DİE'nin araştırmasına göre, nüfusu bizden iki kat fazla olan süper zengin Japonya'nın bile devlete ait makam araçları onbinlerde iken, ülkemizde tam 125 bin makam aracı bulunuyor. Bunun yanında, 125 bin makam şoförü ve bakım masrafları için yaklaşık olarak 2 milyar Dolar harcanmaktadır. 300 bin lojman da cabası... Birkaç yüzmilyon Dolar için IMF'nin peşinden ayrılmayan devletimiz, durduk yerde oluk gibi para harcıyor. Batırılan bankalar da ayrı... Deprem vergisi adı altında milletin boğazını sıkanlar, gece yarıları kıyak emekliliği yangından mal kaçırırcasına çıkarıyor. Yine yapılan araştırmalara göre; kişi başına alkol tüketiminde dünya üçüncüsü, sigara tüketiminde dünya dördüncüsüyüz.. Son yıllarda uyuşturucu tüketiminde %350 artış olmuş, rüşvette dünya sıralamasında 8. olmuşuz. Günlük üretilen yaklaşık 66 milyon ekmeğin 12 milyonunu da çöpe döküyoruz... Bunun yanında; ülkemizde en büyük israfın zaman israfı olduğunu, Türkiye'nin en çok ve gereksiz resmi tatil yapan üçüncü ülke olduğunu, ülkemizde 400 binden fazla kahvehane olduğunu, buna karşılık sadece 1300 kütüphane bulunduğunu biliyor musunuz? Peki ya asgari ücretlinin dayanıklılık testine tabi tutulduğunu, kobay olarak kullanıldığını biliyor muydunuz? ¥ Sebahattin Erol Kazanılmış hakkımız verilmedi Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı'nın 1977 yılında açmış olduğu İnfaz ve Koruma Memurluğu Sınavı'nı yedekte kazandık. Buna rağmen hakkımızı iptal ettiler. İlk 20 yedek alındı, biz ikinci yedekler halen beklemekteyiz. Adalet Bakanlığı'ndan bir dilekçe ile bilgi istedim. "Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'nün 13.01.1999 gün ve 01062 sayılı yazısı gereğince her türlü atama durdurulduğundan, adı geçenin talebi hususunda gereğine tevessül edilmemiştir." şeklinde bir bilgi verildi. Bu haksızlık değil de nedir? Benim ve benim gibilerin ne günahı var? ¥ İsmi Mahfuz - Islahiye - GAZİANTEP Çiftçimize kıymayın Devlet Bakanı Sayın Kemal Derviş ile Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sayın Hüsnü Yusuf Gökalp'e çağrı; Türkiye Cumhuriyeti'nin çok değerli bakanları, çiftçinin bu sesine kulak vereceğinize olan inancımla sizlere bu satırları yazdım. Size inanmasam yazma gereği duymazdım. Çünkü bu devlet bugünkü sıkıntılardan daha büyük sıkıntıları atlatmasını bildi. Sizler de bu büyük devletin bakanlarısınız. Bu devletin bakanı vatandaşına çare bulur. Bilindiği üzere çiftçilerimiz büyük sıkıntı içindedirler. Bu sıkıntıları şu sıralarda daha da artmış olup, hacizler başlamıştır. Kabaran icra dosyaları, haciz işleri ve bunun neticesinde cezaevi süreci başlamıştır. Çiftçilerimiz çok hem de pek çok sıkıntı içindedirler. Uzun uzun çiftçilerimizin sıkıntısını anlatmama gerek yoktur sanırım. Çünkü bu büyük devletin bakanlarının bunu bilmesi gerekir, inancındayım. Yıllardan beri biriken Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan borçlar ödenemeyecek duruma gelmiştir. Bu duruma çiftçilerimiz istemeyerek düşmüşlerdir. Çünkü alınan krediler faizleriyle birlikte büyük meblağlara ulaşmıştır. Geçmiş dönemlerin faiz yükü altından çiftçilerimiz kalkamayacak duruma gelmişlerdir. Saygıdeğer bakanlarımız, sizler de çok iyi bilirsiniz ki, bu yükün altından