Başkalarını rahatsız eden, üzen, nezih olmayan, kul hakkı tanımayan hiçbir davranış benim milletimin davranışı olamaz. Yıllarca kendimizi yanlış tanıtıp bizi kendimizden uzaklaştırdılar, yanılttılar. İşte gerçek biz; Yavuz Sultan Selim Han, gençliğinde Trabzon Valisi iken; gemicilerden birinin maçulaya iki bacağı birden sıkışmış, acıdan şoka girmiş ama yardım istemiyor. Maçula açılsa bacakları kurtulacak fakat maçulanın açılmasıyla gemi kızaktan devrilip mahvolacak. Olay yerine yetişen Yavuz Sultan Selim Han; "Açsanıza maçulayı" diye bağırıyor. Zavallı adam bitkin bir sesle; "istemem, benim canım için bir gemimiz mahvolacak" diye inliyor. Şehzade Selim'in gözleri yaşarıyor, çekinmese hüngür hüngür ağlayacak; "Benim nazarımda can kıymetlidir aslanım" diyor. İşte benim milletim bu denli devlet malına kıyamaz, devlet malını korumak için canlarını bile fedadan kaçınmazlardı. Ne oldu bize? Bir kalabalık; yok küreselleşmeye karşıyız, yok IMF'ye karşıyız diye kıyametler kopardı. Dükkanların, bankaların, resmi, gayriresmi arabaların camları kırıldı, kaldırım taşları söküldü, insanlar hırpalandı, yaralandı... Güya haksızlıkları protesto ederken; başvurdukları vahşet, zulüm, kul hakkına tecavüzleri, en büyük haksızlıklardır. Onların, hakkın peşinde oldukları kabul edilebilir mi; onların peşinden gerçek hak âşıkları gider mi? Bu gösteriler Avrupa'daki, Amerika'daki vahşi karakterler için normaldir. Zira onların anlayışlarında "kul hakkı" kavramı, "bir damla suyu israf etmenin dahi günah olduğu; insanlar arasında sevgi, saygı ve dayanışmanın şart olduğu" şeklindeki kuralları yoktur. "Edep yahu!" kavramı onların kültürüne aşılanmamıştır. Binlerce yıllık kültürümüzle biz büyük bir milletiz. O gösterilerdeki vahşeti sergileyenler bizden, bizim kültürümüzden olamazlar. Lütfen uyaralım, kendi güzel benliğimizi bulalım, o zaman dünyanın, kâinatın yeniden lideri oluruz, boş gösterilerle enerjimizi tüketmeden, en önlerde şanla şerefle yürürüz... > Opr. Dr. Ethem İlhan Olgay-ANKARA Banliyö tren istasyonlarının güvenliğini gözden geçirin Sayın Bakanımız Binali Yıldırım ve TCDD Genel Müdürümüzün dikkatine; Haydarpaşa, Gebze, Sirkeci, Halkalı arasında çalışan Banliyö Tren İstasyonlarında görev yapan özel şirkete ait güvenlik elemanları ve gişe memurları ile ilgili bazı hususlara değinmek istiyorum. Hemen her gün banliyö trenleriyle yolculuk yaparken, hem gündüz hem gece istasyonda bulunan bir özel güvenlik elemanı bir de gişe memurunu görüyoruz. Önceleri, her istasyonda bulunan güvenlik elemanları, yıllardır başta kapkaççılar olmak üzere, tinerciler, kaçak binenler ve çeşitli satıcılarla mücadele ettiler; istasyonlar huzura kavuştu. Ama şimdi o özel eğitimli, yani kadronuzda bulunan tecrübeli elemanlar, ne yazık ki istasyonlardan alınıp, yerine özel şirket elemanları konulmuş. Bunlarla konuşma imkânını buldum, öğrendiklerim karşısında endişeye kapıldım. Her ara istasyonda bulunan iki elemandan biri özel güvenlik elemanı, hemen her gün 3-5 tinerci, kapkaççı ya da kaçak binmeye çalışanlarla mücadele verirken, tek olduğundan ister istemez zorlanıyor, sıkıntı yaşıyor; ciddi tehditler alıyor, akabinde dayak yiyor, çaresiz kalıyor. Diğer taraftan, gişe memurluğu yapan özel şirket elemanı ise, tek başına para topluyor. Ama o da yalnız, güvenlik elemanının bulunduğu yerle arasında neredeyse yüz metrelik mesafe bulunmakta. Taşeron firmalarda çalışan iki eleman da hem tehlikede, hem de maaşlarının düzensizliğinden veya kesilmesinden dolayı sıkıntılı. Yine de mecburen mücadelelerini sürdürüyorlar. Güvenlik elemanı gişe memurunun yanına yaklaşamıyor, 100 TL para cezası veriliyormuş. Gazete okumak, TV izlemek yine para cezası ile cezalandırılıyor. Gişe memurlarının oturdukları sandalyelerinin bedeli de kendi maaşlarından kesilmiş. Sabaha kadar kelle koltukta nöbet tutan bu gençlerle ilgili araştırma, inceleme yapılırsa kim bilir daha ne haksızlıklar ortaya çıkarılır. TCDD yetkililerinin araştırılması halinde zannediyorum bu haksızlıklar ortaya çıkacak ve daha önemli ciddi tedbirler alınacaktır. Dikkat edelim, her tren istasyonumuzda binlerce insanımız sizlere emanet, ama böyle olmaması gerekir. Lütfen gerekli araştırmayı yapın, işi sadece taşeron firmanın inisiyatifine bırakmayın... > Necip Yozgatlı-PENDİK