Trenlerin içler acısı hali

A -
A +

Devlet Demiryolları'nın büyük miktarda zarar ettiği biliniyor. Bakanlar değişir, yöneticiler değişir, ama zarar devam eder. Peki bu zarar neden? Yeterli sayıda vatandaş bu yolu tercih etmiyor mu? Etmiyorsa sebebi ne? Karayolları böyle güvensiz iken, trafik kazalarından onca insanımız hayatını kaybederken, neden vatandaş trenleri tercih etmiyor? İşte, bütün bunların cevabı bir okuyucumun anlattıklarında: "27.12.2002'de saat 19.20'de İstanbul'dan Konya'ya gitmek üzere Meram Ekspresi ile hareket ettik. Malum, karayollarında adım başı trafik kazaları oluyor, demiryolları daha güvenli. Daha konforlu, daha rahat olmasını da beklerdim... Gördüklerime inanamadım. Trenler tam anlamıyla sahipsiz, adeta dökülüyor. Tuvaletlerde su akmıyordu. Pis bir koku her yanı kaplamıştı. Vagonun biri çok sıcaktı, herkes terden sırılsıklamdı. Bir başka vagonda da buz gibiydi, yolcular soğuktan titreşiyordu. Bu garipliği düzeltecek bir yetkili de görünmüyordu... Evcil hayvanlar gayri sıhhi bir şekilde taşınıyordu. Bu çağda, bir toplu taşıma aracının, hele saygın bir kurum olan TCDD'nin işlettiği bir trenin bu şekilde olabileceğine ihtimal veremezdim. Dönüşte yer olmadığı söylendi. Araya bir tanıdık girince de yer bulundu. Eş-dost için boş yerler bırakılıyordu anlaşılan... Bu gördüklerim bu sefere mahsus değildi. Bu tarihten 15 gün önce aynı ekspresle aynı güzergaha seyahat etmiştim, durum aynıydı..." Gerçi trenlerin bu durumda olduğunu anlamak için Sirkeci-Halkalı arasında seyahat etmek bile yeterli. Peki ama neden? Neden hiçbir yönetici bu durumu değiştiremiyor? Vatandaşımız hem güvenli, hem konforlu, hem de ucuz bir araç ile seyahat edemez mi? Bu kurumları zarar ettirmeden işletmenin bir yolu yok mu? Bu telaş neden? Körfez Savaşı nedeniyle ülkemizin 100 milyar dolarlık zarara uğradığı yakın zamanda da gazete manşetlerinde yer aldı. Komşu ülkelerle ilişkilerimizin düzeltilmesi gerektiği, bu ülkelerle ticaretimizin artması gerektiği de belirtiliyordu. Bu görüşleri belirtenlerin de destek verdiği geçmiş hükümetler zamanında 100 milyar dolarlık dış borç, 130 milyar dolarlık da iç borç yükü altına sokulduk. Daha 2 ayını bile doldurmamış AKP Hükümetini acımasızca eleştiren bu çevrelere sormak istiyorum; siz kimin sesisiniz? 67 milyon Türkiye vatandaşının yüzde kaçını temsil ediyorsunuz? Halk, hükümetinin ve meclisinin yanında, sizin yanınızda değil. Artık susmanız lazım... Hükümetin SSK'lı, Bağ-Kur'lu gariban vatandaşlara birazcık destek olmasından birileri fena bozuldu. Bunlar bütün kaynakların kendilerine akıtılmasına alışmışlar, bu defa da öyle olmasını istediler. Hükümeti topa tutmaları bundan... Hükümet, "önce milletim" dedi diye, bunlar fena bozuldu. Bu yoksul halkın ödediği vergi, eskiden olduğu gibi yine kendilerine aktarılsın istiyorlar. Hükümet, "önce halk" dediği sürece, bütün halkın desteğini arkasında bulacaktır. Bundan herkes emin olsun... > Ekrem Hortu - KONYA Neden bu vergi herkesten alınmıyor? Kira Gelir Vergisi'nin Ocak ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği yazılıp, çiziliyor. İyi güzel de, acaba bu vergiyi veren kaç mükellef var? Maliye, bu vergiyi verenlerden alıyor, vermeyenlere ilişmiyor. Semtler denetlense, 5-6 milyarlık kira geliri olduğu halde vergi vermeyenler tesbit edilemez mi? Eğer bu vergi verilecekse herkes versin. Herkesten alınamıyorsa kaldırılsın. Bu şekilde kendimizi kandırılmış gibi hissediyoruz. > S. Çiftligil - İSTANBUL Lütfen gölge etmeyiniz Sayın Tuncay Özilhan'ın dikkatine; Daha önceki dönemlerde de tasvip etmediğim demeçleriniz olmuştu. Ama son demeciniz üzerine sizi ayıpladık. Sadece iki ay önce onay almış bir Hükümeti topa tutup tekerleğe çomak sokmak ne demek? "ABD'nin yanında olunuz" ne demek? Memleketin son ekonomik durumu kimin eseri? Türkiye üzerine oynanan oyunlar nelerdir? Bunları hiç düşündünüz mü? Lütfen fildişi kulelerinizden çıkınız, millete karışınız. Lütfen canını dişine takmış milletin dua ettiği bu hükümete gölge etmeyiniz. Size tavsiyem, Türkiye Gazetesi Dış Politika Yazarı Mustafa Necati Özfatura'nın yazılarını takip ediniz. Görüşlerinizin değişeceğinden eminim... > M. Ekmen (Cerrah Hekim) - İSTANBUL Telekom'dan açıklama Gazetenizin 11 Ocak tarihli nüshasında köşenizde yer alan, "İnternet Altyapısı Yetersiz" başlıklı yazınız üzerine gerekli inceleme yapılmıştır. Türkiye'nin her yerinden sağlıklı, güvenilir ve hızlı internet erişimini sağlamak amacıyla kurulmuş olan TTnet internet şebekesi, 12 merkezden oluşan ve bunların içinden 7 merkezin 2,4 Gbps hızı ile haberleştiği ana omurgası ve 143 erişim noktasından oluşan omurgası ile hizmet vermektedir. Tüm il merkezlerini ve büyük illerdeki trafiği yoğun ilçe merkezlerini kapsamaktadır. Bunun yanında, yurtdışı çıkışları da 1.166/1.045 Gbps hızlarına sahiptir ve bütün İSS'ler bu çok yüksek kapasiteli yurtdışı çıkışlarından faydalanmaktadır. 2,4 Gbps gibi büyük omurga kapasitesine sahip TTnet internet şebekesi, yüksek omurga kapasitesi ve 143 adet POP erişim noktası ile Avrupa'nın sayılı şebekeleri arasındadır. Varolan yatırımlarını ve teknolojisini abone talepleri ve oluşan trafiğe paralel olarak geliştirmekte ve bunları halkımızın hizmetine sunmaktadır. > Mükerrem Ekmen (İdari Uzman), Abdullah Gündüz (BasınYayın Müşaviri)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.