Üretimin önemi ve gücü korunmalı

A -
A +

Fakir birisine balık verirsen, o gün doyar; balık tutmayı öğretirsen, her gün doyar diye bir Çin atasözü var. İsrail, ülkemizde toprak ve su kiralayarak üretim yapıyor. Biz ise, bunca zengin kaynağa rağmen, üretimi kısıyoruz. Oysa bazı gıda maddelerini dışarıdan aldığımız biliniyor. İç piyasada ihtiyaç fazlası üretimi yapılan ürünler, ürün karşılığı olarak dış pazarlara satılabilir, ihtiyacımız olan ürünler de bu şekilde temin edilebilir. İthal ederek iç pazarlarda tükettiğimiz ürünler sebebiyle, bazı ülkeler için önemli bir pazar konumundayız. Biz de o ülkelere, üretim fazlamız bulunan bazı ürünleri, mesela çayı satamaz mıyız? Onlar bizim ürünleri almazsa, biz de aynı pazarlığı başka ülkelerle yapabilir, bu alışverişi karşılıklı olarak yapacak bir ülke bulabiliriz. Dünyadaki bütün ülkeler birbirlerine muhtaç. Belki de bu anlamda kendi kendine yetebilecek ender ülkelerden biri olabiliriz. Bizim onların ürünlerine ihtiyacımız olduğu kadar, onların da bizim ürünlerimize, mesela çayımıza ihtiyaçları olabilir. Her bakımdan iyi araştırmalar yapılarak, en iyi şekilde satılabilecek ürünler seçilmeli, üretimde bunlara ağırlık verilmelidir. Böyle sağlam bir çalışma yapıldığı takdirde, tarımın ihracatımızda çok önemli bir konuma geleceği görülecektir. Her ülkenin ekonomide bir can damarı vardır. Ülke ekonomisini ayakta tutan, üretim ve ihracat potansiyeli yüksek olan bir alan veya ürün. Mesela, Japonya teknolojide, İtalya tekstilde, bazı Arap ülkeleri de petrolde böyledir. Ülkemizin can damarı da tarım olabilir. Ekonominin can damarını zayıflatırsanız, istenen büyümeyi sağlayamazsınız. Tarımın potansiyeli ve istihdamı düşünüldüğünde, durum ortaya çıkar. Buna rağmen, ülkemizde tarım kesiminde istikrar sağlanamamakta ve üretimi kısıtlama politikası uygulanmaktadır. Hatta bazı önemli ürünlerin yeterince üretilmediği ve ithal edildiği görülmekte. Kırsal kesimde yaşayan vatandaşların temel geçim kaynaklarının tamamen tarım olduğu unutulmamalıdır. Siz bu insanların iş gücünü zayıflatırsanız, üretimi kısıtlarsanız, tarımdan başka iş potansiyeli de bulunmadığı için kötü sonuçlar doğacak, köyden şehirlere ölçüsüz ve kontrolsüz göçler olacaktır. Ekonomide, istihdamda ve başka birçok alanda istikrarı sağlamak istiyorsak, tarıma ve tarımsal üretime gereken önemi vermeliyiz... Nihat Yılmaz Çocuklar, yarış atı konumundan kurtarılmalı Dershane, okul, özel hoca üçgeninde yıllardır soyulan halkımız, bir de yarış atı gibi çocuklarını o sınavdan bu sınava sokarak, hayatlarını karartmakta. Biz her biri birer tüketici olan ailelerimiz adına, onların çocuklarının sağlıklı büyümesi ve topluma hayırlı insanlar olarak yetişmesi adına, eğitim ve öğretim müfredatının elden geçirilerek, dershane, özel hoca, okul üçgeni arasında ömürlerinin yok edilmemesini istiyoruz. Başbakan'a ve hükümete sesleniyoruz. Bir an evvel bu dershane işinden vazgeçilmesi yönünde çalışma başlatılmasını talep ediyoruz. Çocuklar okullarda, kendilerine hayatları boyunca yetebilecek lüzumlu el becerisine, pratik yaşama bilgilerine de hâkim olmalı, öğrenmeli. Müfredat ezbere dayalı olmaktan çıkmalı, okullardaki eğitim ve öğretim şekli sıkı bir değişime tabi tutulmalı. Okullarda, son yıllarda aile birlikleri vasıtası ile, temizlik şirketleri ve güvenlik şirketlerine iş verilmekte ve okulun temizlik ve güvenlik işi özelleştirilmiş olmakta. Okullarda zaten var olan genel asayiş problemlerinin yanında, bir de bunlar çıktı. Bu hizmetlerde çalışanlar dikkatli, titiz, çok ince araştırmalar yapılmadan alınınca ve bu işlerin verildiği kimseler dikkatlice soruşturulmayınca, ortalığa başka rezaletlikler çıkmakta. Başta uyuşturucu olmak üzere, fuhşa yeltenme ve yönelme gibi suç ve suç unsurları baş göstermekte. Çocuklar bizim geleceğimiz. Bizim geleceğimizi ilgilendiren bu hususlarda bu müfredatın elden geçmesi ve özelleşen bu hizmetlerin çok dikkatli şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Okul önünde ve içinde yabancı kişilerin bulunmaması, okul ile ilgisi olmayanların uzaklaştırılması, etrafında seyyar satıcı ve benzeri kişilerin de olmaması gerektiği gerçektir. Uyuşturucu, fuhuş ve pis işleri kendine meslek edinmiş olanlar artık ilköğretim okullarının bile etrafında mesken tutmuşlar. Bunların önlenmesi için servis araçlarının şoförleri, servis araçlarının çalışanları, okul kantinleri işleten ve çalışanları, temizlik hizmeti sunanların sahip ve çalışanları, güvenlik hizmeti sunanların sahip ve çalışanları çok ciddi araştırmalardan geçmeli ve sürekli denetlenmeliler. Yoksa bu kirlenme artarak devam edecek, önünü alamayacağız. Mustafa Göktaş > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.