çiftçilerimiz kalkamazlar. Faizlerin bir kısmı affedilerek, veya dondurularak ödeme kolaylıkları sağlanmalıdır. Burada samimi olarak bir hususu hatırlatmak istiyorum; belirli bir meblağ getirilebilir. Bu durumdan küçük çiftçilerimiz daha çok etkilenmektedir. Karar sizin saygıdeğer bakanlarım. Ya müjde verir, insanların sıkıntısına çare olursunuz, ya da insanları çaresizlik içerisinde bırakır, hepsini ruh hastası yaparsınız... ¥ İbrahim Gülcü Alaşehir - MANİSA Atamalarımız neden geciktiriliyor? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Bizler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Taşra Teşkilatı Şube Müdürü" kadroları için açtığı seçme sınavını kazanarak yetiştirme kurslarına alındık. Bilahare değerlendirme sınavına girdik. Bunu da başararak, "Şube Müdürü Adayı" olduk. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 02.03.2001 tarih ve 20001/19 sayılı genelgesine dayanarak, Türkiye çapında açık bulunan 612 adet şube müdürlüğü için müracaat ettik. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayımladığı "Çalışma Takvimi"ne göre 13 Nisan 2001'de atamalarımızın yapılması gerekiyordu. Bu olay, "görevde yükselme" olduğu için ekonomik kriz nedeniyle alınan tasarruf tedbirlerine girmemektedir. Bakanlık yetkililerini arayıp, bu gecikmenin sebeplerini sorduğumuzda, her defasında farklı cevaplar verilmekte, oyalanmaktayız. Bu durum, biz adaylarda hayal kırıklığına, yönetime güvensizliğe ve moralmen çökmemize sebep olmaktadır. ¥ Bir Grup MEB Taşra Teşkilatı Şube Müdür Adayı YÖK, hakkımızı vermiyor Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in dikkatine; Göreve geldiğiniz günden beri hukuk devleti alanında yapmış olduğunuz değerli çalışmaları takdirle karşılıyoruz. Ve aynı duyarlılığı; YÖK'ün denklik konusunda, Anayasamız'daki eşitlik ilkesi, hukuku, uluslararası antlaşmaları, yasaları, yönetmelikleri hiçe sayan uygulamaları için de göstereceğinize inanıyorum. Bugün YÖK, tanınan üniversitelerden mezun olanların MEB tarafından tasdiklenmiş, diplomalarına hukuken direkt denklik belgesi vermesi gerekirken; kazanılmış olan hakları sınav engeli koyarak gasp etmeye çalışmaktadır. Bunu da çok iyi başarmaktadır. 1996'dan beri tüm alanlarda yapılan sınavı 1 kişi vermiş. Bu bir tezgahtır. Binlerce kişi mağdur durumdadır. Ayrıca üniversite mezunu insanların, Yedek Subaylık imkanından faydalanamadan, 18 ay er olarak askerliğe sevk edilmeleri, kayda değer bir eşitsizlik olarak gözükmektedir. Bu konunun çözülmesi ile A.B sürecindeki bir Türkiye'de üniversite mezunu oranı belirgin düzeyde artmış olur, binlerce genç de mağdur olmaktan kurtulmuş olacaktır. ¥ Selim Çelik Adımı kullananlara kanmayın Bazı sahtekârların, son zamanlarda benim adımı kullanarak, yardım adı altında para topladıklarını; bazılarının da benim ortağım olduklarını iddia ederek, kamu kuruluşlarının açtığı ihalelere katıldıklarını öğrenmiş bulunmaktayım. Bu konu beni fazlasıyla rahatsız etmektedir. Çünkü ben, hiç kimseden, hiçbir surette bu tip taleplerde bulunmadığım gibi, hiç kimseye de böyle bir yetki vermedim. Çünkü hukuki durumumdan dolayı, ticari bir işle ilgilenmem de mümkün değildir. İnsanların bu sahtekârlara kanmayacaklarını umarım. ¥ Haluk Kırcı