Ülkenin gelişmesine engel olanlar vebalini ödeyemez

A -
A +

Uzun süre yurt dışında kalanların ortak tespitleri, ülkemizin âdeta bir cenneti andırdığıdır. Birçok bakımdan başka milletleri kıskandıracak zenginliklere sahibiz. Ama bunun yanında talihsizliklerimiz de var; ülke kalkınmasına kendilerini adamış kişilere fazla hayat hakkı vermiyoruz, hukuk dışı yollarla önlerini kesiyoruz, çapsız kişileri bu millete taşıtıyoruz. Milletin değerlerine uzak, ileriyi göremeyen, üstelik zamanında bu ülkeyi 70 sente muhtaç etmiş kişilerin hâlâ ortalıkta ahkam kesebilmeleri anlaşılır gibi değil... Bizi milletçe birleştirecek günlerde bile bu kişiler huylarını bırakmıyor, karışıklığı körüklüyorlar. Başta İslâm ülkeleri olmak üzere, birçok ülkenin dünya barışı için bize bel bağladığı bir zaman diliminde, bazı çapsız politikacılar da istikrarsızlığı körükleyenler kervanında başı çekiyor... 1960 yılında Lise 1'de okuyordum. Yaşanan üzücü hadiseler hâlâ gözümün önünde. Üniversite gençliği bazı provokatörlerin aracı haline gelmişti. Gençlik döneminin verdiği heyecanla insan sloganlara ve duygulara çabuk kapılır. Liderlerin de tahrikiyle gençlerimiz birbirlerini katledebiliyor. 1968 yılında üniversitede öğrenci idim, vahim olaylarla karşı karşıya kaldık. 1971 ve 1980 müdahaleleri de birbirini takip etti. Demokrasiye müdahaleler oldu. Buradan herkese soruyorum: Bütün bu olaylardan ülkemizin ya da tek bir kişinin kârlı çıktığı söylenebilir mi? Bu topraklar kolay kazanılmadı. Her evden kurtuluş mücadelemizde şehitlik mertebesine ulaşmış en az bir Mehmetçik vardır. Benim amcam 28 yaşında tıp doktoru iken, 3 çocuğunu yetim bırakarak şehit oldu... 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda Edirne hududunda askerdim. Yunanistan'a girme emri verilseydi, seve seve girerdik. 100 gün arazide kaldık. Bu ülkede, her kişinin veya ailenin, ülke topraklarının kazanılmasında-korunmasında hizmeti olmuştur. Her vatandaşın bu ülke topraklarında hakkı vardır. Ülkenin tapusunda hepimiz eşit ölçüde hak sahibiyiz. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkı yoktur... Bu ülkenin gelişmesine engel olan, bedel ödettiren kişi ve kuruluşlar bu vebalin altında kalır. Her zaman, müdahalelerin mahsulü olan anayasa ve yasalar, demokratik anlayıştan uzak olurlar. Kuvvetler ayrılığı prensibi, aslında bazı kuvvetlere ayrıcalık getirmiştir. Yasama ve yürütme organları, denetim ve ibra mekanizmasının kontrolü altında olmasına rağmen, yargı organlarının kararları denetim dışıdır. Bir uzman kişinin ifadesine göre; "Bu ülkede müdahaleler olmasa idi, bugün fert başına düşen milli gelirimiz 20 bin doları çoktan aşmıştı." Hukuk ve adalete riayet etmeyenler de bir gün bu kavramlara muhtaç olabilir. İstikrarlı bir Türkiye dünyanın umudu olmaya devam edecektir. > Necdet Akman > Madenciliğin ekonomiye katkısı daha da artmalı Madencilik sektörünün ülke kalkınmasındaki kritik önemi, sadece fazla miktarda üretilip yurt dışına satılarak döviz elde edilmesinde değil, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlanmasındandır. Bu anlamda, madencilik ve sanayi sektörleri karşılıklı olarak birbirlerini besleyen sektörlerdir. Ülke sanayiinin yeterince gelişmemesi madenciliği de olumsuz yönde etkilemiştir. Madencilik sektörünün işlevi, ülkeye döviz girdisi sağlamak üzere yurt dışına ham madde ihracatı yapma düzeyine indirgenmiştir. 2007 yılında bütün maden ihracatı 2.9 milyar dolar iken, sadece ithal kömüre 2 milyar dolar döviz ödenmesi, bu yanlışlığı açıkça ortaya koymaktadır. Gelişmiş teknoloji kullanımı ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi, sektöre önemli katkılar yapacak ve fırsatlar oluşturacaktır. Bu durum, sektörde bilim ve teknolojinin uygulayıcısı olan maden mühendisinin istihdamını gerekli kılmaktadır. Sektörde maden mühendisinin istihdamının süratle artırılması, genel verimliliğin artışı bakımından son derece önemlidir. Mehmet Torun (Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.