Geçtiğimiz günlerde Balıkesir Altınova'da çok tehlikeli bir provokosyon denemesi oldu. Bazı vatandaşların evleri ve dükkanları taşlandı, camları kırıldı. İnsanlar evlerinden çıkamaz oldular. Devlet görevlilerimiz, olayları yatıştırmak için çok gayret gösterdiler. Günlerce süren olayın bir kışkırtma olduğunu anlatmak da uzun sürdü tabii ki. Peki ailelerin çocuklarını evlerine çekmesi, vatandaşların bire bir bilgilendirilmeleri mümkün olamaz mıydı? Yani medya aracılığı ile yapılan ve belki de amacımızı tam anlatamadığımız çağrıları bizzat anlatacak görevlilerin olduğu bir sistem olsa konu daha kolay çözülemez miydi? Erzincan Emniyet Müdürlüğü'nde 2008 yılı başında Aile Polisi Projesi başlatıldı. Türkiye'de,belki de dünyada bir ilk olarak uygulamaya konan bu sistemde, ilde bulunan polislerini tamamı ilde yaşayan halkımıza paylaştırılmış. Her bir polis memuruna ortalama 50 aile düşüyor. Aile Polisleri 2008 Mart ayından bu yana aileler ile görüşüyor, haftada bir defa aileleri ziyaret ediyor, bir ihtiyaçları olup olmadıklarını soruyor. Hasta ve yaşlı olan insanımızla ilgileniyorlar. Foseptik çukuru, kopmuş elektrik teli, yıkık metruk binaları tespit ederek belediye ile görüşüp gerekli düzenlemenin yapılmasını sağlıyorlar. Hatta yardım etmek istediği halde ilde yaşayan fakirleri tanımayanlara rehberlik yapıyorlar. Üniversite öğrencilerinin tıraş ettirilmesi için berberlerle görüşme yaparak 63 berberin üniversite öğrencisini öğrenimleri süresince parasız tıraş etmeleri için gerekeni yaptılar. Şimdi de lokantacı esnafı ile görüşüp her bir lokanta esnafının bir üniversite öğrencisine akşam yemeği vermesi için var güçleriyle çalışıyorlar. Halkıyla bu derece kaynaşmış, Erzincan Polisinin, herhangi bir kışkırtma olayında ne kadar aktif olabileceğini ortada. Aile reisini de çocuğunu da çok iyi tanıyan aile polislerimiz, olayların kışkırtma olduğunu, bundan her iki tarafın ve ülkemizin zarar göreceğini kolayca anlatıp, onları bu yapılanlardan vazgeçirebilirler. Erzincan Aile Polisleri gibi, Altınova'nın mahallelerinde de aile polisleri olsaydı, akşamları da sorumlu oldukları ailelerin yanına gitselerdi, kışkırtmayı anlatsalardı, aileler daha kolay ikna olmazlar mıydı? Aile Polisi Projesi hemen ve derhal ülkenin tamamına yayılmalı. Mutlu yaşamak için, güvende yaşamak için, birbirimize güvenmek için bu şart. Erkam Nar (Nehaber24) >> Mağduriyetimin bitmesi için yardımcı olun Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu'nun dikkatine; Samsun/Vezirköprü'de ikamet etmekteyim. 1972 doğumluyum ve ilkokul mezunuyum. 2007 yılı son aylarında. Vezirköprü Kereste Fabrikası'nda (Vezirköprü Orman Ürünleri AŞ) çalışmakta iken, iş kazası sonucu elimi makineye kaptırdım. Bunun sonucunda Samsun Tıp Fakültesi'nde 3 defa ameliyat oldum. Şu an çalışacak durumda değilim. Tedavim sonunda 10 gün çalıştırılıp çıkışım verildi. Sonra da işe alma hususunda oyalandım. Bu sebeple bu zamana kadar hakkımı yasal yollardan arayamadım. Şu anda mağdur durumdayım, ortada kaldım. Ağır işlerde çalışamıyor, para kazanamıyorum. Kirada oturuyorum, 4 çocuğum var, hepsi de okula gidiyor. Kıyafetlerini alamadığım için çocuklarım bu zamana kadar okula gidemiyordu, bir başkasının kıyafetleri alması sonucu şimdi gidebildiler... Kaza, sağlık durumum ve diğer hususlarla ilgili resmi raporlarım bulunmaktadır. Lütfen bu mağduriyetime son verin... > Cihan Demir >> Çöp bırakılan caddeler sabunlu su ile yıkansın Bayrampaşa Belediye Başkanlığı'na; Bayrampaşa'da Kartaltepe Enverpaşa Caddesi üzerindeki çöp bırakılan caddenin ve mahallenin pis kokulardan arınması için, haftada iki defa deterjanlı su ile yıkanmasını istiyoruz.. Bayrampaşa Belediyesi'nin bu talebimizi dikkate alacağına inanıyoruz. Temizlik bedeli ödüyoruz, böyle bir hizmeti istemeye hakkımızın olduğunu düşünüyoruz. Bazı belediyelerin, cadde ve sokaklarını sabunlu sularla yıkadığını görüyor, aynı hizmeti Bayrampaşa Belediyemizden de bekliyoruz... Cadde sakinleri adına HALİS KAHRAMAN >> Dünyamızı sorumsuzca tahrip ederek bindiğimiz dalı kesiyoruz Hiç durmadan değişen gündemlerle ilgili bilgi kirliliği yaşıyoruz. Esas düşünmemiz gereken şeylerle ilgilenmek yerine, güzel zamanlarımızı ya saatlerce süren futbol yorumları ile, ya da insanımız için hiç önemi olmayan şeylerle geçiriyoruz Şu anda, kazanma, daha çok kazanma ve gösteriş için hoyratça kullananlar yüzünden ihtiyar dünyamızın ısınma ile başı dertte. Bu durumda kaybedecek olan bizleriz. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Düşünmeyen, tüketen ve ne yaptığını bilmeyen, hayatı sadece sömürmekten ibaret sayan ve sömürdükçe sömürme hırsı artan topluluklar olmuşuz. Bunun yaratılış gayesine aykırı olduğunu bütün insanlığa anlatmamız ve örneklerle kurtuluş reçeteleri sunmamız gerekir. Şovlarla vakit geçirecek sıra değil. Ormanlarımız bu hırsla yağmalanıyor ve yakılıyor. Neredeyse, nüfus sayısından çok araba ile, atmosferimizi kirletme yarışına girmiş gibi kirletiyoruz. Bu gidişin durdurulmasının mümkün olmadığını fakat yavaşlatılabileceğini düşünüyorum. Bizler için hiçbir anlamı olmayan suni meselelerle uğraşmaktan vazgeçelim... Rahim Demirbaş (Emekli Öğretmen)