Türkiye'nin asıl problemi, köşebaşlarını tutmuş kişilerin çoğunun halkın değerlerine düşman olmaları, halka ters düşmeleridir. Kıytırık bir felsefe ekolünü bile en ince ayrıntısına kadar inceleyen bu kişiler, milletin inançlarını, değerlerini merak etmezler. Tanımadıkları, bilmedikleri, değerlerini paylaşmadıkları bu halkla ilgili habire ahkam kesmeyi de ihmal etmezler. Ülkemizde yaşanan ekonomik ve siyasi krizlerin çoğunun kaynağında bu çarpık zihniyet ve bu kişiler bulunmaktadır. Türkiye'nin asıl problemi bu zihniyettir. Türkiye Gümrük Birliği'ne girdi, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başladı, diğer ülkelerle ticaretimiz arttı. Artık her çeşit mal rahatlıkla marketlerimizin raflarında yer bulabilmektedir. Aldığı gıdanın muhtevasını merak eden birçok vatandaş tereddüt geçirmektedir. Bu sıkıntının farkına varan Türk Standartları Enstitüsü (TSE), İslami usullere uygun hazırlanmış gıda tüketmek isteyenlerin ihtiyacını karşılamak amacıyla "Helâl Gıda" standardının hazırlıklarına başladığını açıkladı. Gıda firmaları ve lokantalara "İslami usullere uygundur" belgesi verme çalışmalarına et ve süt üreticilerinden de destek geldi. Süt Et ve Gıda Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan, "Helal gıda ibaresi zaten dünyada kullanılıyor. Avrupa, ABD ve Avustralya'da pek çok firma bu tür ibarelere ambalajlarında yer veriyor" diyerek; uzun vadede İslam ülkelerinden oluşan komşu pazarlara yönelik ihracatın artmasında bu uygulamanın etkili olacağını da belirtiyor. Başka ilgililer de uygulamadan duyacakları memnuniyeti belirtirlerken, yukarıda sözünü ettiğim güruhu bir telaştır aldı. Olayı o kadar çarpıttılar ki, neredeyse rejimin tehlikede olduğunu, laikliğin elden gideceğini belirtecekler. Aynı durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı son kararla da ortaya çıktı. Yine aynı zihniyet, zil takıp oynadı, işin tamamen bittiğini, artık kimsenin bu hususta ağzını dahi açamayacağını büyük bir zevkle söyleyip yazdılar. Bir de işin uzmanının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yargıcı Rıza Türmen'in anlattıklarını dinliyorsunuz, durum tamamen farklı: "Yasağı kaldırmanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı olacağını söylemek mümkün değil. Karar, üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasının AİHS'ye aykırı olacağı anlamına gelmez." İnsan milletine, milletin değerlerine, inançlarına bu kadar yabancı olabilir mi?!. ------ İnsan hayatı bu kadar mı ucuz? Beyoğlu Belediye Başkanlığı'na; Beyoğlu-Piripaşa Mahallesi, Baçtar Sokak'ta ikamet etmekteyiz. Bir ay içinde, mahalle sakinlerinden 7 kişi köpek tarafından ısırıldı. Belediyeye yaptığımız onca müracaata rağmen, tedbir alınmadı, köpek semtimizden uzaklaştırılmadı. Gerekçe de çok komik; hayvan barınakları yokmuş... Şimdiye kadar şans eseri kuduz olan olmadı, ama bu tehlike her an mevcut. İnsan hayatı bu kadar mı ucuz? Tehlikeli bir köpek sokaklarda bırakılır mı? Bu görev kimin? Lütfen köpekleri insan hayatından daha önemli görmeyin ve bir an önce gerekli tedbirleri alın!.. > Haydar Uzun (Mahalle sakinleri adına) - İSTANBUL ------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00