Turizme daha çok önem vererek, işsizlere iş bulalım

A -
A +

İşsizlerimizin sayısı, son krizle birlikte daha da arttı. Gözardı edilemeyecek bu önemli olgu için ilave tedbirler alınması gerekmektedir. 100 gençten 28'inin işsiz olması çok ciddi bir problemdir. Bu konjonktörde, turizm sektörüne ivme kazandırılması halinde, bu sektör işsizlik için can simidi olabilir. Ülkemiz; kum, deniz ve güneş turizminin yanında; termal, yayla, kayak, dağ, inanç, tarih, kültür vb. turizmine de ağırlık vermk zorunda. Hem alternatifleri çoğaltmak, hem de turizmi 12 aya yaymak mecburi hale gelmiştir. İç turizmle birlikte, dış turistleri çekebilecek cazibe merkezlerimiz oldukça fazladır. Turizm, çevreyi de havayı da kirletmeyen bacasız sanayidir. Genellikle varlıklı insanlara hitap eder; riski az, kazancı da çoktur. Turizm sektörünü canlandırmak için, gerektiği kadar teşvik vermek kaçınılmaz hale gelmiştir. Lisan bilen, eğitilmiş tur operatör sayılarını ve hizmet götürdükleri yerleri, belgeleri arttırmalı. Bu işle ilgili organizasyonların çerçevesi daha da genişletilmelidir. KÖRFEZ ÜLKELERİNE ÖNEM VERİLMELİ Kurumlar ve tur operatörleri; Avrupa ve Amerika'nın yanında, Kafkasya, Orta Doğu, Ortaasya ve Uzakdoğu ülkelerinden de daha çok turist getirmenin yollarını bulmalı. Özellikle Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn gibi ülkeler üzerinde yoğunlaşılmalı. Bugün, likidite bolluğu olan, mali krizden en az etkilenen ülkeler Körfez ülkeleridir. Petrol zengini bu ülkeler, ülkemizi tanıdıkları ve mevcut potansiyeli yerinde gördükleri takdirde, arkasından birçok yatırıma yönelecekleri, Türk müteşebbisleri ile ortak yatırımlara imza atacakları da muhtemeldir. Bununla ilgili kararlar yargıya takılmamalı, bu kritik zamanda Hükümetin eli-kolu bağlanmamalıdır. Türkiye'nin güvenilir bir liman olduğu imajını gölgeleyecek siyasi ve hukuki istikrarsızlıktan kaçınmamız gerekir. Terör belasını besleyen en önemli etkenlerden biri işsizliktir. İşsizliğin makul seviyelerde olmadığı ülkelerde can ve mal güvenliğinden söz edilemez. Suçları yalnız ceza ile önlemek mümkün değildir. Herkesi iş ve aş ahibi yapmak gerekir. İş bulan, istihdam edilenlerin gelirleri de makul bir seviyede olmalı. Kayıtdışını önleyici ve vergiyi tabana yayıcı radikal tedbirler bugüne kadar alınmamıştır, bazı yüzeysel tedbirlerle yetinilmiştir. Bütün kesimlerin fikirleri alınarak, ortak bir paydada buluşulmalı, karar verilmeli ve uygulanmalıdır. Kayıtdışını önleyemeyen ülkelerde gelir dağılımı adaletli olmaz ve bütçe dengeleri kurulamaz. Necdet Akman >> Ulu Cami'nin minberinde bulunan sırları bilen var mı! 1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa'nın sembollerinden Ulu Cami'nin minberinin doğu yakasında (mihraba bakan yüz) Güneş Sistemi, batı yakasında ise Galaksi Sistemi yer alırken, evrenin kül olarak tasvir edildiği ileri sürülüyor. 602 yıllık tarihi minberdeki şekiller bu tespiti doğrular nitelikte. Hem de minberin her iki yüzünde şaşırtıcı şekilde evrenin haritalarının adeta bir krokisi var. İlginç şekillerin sırrını çözen kişi Araştırmacı Fevzi Ülgü Alsancak. 1980 yılından bu yana minber üzerinde yaptığı çalışmalarla tarihin derinliklerinde kalan gerçeklere ışık tuttuğunu söyleyen Alsancak, "Alan süsleme motiflerinde simetri yoksa mutlaka bir mesaj vardır" ilkesinden yola çıktığını söylüyor. Bilim teknoloji ve uzay bilimleri araştırma tekniklerine kafa yoran bir öğretmen olduğunu belirten Ülgü, motifleri dikkatlice incelediğinde minberin mihraba bakan yüzünde güneş sistemini keşfettiğini söylüyor. Mihrapta yer alan Güneş Sisteminde 9 gezegen var. Bunun da ötesinde gezegenlerin güneşe göre konumları ve büyüklükleri gerçek ölçülerle örtüşür oranlarda. Ülgü, yine Kündekari sanatının bir özelliği olan parçaların birleşmesiyle oluşan çukur kanal çizgilerinin de gezegenlerin yörüngesini temsil ettiğini söylüyor. Bu yüzeyde yer alan bir başka gizem ise serpiştirilmiş halde yıldız motifleri yer alması ve bunların içinde kuyruklu yıldızların da bulunması. Ülgü'nün dikkat çektiği en önemli detaylardan bir de Plüton gezegenin tek başına ayrı bir platformda ve bir açı farkı ile gösterilmiş olması. Bilindiği üzre güneş siteminin aynı düzlem üzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine Plüton ayrı düzlemde dolanmaktadır. O dönemdeki alimlerimizin matematik ve gök bilimlerine yönelik ilminin Batıya nazaran hayli ilerde olduğu gerçeğini bu eserler ortaya koyuyor. Dosta, düşmana bunları anlatmamız gerekmez mi? Koray Çetinol

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.