Tuzak mı, kapan mı?

A -
A +

Ben 1999 yılında yapılan DMS'yi kazananlardan biriyim. Yetkililerin yaptığı vaatlere inanıp, güvenip sınava girdim ve kazandım. 2 yıllık geçerlilik süresi doldu, ama bu sürenin uzatıldığı belirtildi. Biz 300 bin aday hâlâ umutla bekliyoruz... Ama ne hikmetse, Devlet Bakanı Recep Önal tarafından talihsiz bir açıklama yapıldı. Güya bizim için yapabilecekleri birşey yokmuş... İki yıldır bekliyoruz, oraya buraya telefonlar fakslar yağdırıyoruz, çırpınıyoruz, hakkımızı arıyoruz ve ardından böyle bir beyanat... Bunlar sorumlulukları altında bulunan ekonomiyi batırınca, bedelini biz garibanlara ödetecekler anlaşılan. Bekleyen bunca aday hiçe sayılıp, "2002'de memur alımı yok" deniyor. Öyleyse bu sınavlar neden yapıldı; yoksa söylendiği gibi bizlerden para toplamak için mi? Sınav yapılırken 400 bin açık olduğu söylendi. Biz de inandık, yıllardır bekliyoruz. Maddi ve manevi olarak çok yıprandık. Yeni sınavların açılacağı da söyleniyor. Ama bu kimsenin umurunda değil. Hâlâ güvenip de bu sınavlara girenler olursa, olacakları hakkediyor demektir... Bizim asıl beklediğimiz başka birşey var; seçim. Bunca insanın geleceğiyle oynamanın bedeli ancak sandıkta ödenir... ¥ Erhan Tekçe - GEBZE Haketmediğim bir bedel ödetiyorlar Bundan 2 ay kadar önce, Kocaeli Halk Bankası'na çek almak için müracaat ettim. Benden esnaf olduğuma dair ilgili dernekten belge, noterden imza sirküleri, ikametgah senedi, nüfus cüzdanının fotokopisi istendi; hepsini tamamlayıp verdim. Annemin rahatsızlığından dolayı İstanbul'a gittim. Bu arada 25 gün kadar işyerime uğrayamadım. Bu arada banka, benim çek defterimi abime vermiş. Benim böyle bir vekaletim, böyle bir talebim olmadı. Bilgim dışında, bana ait çek defterim başkasına veriliyor... Bu yüzden çok mağdur oldum. Çekler piyasada dolaşıyor. Bankayı mahkemeye verdim. Ama vatandaşın kazandığı dava mı var, tabii ki mahkemem reddedildi. Büyük bir bunalıma girdim. Haklı olduğum halde beni haksız çıkarıyorlar, hiç ilgim olmadığı halde, neredeyse tutuklamamı çıkaracaklar. Tanımadığım insanlar telefon edip alacaklarını istiyorlar. Madem her gelene verilecekti, neden imza sirkülerimi istediler. Ağabeyime veya başka bir yakınına verilir diye bir kural mı var? Banka hatalıysa, neden bedelini ben ödüyorum? Biz gariban vatandaşların da haklarını arayabileceği bir merci olmayacak mı? ¥ Yüksel Vedat Özdemir - ADAPAZARI Beklentimiz kalmadı!.. Bizler öğretmen adayıyız, 3 yıldır bekliyoruz. Sayın Bakan, bu yıl sorun yaşamayacağız diyor ve her yıl okullarda sorun yaşanıyor. Bakana büyük bir tepki duyuyoruz. Zaten artık bir beklentimiz de kalmadı... "Burası Türkiye, burada Arapça konuşulmaz. Konuşmak isteyen varsa İran veya Irak'a gitsin" diyor. Bu sözler bir Bakana, hele hele Milli Eğitim Bakanı'na yakışır mı? Öyleyse neden bu diller üniversitelerde okutuluyor? Benim bu bölümlerden mezun olduğum aklınıza gelmesin. Ben Beden mezunuyum. Ama bazı makamları işgal edenlerin daha iyi bilinmesini istedim... ¥ İsmi Mahfuz Bunları neden düşünmezler? Ben bu ülkenin halen çözülemeyen sorunlarını görmekten bıktım. Oturdukları koltuğun hakkını veremeyeceklerse, verebilecek birileri çıkar. Bu güzel günleri bizlere zehir edenlerin yakalarını öbür dünyada da bırakmayacağız... Anlayamadığım bir diğer konu da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti... Neden hiçbir KKTC kanalı Türkiye'de yayın yapmıyor, durumu bizzat kendi ağızlarından bize anlatmıyorlar? Veya TRT kanallarından biri Kıbrıs davasını enine boyuna anlatsa... ¥ İbrahim Arslan

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.