Üniversitelerimiz iyi durumda değil

A -
A +

14 Mayıs 2007 tarihinde Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) konferansları dizini çerçevesinde, İTÜ öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Derin Orhon, "Devlet üniversitelerinin durumu ve geleceği" konusunda ilginç bir sunumda bulundu. Sayın Orhon, ülkemizde yaşanan bir çok gelişmeyle toplumu cahilleştirdiğimizi ve bundan da üniversitelerin sorumlu olduğunu belirttiler. Bugün 15 milyon civarında öğrencinin zamanlarının neredeyse tamamı, sınava hazırlanmak ile geçiyor. Üniversite olarak biz de öğrenciye pek yardımcı olamıyoruz. Her ne kadar üniversite tanımında ve beklenilen mezun profili güzel sözler ile süsleniyorsa da, genelde arzulanan mezun tipi "sorunu kendi kendine düşünebilen, araştırma yapabilen, baştan sonuçlandırmasına kadarki süreci kendi kendine yapabilen" bir mezun tipi değil. Bunun bir nedeni, üniversitelerimizin halen YÖK yasasından kaynaklanan, öğrenciyi potansiyel suç işleyebilir nitelikte görüp, öğrencinin özgür davranması ve kendi görüşlerini ifade etmesini istememesindendir. Sayın Orhon, diğer bir sorun olarak da, akademik kadroların oluşmasında, üst yönetimlerin liyakat ve bilgiye dayalı seçim yerine, yeniden rektör seçilebilmek için kendilerine oy verecek kişilerin atanmasına öncelik vermelerini belirttiler. Daha nitelikli bir seçim yöntemi ile özerk üniversite anlayışı gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla mutlaka otoriteden bağımsız, nitelikli seçim ile üst yöneticilerin belirlenmesi sağlanmalıdır. Sayın Orhon'nun üzerinde durduğu bir diğer konu da üniversite üst yönetimlerin sahip oldukları aşırı yetkiye dayalı keyfi tutumlarının, üniversite ortamında oluşturduğu olumsuzluklardır. Sayın Orhon, ayrıca üniversitelerdeki yayın sayısı konusunda ciddi sorun yaşandığını. SCI indeksine giren dergilerde 14 bin yayının yapıldığını ve bunun toplam öğretim üyesi başına 0.5 makale olduğunu, profesörlerin nerdeyse hiç yayın yapmadığını belirttiler. Sayın Derin Orhon'un anlattıklarından benim çıkardığım sonuç; ülkemizin geleceği ve bilimsel gelişmemiz açısından ciddi bir sorun yığını ile kaşı karşıyayız. Devlet desteği kısıtlı, akademik kadrolar sınırlı; geleceğe ilişkin akademisyen yetiştirmekte zorlanmaktayız. Bilgi çağında ilerlemenin, her şeyden önce eğitim ve bilimden geçeceği aşikar. Bugün batı ülkelerinin gelişmiş olanlarının temel motoru üniversiteleridir. Üniversitesi gelişmemiş hiçbir ülkelin gelişmesi mümkün değildir. Ancak eğitim ve bilime verilecek önemle kalkınmamız gerçekleşebilir. Nitelikli insan yetiştirebilirsek, nitelikli öğretim üyesi ve yönetici de yetiştirebiliriz. Bu da özerk üniversite ortamında özgür birey ile sağlanabilir. > Prof. Dr. İbrahim Ortaş > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.