Vatanı kurtarma bahanesiyle hukuk dışı yollara sapan, suç işleyen, insan hayatına kasteden kişi ve çetelerin çoğalması, herkesi derin derin düşündürüyor. Bütün ilgilier ve yetkililer bu korkunç gidişin sebeplerini bulmak için kafa yoruyor. Öğretmen-Sen Genel Sekreteri Behçet Canöz ise bambaşka bir pencereden bakıyor. Yetişkinlerin, sorumluluk mevkiine gelmiş kişilerin bazı gerekçelerle vatandaşı suçlamaları, vatandaşın özgürlüklerine kısıtlama getirmeleri, kendileri gibi düşünmeyen insanlarımızı karalamaları, renklere ayırmaları; ellerindeki güce dayanarak durumdan vazife çıkarmalarının başkalarına ilham kaynağı olduğunu belirten Behçet Canöz, yetkililerin üzerinde durmadıkları bir noktaya parmak basıyor: "Yasakların savunulduğu, inançların ve düşüncenin 'kamusal alan'lardan tart edildiği bir ülkede; hukukun, insan haklarının ne önemi olabilir? 'Biz' ve 'ötekiler', 'bizden olmayan insan bile değildir' söylemi şiddeti besliyor. Ne yaptıksa vatan için yaptık ve yapıyoruz diyenler, bu ülkede çetelerin oluşmasına, demokrasinin kesintiye uğramasına zemin hazırlamışlardır. İnsan hakları ihlallerine 'kamusal alan' gerekçesi oluşturma çabası, hukukla izah edilemez. 'Durumdan vazife çıkarma' anlayışı, bazen kendince vatanın elden gittiğine inanmış, kendini kurtarıcı zanneden veya öyle olduğuna inandırılmış psikopat tiplerin cinayetlerine, hukuksuz eylemlerine de gerekçe olabiliyor. Demokrasiye yapılan suikastlerle, kişilere sıkılan kurşunların beslendiği kaynak aynı değil mi? Niçin demokratik hukuk devleti olduğu iddia edilen bir ülkede, bazı dayatmalar sürekli olarak alkışlanmıştır? Halkın iradesine saygı duymayan, halkı fişleyen, vatandaşı renklere bölen zihniyet ile işlediği suçları vatan sevgisi kisvesine büründüren çetelerin ne farkı var?" > Öğretmen tayinlerinde olumsuz uygulamalar Öğretmen tayinlerinde, Bakanlığımızın uyguladığı sistem, ne yazık ki öğretmenlerimizi mağdur etmektedir. İlk atama Eylül ayında olmaktadır. Oysa tayinler Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yapılmaktadır. Böyle olunca da, iki yılı doldurmasına 10-15 gün kalmış öğretmen tayin isteyememektedir. Ya da stajyerliğinin kalkmasına günler kalmış evli çoluk çocuk sahibi öğretmenler tayin isteyememektedirler. Bir yıl veya bir dönem daha beklemek zorunda bırakılmaktadırlar. Yine kırsal kesimde üç yıl çalışma mecburiyeti olan bir öğretmen, bu uygulama sebebiyle dört yıl çalışmak zorunda kalabiliyor. Bu haksız uygulamanın, on binlerce öğretmeni mağdur ettiği bir gerçektir. Bakanlığımızın bu konudaki mağduriyetleri gidermesi, tayin isteme dönemini Eylül sonuna kadar uzatması gerekmektedir. Bir başka sıkıntı, yüksek lisans ya da doktora yapmış öğretmenlere maddi anlamda hiçbir hak tanımamış olmasıdır. Yüksek lisans ya da doktora mezunu öğretmenler, lisans mezunu bir öğretmenle aynı ücretlendirmeye tabi tutulmaktadır. Böyle olunca da lisans üstü eğitimin, cazip yanı kalmamaktadır. Her şeye rağmen lisans üstü eğitim yapmak isteyen öğretmenler bu sefer de tayin engeli ile karşılaşmaktadır. Özür grubundan tayin isteyememektedirler. Aradan üç dört yıl geçtikten sonra, öğretmen de psikolojik olarak artık öğrenciliği rafa kaldırmaktadır. Uygulamalar bu yönde olunca, Bakanlığımız kendi eliyle öğretmen eğitim seviyesini lisans düzeyine sabitlemektedir. > Umut Türkmen > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00