlerden gelen haklı tepkiler karşısında geri adım atmak zorunda kalan MEB, temmuzda yeni bir il içi tayin hakkı vermiştir. Fakat yönetmelikteki, "il içi ve il dışı atamalar puan üstünlüğüne göre beraber yapılır" hükmü ihlal edilmiş, alenen yönetmelik delinmiştir. Memleketimizin ücra köşelerinde, ailelerinden, memleketinden uzakta görev yapan yüz binlerce öğretmen mağdur edilmiştir. Bu mağduriyetin kısmen giderilmesi için, temmuzda yapılacak il içi atamalarda, il dışı atamaların da yapılması, kontenjan sınırının kaldırılması gerekmektedir. Mağdur edilmiş bir grup öğretmen Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.