Terörü bitirmenin yolu vatandaşı kazanmaktan geçer

A -
A +

Milleti yönetenler, halkla iç içe olmalı, vatandaşla gönül bağı kurmalı, milletin sevgisini, güvenini kazanmalı, gönüllerde yer edinmeli... Halka rağmen yönetim olmaz. Milletin tasvip etmediği, sevmediği kişiler koltuklarında ısrar ederlerse başarılı olamazlar. O koltuklar, makamlar millete ait. Milletin istemediği başbakan, bakan, vali, müdür anında makamını bırakmalı, asıl sahibi olan milletin güvenine mazhar olmuş kişilere yer açmalıdır. Bunu sağlamak fazla zor değil, halk samimi insanları seziyor, bağrına basıyor. Önemli ve kasıtlı hatalar olmadıkça da sevgisinden dönmüyor. Rahmetli Menderes bunu sağlamıştı, bir ara Demire de başarmıştı, Rahmetli Turgut Özal'ın halkın gönlündeki yerini anlatmak için cenaze törenini hatırlamak yeterli olacaktır. Çukurca'daki bir köylünün evinin duvarında Özal'ın resmi vardı, Edirne'deki köylünün evinde de aynı resim asılıydı. Gönüllerindeki sevgi de aynıydı, ortaktı. Bu sevginin, güvenin sebepleri iyi araştırılmalı, memleket için taşıdığı stratejik değerin önemi kavranmalıdır... Vatandaş, kendisi gibi düşünenleri, kendisini sevenleri çabuk seziyor ve bağlanıyor... Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan'ın da bunu başardığı görülüyor. Siz bakmayın çıkarılan yaygaralara, vatandaş Başbakan'a güven ve sempatiyle bakıyor. Hakkari gezisinde de bu görüldü, ona oy vermeyenlerin de güven duydukları anlaşıldı. Türkiye'nin bu şansı iyi kullanılmalı. Sayın Başbakan bu kritik dönemde Doğu, Güneydoğu illerini, ilçelerini adım adım gezmeli, halkla birebir temas kurmalı, gönül bağını kuvvetlendirmelidir. Bazı yöneticilerin ve odakların sebep olduğu tahribatı başka türlü gidermenin imkanı yoktur. Oralara gidilmeli, dertleri dinlenmeli, acil çözümler bulunmalıdır. Terörün bitmesi için öncelikle vatandaşı kazanmak gerekir. Bu bölgelerdeki vatandaşların gönlünü kazanmak, Avrupa Birliği temasları, yabancı yatırımcı çekme çabaları kadar, hatta daha da çok önemlidir. Türbeler kimin sorumluluğunda? Eyüp Belediye Başkanlığı'na; Eyüpsultan, birçok mübarek zatın türbesinin bulunduğu müstesna bir yer. Bu mübarek zatların türbeleri sevenleriyle dolup taşıyor. Cuma günü biz de Eyüp'te bulunan Murad-ı Münzavi Hazretleri'nin türbesini ziyaret ettik. Yağmur yağıyordu. Ama türbenin içi de dışı gibi ıslaktı. Her taraf akıyor, 5 dakikada bir kova değiştiriliyor, yine de yetiştirilemiyordu. Halılar ıslanmış, çürümüş... Bu mübarek zatın mezarı, türbesi böyle mi olmalıydı? O büyüklere böyle mi saygı göstereceğiz? O zatları sevenleri bu şekilde incitmeye kimin hakkı var? Bu türbeler kimin sorumluluğunda? Başka kurumlar baksa bile, belediyenin el atması gerekmez mi? Lütfen bir an önce gereken tamiratı yapın da bizi daha fazla incitmeyin... > Veli Gündüz, Tamer Reisoğlu-İSTANBUL > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.