İhracatımız 2003'te büyük bir patlama göstererek 50 milyar dolara dayandı. Bu büyümenin katlanarak arttırılması ve uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet etmek için markalaşmaya gidiliyor. 1 Ocak 2005 tarihinde kotaların tamamen kalkması ile ihracatçı ülkeler arasında yeni ve çok zorlu bir rekabet başlamış olacaktır. Özellikle Çin, Hindistan, Endonezya, Pakistan gibi ülkeler bu tarihten sonra tekstil ve hazır giyim pazarında bizi çok zorlayacaklar. Bütün bunları gözönüne alan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ve diğer ilgililer markalaşmayı hızlı bir şekilde yaygınlaştırmak için büyük bir gayretin içine girdiler. Türk ürünlerinin dünya pazarlarında sahip olduğu imajı iyileştirmek ve uluslararası pazarlarda tutunabilmesini sağlamak amacıyla, sadece belli kriterlere uyan Türk markalarına verilmesi öngörülen bir sembolün oluşturulmasını teminen çalışmalar başlatılmış ve bu çalışmalar sonucunda "TURQUALITY" ortaya çıkmıştır. "TURQUALITY" Projesinin amacı, öncelikli olarak belirli kalite ve güvenilirlik standartları oluşturmak, sonrasında ise bu standartları karşılayan Türk ürünlerini bu kalite damgası altında tanıtmaktır. Bu sayede satılan ürünlerden çok daha yüksek katma değer elde edilmesi hedefleniyor. Kürşad Tüzmen'in tabiriyle, markalı ürünlerle, 70 milyonluk pazarlar yerine milyarlarca kişilik global pazarlarda rekabet etme üstünlüğü elde edilecek. Yüreğim niçin kan ağlıyor? Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım'ın dikkatine; İşte demir yollarımız: Bütün dünyada kısaca TCDD amblemiyle tanınan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi, 24 Mayıs 1924'te dört başı mamur, düzenli bir devlet işletmesi haline getirilmiş, kısa sürede ülkemizin en büyük sanayi tesislerine sahip olmuştu. Uluslararası 22 demiryolu işletmesiyle anlaşmalı çalışan TCDD'nin elinde 147 gar, 453 istasyon, 385 durak ve 9 bin 857 kilometre uzunluğunda demiryolu vardı. Bu cennet vatanı bir baştan bir başa ağ gibi ören demiryollarında 857 buharlı, 106 dizel motorlu, 3 elektrikli lokomotif, 26 otoray, 1218 yolcu vagonu, 1212 yük vagonu çalışıyordu. 1990'lı yıllarda Çiğli'den İzmir'e banliyö trenleri günde 20 sefer yapıyordu. İzmir'den Alaşehir istikametine günde 6 tren gidiyordu. Demiryollarının bugünkü haline bakınca yüreğim kan ağlıyor. İhmal edilen demir ve deniz yolları nedeniyle trafik sıkışıklığı büyük problem olmuş, o nisbetle kazalar artmış, halkımız perişan olmuştur. Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım'dan sade bir vatandaş olarak isteğim, demir ve deniz yollarına gereken ilgiyi göstererek acilen uygulamaya geçmesidir. İsmail Avcı (Emekli Öğretmen) - İZMİR 15 bin kişi cevap bekliyor Sağlık Bakanlığı'na; Benim kızım Sağlık Meslek Lisesi mezunu Ebe-Hemşire. Geçen yıl açılan KPS'de 79.9 puan almasına rağmen, herhangi bir yere yerleştirilmedi. Son açılan Sözleşmeli Sınavına girerek, çalışarak bileğinin hakkıyla 50 puan aldı, sınavı kazandı. Arkadaşları lüks yerleri, kızım ise düşük yerleri isteyerek Diyarbakır Sağlık Müdürlüğüne evraklarını teslim etti. Bilahare sizleri çağıracağız demişler. Henüz çağırmadılar. Sınavı kazanan benim kızım gibi 15 bin kişi bir cevap bekliyor. Lütfen daha fazla bekletmeden cevap verin... > M. Göker-DİYARBAKIR