İnsanlarımızın çoğu itidal sahibidir, sertliğe, aşırılıklara, radikal hareketlere prim vermez, onlardan hazzetmez. Çok partili sisteme geçildikten sonra, bu büyük kitle rahmetli Adnan Menderes'in şahsında Demokrat Parti'yi; sonraki yıllarda da Süleyman Demirel'i ve lideri bulunduğu Adalet Partisi'ni destekledi. 1980'den sonra ise rahmetli Turgut Özal'a destek verildi. Bu üç lider de halka yakın, halk gibi inanan, halk gibi düşünen şahsiyetlerdi. Ama ne hikmetse, Sayın Demirel bu duruşunu değiştirdi. Eski Adalet Partisi'nin fikirlerinden çok, Cumhuriyet Halk Partisi fikirlerinin radikal taraftarlığına soyunmuş! Bu durum da, geçmişte Süleyman Demirel'e gönül vermiş, her şekilde desteklemiş, yıllarca oylarıyla başta tutmuş mütedeyyin insanlarımızı hayal kırıklığına uğratmış. Bilhassa son beyanatlarıyla âdeta bütün iplerin kopmasına yolaçan Demirel'e gelen tepkiler dinecek gibi değil. Birçok vatandaş, Rize'den yazan Mahmut Hantal gibi hayal kırıklıklarını, hayretlerini ve pişmanlıklarını dile getirmiş: "Yıllarca 'Baba' dediğimiz kişinın söylediklerini, gazetelerden okuyunca, medyadan dinleyince şoke oldum. Meğer biz yıllarca nasıl kandırıldık, nasıl da aldatıldık. Rahmetli Özal'dan önceki yılları hatırlayın; Sayın Demirel ne kadar sevecen, ne kadar hoşgörülü idi. 2002 yılında, 'benim anamın başı da kapalı, kapalı insanlardan bu memlekete zarar gelmez' diyen; hatta daha da ileri giderek, 'mutlaka haklarınızı sonuna kadar arayın' diye yol gösteren, acaba şimdiki Demirel mi idi? Aslında siyasi hayatında bize ara ara ince mesajlar vermişti de biz anlamazlıktan gelmiştik. Bizler sözü-özü doğru insanlar olarak, herkesi kendimiz gibi bildik. Biraz da saf insanlarız. 40 sene dinlediğimiz sloganları hatırladıkça, ülkemizin neden uzun süre bir arpa boyu yol almadığını şimdi daha iyi anlıyorum." Son atamalar da öğretmen açığına çare değil Milli Eğitim Bakanlığı'nın,2006 Şubat döneminde atadığı 20 bin kadrolu öğretmene ilave olarak, 2006 Ağustos döneminde yapacağı 10 bin atama ile, 2006 yılında almayı planladığı öğretmen sayısı 30 binkadroya ulaşmış olacaktır. Ama bu rakamların da öğretmen açığını karşılamaktan oldukça uzak olduğu ortadadır. Öğretmen açığına dayalı olarak yurt genelinde; 2 veya daha fazla sınıfın bir derslikte eğitim gördüğü 16 bin 379 okulda, 27 bin 685öğretmenin görev yapığı; birleştirilmiş sınıflarda 307 bin 693'üerkek, 279 bin 686'sı kız olmak üzere toplam 587 bin 379 öğrencinin öğrenim gördüğü; bu öğrencilerin 238 bin 343'ünün tek derslikte 2 sınıf olarak eğitim gördüğü, 178 bin 6öğrencinin 3 sınıftek derslikte, 18 bin 194öğrencinin 4 sınıf tek derslikte, 152 bin 836 öğrencinin de 5 sınıf tek derslikte eğitim aldığı bilinen gerçeklerdir. Yeni atanan öğretmen sayısı ile emekli olan öğretmen sayısı hemen hemen aynı. Öğretmen ve derslik açığı yıllardır artarak devam ediyor. Sürekli artan nüfusumuzu da dikkate alırsak, yeni atanan öğretmen sayısının; emekli olan, vefat eden, istifa eden, kurum değiştiren öğretmen sayısı karşısında yetersiz kaldığı ortadadır... Eğitim sistemimizin kangren olmuş meselelerinden birisi olan "öğretmen açıkları", artık 100 binle ifade edilmektedir. Binlerce okul öğretmen yokluğu nedeniyle kapalıdır. > Gürkan Avcı (Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı) > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00