Bürokrasinin hantallığından, gereksiz işlemler yüzünden işlerin aksadığından sık sık söz ediliyor. Dışarıdan sermaye girişini bırakın, yerli sermayenin bile bu yüzden ülkeyi terkettiği en yetkili ağızlarca dillendiriliyor. Her defasında da bu işlerin düzeltileceği, işlemlerin hızlanacağı ve kolaylaşacağı belirtilir. Yıllardır bu laflar duyulur, ama aksine zorlaştırmalar ve gereksiz işlemler daha da artıyor. Mevcut bürokrasi adeta Türk halkına eziyet etmekten, ülke ekonomisini baltalamaktan zevk alır gibi bir tavır sergiliyor. Kim ne söylerse söylesin, yetkililer bildiklerinden şaşmıyor... İşte size, isminin verilmesini istemeyen bir okuyucumuzdan teze bir örnek, bunların ne yapmak istediklerini varın siz düşünün: "Ekonomik krizin büyük hasar verdiği küçük işletmelerden biri olarak, yurtdışından bulduğumuz ortaklarla ve Bayrampaşa Tuna Vergi Dairesi'nin mükellefleri olarak ayakta kalma mücadelesini devam etmeye çalışıyoruz.Vergi Dairesine karşı olan mükellefiyetimizi eksiksiz olarak ve aksatmadan yerine getirmeye devam ediyoruz. Mayıs ayı, bilindiği gibi birçok mükellefiyetlerin yerine getirilmesi gereken bir aydır. Bunlardan biri de, hangi gaye ile konduğunu bir türlü çözemediğim 'vergi levhalarının tasdiki"dir. Ortaklarıma ait vergi levhalarını tasdik ettirmek üzere, Vergi Dairesi'ndeki yetkili müdür yardımcılığına, gerekli tahakkuk fişi ile ibraz ettim. Bilgisayarında borçlarının olmadığını kontrol ettikten sonra, 'borçlarının olmadığını, ancak bizzat kendilerinin gelmesi gerektiğini, aksi halde tasdik edemeyeceklerini' belirttiler. Kendilerinin yurtdışında olduklarını, yıllardır vergi mükellefiyetlerinin eksiksiz bir şekilde devam ettiğini, sadece vergi levhasının tasdiki için 'buraya gelmeleri gerektiği' şeklindeki bir mantığı anlayamadığımı; hatta vergi levhasının her yıl tasdik ettirilmesinin bile mantıksız olduğunu söylemem hiçbirşeyi değiştirmedi... Maliye Bakanı'nın bu uygulamadan haberi var mıdır? Eğer varsa, bize de sebeplerini anlatsınlar. Aksi halde, paranın dışarıya kaçmasını hızlandıracak bu gibi saçmalıklardan vazgeçip, mükellefiyetleri kolaylaştıracak adımların atılması için gerekli ikazları yapıp, talimatlarını versinler..." Eski mühendisler neden lojmandan çıkarılıyor? İETT Genel Müdürlüğü'ne; Biz, İETT Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan bir grup mühendisiz. Garajda çalışmaktayız. Yıllardır buradaki lojmanlarda ikamet etmekteyiz. Şimdi ise, bizleri bu lojmanlardan çıkarıp, yerimize başkalarını yerleştiriyorlar. Bu haksızlık yapılmasın, mağduriyetimize göz yumulmasın! > İsmi Mahfuz - İSTANBUL Mandacılık zihniyeti Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'a uyguladığı ambargoya harfiyyen uyduk. İncirlik Üssümüzü de bu iş için tamamen onlara tahsis ettik. Üstelik zararımız da karşılanmadı, savaş tazminatı verilmedi... Şimdi de IMF ve AB ne isterse onu yapıyorlar. Vurgun yapıp kaçanlar da getirilip yargılanmıyor. Bunların kimler oldukları da biliniyor üstelik. Vurgunların faturası da hep bizlere yansıtıldı, nasıl mı? Vergiler artırılarak... Halka faturayı yansıtacağınıza onları yakalayıp getirip yargılayın, bizlere haksızlık olmuyor mu? > Ahsen Nedim Demirtaş Bitmeyen kan davası Yıllardır devam etmekte olan "Kan davası" bundan sonra da biteceğe benzemiyor. "Kan Haftası", "Kan verme günü", "şu sanatçı kan verdi, gel sen de ver" gibi teşviklerin artık insanlara yeterli gelmediğini anlamak için, ille de bu işin uzmanı olmak gerekmiyor. Kendimden örnek verecek olursam; senede enaz üç defa kan vermekte idim. Fakat şimdi vermiyorum. Sebebi de, Kızılay'ın kanları parayla satması ve şu anda Türkiye'de bulunan kumar gereçlerinin Kızılay tarafından temin ediliyor olması... Kızılay gibi bir kurumun bu tip işlere alet olmasının ne anlamı var? Eğer bu yapılanlar doğru değilse, neden birileri çıkıp bunları düzeltmiyor? Aslında bizim insanımız çok duyarlı; bunca olumsuzluğa rağmen, yine de kulağını kan anonslarından geri çekmiyor. Derhal anons edilen hastanenin kan bankasına koşuyor ki, vermiş olduğu kan satılmadan hastaya ulaşsın. Bu tür engeller kaldırılırsa, kan meselesinin kalmayacağına inanıyorum... > Sadık Hamzaçebi Neden ilacım verilmiyor? SSK Genel Müdürlüğü'ne; Ben SSK emeklisiyim. 6 sene önce belim kırıldı. 45 yaşındayım. Belden aşağım yarı felç durumda. Lioresal ve Sirdalud ilaçlarını sürekli olarak kullanmam gerekiyor. Beş senedir, bazen katılım payı vererek SSK'dan temin ediyorum, bu şekilde bulamayınca idareten başka yerlerden temin ediyorum. Şubat 2000'de, artık katılım payı vermemek için hastaneden rapor aldım. 2 defa katılım payı vermeden ilacımı alabildim, 3. defa vermediler. 2 defa olduda sonra neden olmuyor? Sürekli kullanmam gerektiğini doktor raporuyla belirtmeme rağmen, ilacım neden verilmiyor? > Ahmet Gürses - GİRESUN Millete mektup Saygıdeğer Türk milleti, Filistin meselesine gösterdiğiniz ilgi takdire şayandır, aynı ilgiyi yetkililerimiz neden göstermez, bunu anlamak mümkün değil. Bununla yetinmeyip, bir de İsrail'i destekler nitelikte işler yapmaktalar. 6 milyonluk İsrail, milyonlarca Müslüman'ın ortasında katliam yapmaktadır. Bütün Müslüman ülkeler de maalesef bunu seyretmektedir. Bu nasıl bir insanlıktır? Ey İslam alemi! Bu din kardeslerimize, önce insanlık vazifemizi, sonra da İslam kardeşiliği adına, elimizden ne geliyorsa yapalım. Sendikalar, sivil toplum örgütleri ve buna benzer kuruluşlar seslerini duyursunlar, yetkilileri uyarsınlar... Birşey yapamamanın üzüntüsü içinde, kendi kendimi yiyorum... > Sürmeli Bostancı