Ülkesini ve milletini sevenler riskleri göze alır

A -
A +

Hükümet'in, Türkiye'yi kalkındırmak için içine girdiği gayret herkesin malumu. Dev özelleştirmeler yapılıyor, yabancı yatırımcılar, hayal bile edemeyeceğimiz çapta yatırımlar için adım atıyor. Başbakan da gece-gündüz dünyayı dolaşarak daha çok sermayenin Türkiye'ye getirilmesine çalışıyor. Bu gayretler beklenen neticeleri veriyor, ekonomideki rakamlar beklenenden daha iyi bir hızla iyileşiyor. Ülkeye yatırım yapılması, enflasyonun düşmesi, faizlerin aşağıya çekilmesi, ihracat ve turizm gelirinin artması bu ülkede yaşayan herkesi sevindirmeli. Bütün bunlar, yakın bir zamanda birçok işsizimize iş bulmak, esnafımıza daha çok kazançlar sağlamak, vergi gelirini arttırmak, çalışanların ve emeklilerin gelirlerini arttırmak sonucunu getirir. Peki bütün vatandaşlar bundan memnunluk duymuyor mu? Ne gezer... Bazıları gelen sermayenin kökenine, bazıları geliş şekline, bazıları yapılan yatırıma, bazıları da yatırımın yapıldığı yere takmış durumda. Yatırımlara karşı olan herkes kendine uygun bir gerekçe bularak, çığlığı basabiliyor. Yıllardır boş laflardan başka bir icraatta bulunmayanların tehditleri ise daha büyük; Yüce Divan... Çalışır, gayret eder, proje üretir, ülkeye daha fazla katkı yaparsanız bu suç mu oluyor? Suçsuz, dürüst, vatanperver olmak için ille birileri gibi taş üstüne taş koymadan ülke yıllarını heba etmek mi gerekir? Bu ne biçim anlayış, ne çarpık zihniyettir? Ülkesini, milletini sevenler gerektiği zaman risk almayı da bilmeli ki, şükür şimdiki yetkililer alıyor. Köprü ve otoyolları yapanlarla bunlara karşı çıkanların milletin gönlünde ne denli yer aldığını herkes biliyor. Yarın da bu böyle olacaktır... ------ Bu çocuklar daha ne kadar eziyet çekecekler? Samsun Toptepe Mahallesi sakinlerinin çocukları, Belediye Evleri Mahallesi Kocatepe İlköğretim Okulunda okumak için gidip-gelirken; yağmurda, karda, doluda, çamurda, soğuk havalarda dağ-tepe-vadi aşmak zorunda kalıyorlar. Toptepe-Kocatepe arasında teleferik kurarak, öğrencileri bu engellerden kurtarmak isterdim. Muhtar Kemal Tuncer'in gayretiyle 1214 hazine arazisinde düzgün okul yolu yaptırılıyordu, Orman idaresi buna mani oldu. Yetkililer bu durumu görmüyorlar mı da ilgilenmiyorlar? Her şeyde olduğu gibi, öğrenci-eğitim konularında da mangalda kül bırakmıyoruz, ama iş esasa gelince sesimiz kesiliyor. Okul binalarını yapanlar bile çalıyor, kayıt parasını ödeneksizlikten kaldıramıyoruz. Bir öğretmeni taşıyacağımıza 40-50 öğrenciyi taşımakta sakınca görmüyoruz... > Tahsin Koloğlu-SAMSUN ------ Mushaflar yol kenarına konur mu? İçişleri Bakanlığı'na ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; Ankara'da bulunan Hacı Bayram-ı Veli Camii ve Türbesi de diğer bütün kutsal mekanlar gibi ramazanda dolup taşmakta. Ama her gidişimde içimde derin yaralar açan bir hususu belirtmek isterim. Bilindiği gibi, cami cıvarında dini kitaplar satan kitapçılar var. Mushaf-ı şerîfler, ayet-i kerimeler yerlerde, belden aşağı tutuluyor. Gelip-geçen insanların ayaklarının dibine kutsal kitapları koymak olur mu? Bu ne saygısızlık, bu ne duyarsızlık? Bu kitapçıları, bu gibi durumları denetleyecek bir merci yok mu? > Mehmet Yıldız-ANKARA ------ Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.