Vatandaş, Yasama-Yürütme organlarının yetkİlerİnİ öğrenmek İstİyor

A -
A +

Mevcut iktidar, müdahaleler sonucu getirilmiş Anayasa ve yasalarla gerekli reformların yapılamayacağını, bıçak kemiğe dayanınca iyice anladı. Yasama ile Yürütme erkinin yetkileri konusunda, ben dahil herkeste bir kafa karışıklığı var. Kahir ekseriyetin bir türlü içine sindiremediği mevcut Anayasa, yasalar birey odaklı değil; devlet odaklı. Devlet ideolojisi her kesimi kuşatmış durumda. Kuvvetler ayrılığı ilkesine de pek riayet edilmiyor. Bu durumda demokrasi ve genel seçimlerin mana ve ehemmiyeti kalmıyor. Akıl hocalığına soyunan bir emekli hukuk adamı, yüzde 90'ın üzerinde aynı partide toplanan seçmen reyinin bile bir anlam ifade etmediğinden dem vurmuştu. Bilindiği gibi, Anayasa'nın 10. ve 42. Maddelerinin değiştirilmesi ile ilgili yasa, şeklen değil de içerik yönünden incelenerek iptal edildi. 367 garabeti, Danıştay'ın YÖK ile ilgili kararlarda yürütmeyi durdurması, hele bir baronun YÖK kararlarına müdahil olması... Özelleştirmelere, idari tasarruflara yapılan müdahaleler vs... Yüksek Yargı Organları ve Başkanları; Anayasa ve yasalar yapılırken, fiziki mekanlar, özlük hakları vs. gibi birçok sıkıntılarını dile getirecek raporları ilgili yerlere sunabilirler. Lakin, "yasama ve onun içinde bulunan yürütmenin hedefi, yargıyı kuşatmak, hegemonyası altına almak" gibi ifade ve beyanlar doğru mu, ihsası rey değil mi? "Siz yargıyı bize bırakın" anlamında bir serzeniş! Peki hukuka yalnız Yüksek Yargı mensupları mı yön verebilir? İlk derece mahkemelerinin, üniversitelerin, meslek kuruluşlarında, parlamentoda temayüz etmiş akademisyenlerin, uygulamalarda fiilen bulunmuş üyelerin kıymet-i harbiyesi hiç mi yok? Kanunların amir hükmü, yargının işlevi, mevcut yasaları uygulamaktır. Yapılan açıklamalarda, yargının bağımsızlığına sık sık vurgu yapılırken, tarafsızlığı cılız şekilde geçiştirilmektedir. Bağımsızlıklar olabildiğince kullanılırken, yetki aşımı da zaman zaman olmakta. Bu husustaki tarafsızlık iddiaları kimseye inandırıcı gelmiyor. Bu durum da birçok hususta huzursuzluklara sebep olmakta. Hele brifingde ayakta alkışlamalar bu kurumlara yakışır mı? 1960'tan evvel, Hükümetlerin icraatlarının önünde bu denli duvarlar örülmüyordu. 1960 darbesiyle bütün dengeler değişti. Ülkeye zarar verdikleri gibi, orası kendilerine de yar olmadı. Lider kadrosunda olan bazıları, başka darbelerde mahkum oldu. Bugün İngiltere'de ne Anayasa, ne de Anayasa Mahkemesi mevcut, ABD'de Danıştay gibi bir kurum yok; oralarda işler aksıyor mu? İki başlılık ve yetki aşımı bütün gelişmeler için engel teşkil etmekte. Gönül, demokrasi sıkıntısının geride kalmasını; iş, aş, gelir dağılımındaki dengesizlik ve kayıt dışı ekonominin gündemimizi işgal etsini arzu ederdi. Yetkileri gasbedilmiş bir iktidardan hesap sormak kadar saçma bir uygulama düşünülemez. Anladığım kadarıyla, bazı kesimler reformları engelleyerek, mevcut hükümeti güçsüz duruma düşürmek stratejisini izlemektedirler. Onlar için ülke değil, mevki, makam önemli. Sağduyulu halkımız bütün bu niyetleri iyi okumakta. Bir akademisyenin ifadesiyle, ülkemize 5 milyar dolar yatırım yapmak isteyen bir yabancı iş adamı, 27 Nisan e-muhtırasından sonra bundan vazgeçmiş. Bu, ülkeye ve insanımıza zarar değil mi? Yine bazı kesimler bu iktidarın Anayasa değişikliği yapamayacağını söylüyor. Darbeciler Anayasa yapabiliyor ama halkın seçtiği meclisin oluşturduğu mekanizmalar bunu yapamazmış. Bunlara göre, parlamentoda asılı olan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü süs için asılmış. Bunlar, halkımızın cahilliğinden, oylarının isabetsizliğinden de sık sık dem vururlar. Bu ülke Mussolini İtalyası, Hitler Almanyası, Stalin Rusyası, Franco İspanyası, Pinochet Şilisi gibi olmak istemiyor artık. İnsan haklarına saygılı, demokrat bir ülke olmak, ülke insanının hayalinde hep var. > Necdet Akman Herkes pet şişe ve naylon kullanımı konusunda duyarlı olsun 1-) Avrupa'daki gibi bizim marketlerimizde ödeme kasalarında naylon yerine devamlı çantalarımızda taşıyabileceğimiz kumaş torbalar satılsın.. 2-) Avrupa'da olduğu gibi bizde de pet şişeler depozitolu olsun, kullanıcı pet şişeyi iade ettiğinde, depozitosunu geri alsın.. 3-) Avrupa'da olduğu gibi haftada bir gün mutlaka kağıt atma günü olsun, vatandaşlarımız kağıt atıklarını evlerinde biriktirip, yerleşim alanlarına belediyeler tarafından konulan kağıt konteynerlarına bıraksınlar.. 4-) Duyarlı olan herkes bu yazıyı başta Çevre Mühendisleri Odası ve Çevre Bakanlığı olmak üzere, bütün çevre kuruluşlarına ve çevre il müdürlüklerine, belediyelere yollasın. Etraflarında deniz bile olmayan medeni ülkeler bu konuda son derece duyarlı iken, üç tarafı denizle kaplı yarımadada yaşayan bizlerin, artık bu konuda çok geç kaldığımızın farkına varmamız gerekmektedir. > Ali Şükrü Beşiroğlu > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.