Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenler 100 yıldır var

Ülkemizin ana gündeminde neredeyse 1 yıldan fazladır, Ergenekon Operasyonu var. Kaos ortamı oluşturmak maksadıyla çeşitli provokatif eylem yapıldığı iddia ediliyor. Bazı kurumları kışkırtmak ya da demokrasinin altını oymak istedikleri belirtiliyor. Bu konuya genel olarak 100 yıllık bir perspektiften bakmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Bunun ilki, Abdülhamid Han yönetimine bir türlü alışamayan İttihatçıların bazı dedikodularla harekete geçerek, ülkeyi karıştırmaları ve bilinen felakete sürüklemeleri sayılabilir. Her yıl dönümü geldiğinde temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp milletin önüne getirilen ve korku vermeye çalışılan Menemen'deki Kubilay Olayı da, bu tür kışkırtma amaçlıdır. Bu olayın perde arkası aralandığında, çok net hususlar ortaya çıkmaktadır ki, o menfur olayın faili olan kişilerin, bırakın bir tarikata mensup olmayı dinle diyanetle alakası olmadıkları anlaşılmıştır. Rahmetli Adnan Menderes de asılsız suçlamalarla, masum bir şekilde idam edilmiştir. Bu idam olayında da bariz bir şekilde kışkırtmaları görmekteyiz. Bir noktanın altını çizmek gerekir, o zamanki CHP yetkilileri de kışkırtıcı ekibin başındaydı. Geçmiş dönemlerde bu tür kışkırtmalar çok yaşandı. 12 Eylül'e bu ülke nasıl geldi? Herkes her şeyi biliyor. Bu ülkedeki siyasi cinayetlerin birçoğunun kime ve nasıl dayandığı da sır değil artık. Yakın döneme kadar bu tür kışkırtıcı eylemler ve tertipler hız kesmeden devam etmiştir. Bu tür çetelerin ve oluşumların hedefi bellidir; bazı kurumları kışkırtmak, ülkeyi kaos ortamına sürüklemek ve demokrasinin altını oymak... Bu hedefe yönelik kışkırtmalar maalesef, yalnız bir senenin, yalnız bir dönemin değil, tamı tamına yüz yılın gündemidir. Kışkırtıcı bu meşum çeteler, yüz yıldır değişik adlarla, milletin ensesinde boza pişiriyor. Bu grupların adı kimi zaman değişik olsa da zihniyet aynıdır. O zihniyetin genel özelliği, milletin özüne güvensizlik ve demokrasiye itimatsızlıktır. Bu zihniyetin milletten yana tutunacak bir dalı olmadığı için, başka yerde çareler aramakta ve en kolay ve en basit çareyi de bazı hassasiyetleri kaşımakta ve kışkırtmakta bulmaktadır. Ufuk Candoğan Neden bize öğrenci pasosu verilmiyor? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na; Devlet kurumları, Açık İlköğretim ve Açık Lise öğrencilerini öğrenci olarak kabul etmiyor mu? Ediyorsa, İETT gibi İstanbul'un en büyük toplu taşıma kurumu neden bizlere öğrenci pasosu vermiyor? Açık Öğretim Fakültesi öğrencilerine verilebiliyorsa, bizlere neden verilmiyor? Bunun kabul edilebilir ve mantıklı bir açıklaması varsa, on binlerce öğrenci adına sizden rica ediyorum ve bekliyorum. Bu yanlışlığın düzeltilmesini saygılarımla rica ediyorum. Not: Ankara'da EGO, Açık İlköğretim ve Açık Lise öğrencilerine öğrenci pasosu veriyor. Tüm Açık İlköğretim ve Açık Lise öğrencileri adına Hasan Akdaş-İSTANBUL Her firmadan bu duyarlılığı bekleriz 29.09.2007 tarihinde İDAŞ'tan 1 adet yatak ile 2 adet capello modeli kanepe aldım. 28.05.2008 tarihinde kanepe ile ilgili olarak İDAŞ'ın Topkapı'daki Teknik Servisinine (İstanbul) kanepe arızasını bildirdim. 25.06.2008 tarihinde de arızalı kanepenin oturma kısmını evimden İDAŞ'ın yetkili elemanları aldı. Kanepenin akıbetini sormak üzere, 10.07.2008 tarihinde, İDAŞ'ın Topkapı'daki Teknik Servisini aradım ve İDAŞ'ın Müşteri Hizmetleri Müdürü Sayın Ümit Dizdaroğlu beyefendi ile telefonla görüştüm; fabrikanın taşınması sebebiyle, onarımın gecikmesi söz konusu olduğunu ve bu nedenle özür dileyerek, daha fazla mağdur olmamamız için; başka kanepe verilerek mağduriyetimize son vermek istediğini bildirdi. 11.07.2008 tarihinde de evimize iki yeni başka model kanepe verildi ve eski iki kanepe bizden alındı. İDAŞ'ın Müşteri Hizmetleri Müdürü Sayın Ümit Dizdaroğlu'nu; müşterilerin satış sonrasında aldığı ürün ve hizmetlerden memnun kalmasını sağlamak, müşterilerle olan ilişkileri daha ileriye götürmek, müşteri davranışlarını doğru anlamak, istek ve ihtiyaçlarına tam cevap verebilmek, müşterilere daha etkin hizmet sunabilmek ve dolayısıyla müşterilerin coşkusunu sağlayarak yeni müşteriler kazanabilmek olgunluğu içerisinde olduğunu ve bu hasletleri üzerinde topladığını gördüm. Bir müşteri olarak, İDAŞ yetkililerinin bu tutum ve davranışlarının diğer bütün firmalara örnek olmasını dilerim... Mümin Atalay (Emekli Muhabere Subayı)