İngiltere'deki, öğrenci harçlarının arttırılmasının protesto gösterilerini TV'de seyrettim. Resmî-gayriresmî arabalar, binalar, alışveriş merkezlerinin hırsla, vahşice kırılıp-döküldüğünü; polise taş, sopa, molotofkokteyli ile saldırıldığını görünce, "işte vahşi batı budur" dedim, yadırgamadım. Avrupa görmüş vatandaşlarımız, oraları nasıl ballandıra ballandıra anlatsalar da; çıkarlarına dokunulduğunda ne hallere geldiklerinin gerçek belirtileri idi bu sergiledikleri. Hani bir zamanlar işgal ettikleri toprakların halkını tarif edilmez dehşetle katledip, iliklerine kadar sömüren vahşet, onların kültürel benliklerine yerleşmiştir. Bizdeki bazı gençlerin de böyle davranışlar içinde olduğunu görünce üzülüyor, bunun bize yakışmadığını düşünüyorum. Benim milli kültürümde; bir başkasının malına, canına zarar vermek kul hakkına tecavüz olup; "Allahü teala her günahı icabında affeder kul hakkını affetmez. Kişi, tövbe edip, zarar verdiklerinden helallik almadıkça, bu günahtan kurtulamaz" inancı esastır. Bir büyük millet olarak biz; yüzlerce hatta binlerce yıllık kültürümüze sahip çıkmak zorundayız. İnsanı, yaratılmışların en üstünü olarak kabul eden milli kültürümüzün aynasından, tarihî bir vakayı hatırlatmakta fayda var: Yavuz Sultan Selim, gençliğinde Trabzon Valisi iken; sahilde çığlıkların kopup, kalabalığın yığıldığını görür. "Ne oluyor bre!" diyerek, oraya yaklaştığında, gemicilerden birisinin iki bacağının maçulaya sıkıştığını, o maçulaya koca geminin ağırlığının yüklü olduğunu görür. "Açsanıza maçulayı" diye bağırır. Gemici reisi, "maçulayı açamayız, buna insan gücü yetmez. Açsak bile gemi kızaktan atıp devrilir, mahvolur; bunu da o istemiyor" der. Zavallı adam konuşulanları duymuş, bitkin bir sesle, "istemem, bir can için gemi mahvolmamalı" diye inler. Şehzade Selim'in gözleri yaşarır, kendini tutmazsa ağlayacak; "Benim nazarımda can kıymetlidir arslanım" der. Maçulanın altına girer, gövdesini yere çakılı demir kazığa dayar, kasılır. Koca geminin ağırlığını çeken maçulayı tek başına açmaya çalışır. Bir insan gücü buna yetmez, canı tehlikede. "Geri durun, devrilirse kimse zarar görmesin" der. Şehzade çok güçlü idi, tek yumrukla bir boğayı yere serebiliyordu, ama bunu becerebilecek miydi?.. "Ya Allah, Bismillah" diyerek abanır. Birden halatlar gevşer, maçula boşalır, gemi gürültü ile devrilir, sıkışan gemici kurtulur. Gemici, şehzadeye sarılmış, hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Acısından değil, Şehzade'nin davranışı acısını unutturmuştu. "Senin uğrunda ölüm ne ki Şehzadem, ölüm ne ki" diye fısıldar.?Şehzade ağır ağır doğrulur; "Benim yolumda değil, Allah yolunda, Kur'an yolunda, Peygamber yolunda ölüm ne ki?" der... İşte devletin malını canı gibi koruyan, canı pahasına ona kıyamayan vatandaş; vatandaşın canı için kendi canını hiçe sayan devlet adamları; haramdan-kul hakkından arslandan kaçar gibi kaçanlar milli kültürümüzün göstergeleridir. Bu karaktere uymayan, hatta bu karakterden kıl kadar sapanlar asla bizden olamazlar. Böyle sapmalar görülürse, bunun yüzlerce yıldır milletimi yok etmek isteyenlerin çirkin eseri olduğunu bilelim, tiksinelim, karşılarında güçlü bir kale kuralım, onlara karşı çelik bir yumruk olalım. Kandırılmayalım, milli kültürümüzün göstergeleri apaçıktır, kıymetini bilelim. Opr. Dr. Ethem İlhan Olgay Torba Kanun Tasarısındaki bu önemli eksiklik mutlaka giderilmelidir Mali Hizmetler Uzmanlarının problemlerine değinerek, köşenizde paylaşmış olmanızdan dolayı, meslek mensubu olarak şükranlarımızı sunarız. Bununla ilgili, şu konuları da paylaşmakta yarar görüyoruz. Mali Hizmetler Uzmanları, Kamu Yönetiminde İç denetim birimleri henüz ne yapacağını bilmedikleri için, ayrıca dış denetim kapsamında Sayıştay Kanun tasarısının henüz TBMM'de görüşülmesi nedeniyle, denetim faaliyetlerini de yerine getirerek, önemli bir fonksiyonu yerine getirmektedirler. Mali Hizmetler Uzmanları; üniversitelerde muhasebe hizmetlerini, kurumların iç kontrol faaliyetlerini, stratejik planlarını, faaliyet raporlarını, bütçelerini, ön mali kontrol faaliyetlerini, kamu zararlarının takip ve tahsilini yerine getirmekte; ihalelere mali üye olarak katılmak gibi birçok farklı fonksiyonları üstlenmiş bulunmaktadırlar. Bu haliyle, bu tasarıda esas olması gerekenler Mali Hizmetler Uzmanları iken, bu meslek grubu tasarının dışında bırakılmışlardır. Bu durumdan sadece Mali Hizmetler Uzmanları değil, bilakis kamu yönetiminin zararlı çıkacağı muhakkaktır. Murat Kızılırmak, Sami Kiper, Mete Özdemir, Sinan Aydoğmuş, Kemal Cibooğlu (Mali Hizmetler Uzmanları) > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00