Vatandaşın hafızasıyla bu kadar dalga geçilir mi?

A -
A +

Hatırlanacağı gibi, Irak'ın işgali sırasında, Türkiye'nin uğradığı ekonomik kayıpların bir ölçüde azaltılması amacıyla ABD ile görüşmeler yapıldı. 1 milyar dolar hibe ya da 7-8 milyar dolarlık kredi olarak düşünülen bir anlaşma üzerinde çalışıldı. Bu anlaşmanın, Kuzey Irak'la ilgili bazı şartlara bağlı olması istenince de, Hükümetimiz bunu kabul etmedi. Bütün bu gelişmeler günlerce gazete ve televizyonlarda haber oldu, yorumlar yapıldı. Yani gizli birşey değildi, çoğumuzun ayrıntısını bile hatırladığı, her adımı medyada yeralan görüşmeler dizisiydi... Ama şimdi CHP Lideri, sanki yürürlüğe girmiş gizli bir anlaşmaymış gibi, işi abartarak, seçim malzemesi olarak kullanıyor. Basındaki bazı kalemler de buna alet oluyor, kendilerince belge açıklıyorlar. Tamam, "hafıza-i beşer nisyan ile maluldur" denmiş; ama bu kadar kısa zaman için değil ki. Hafızamızla bu kadar alay edilmesini millet olarak haketmedik. Politikacılar oy uğruna bu tür hataları hep yaparlar; ya meslektaşlarımıza ne demeli? > Bir açıklama bekliyoruz Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; 23 - 24 Haziran günleri Açık Lise imtihanlarının 2. cisi yapıldı. Kızımın imtihana gireceği Tekirdağ Anadolu Lisesi'ndeki görevliler, başörtülü olanların imtihana alınmayacağını söylediler. Aynı gün bir yakınımın kızının imtihana girdiği bir başka okulda ise başörtülü örtüsüz herkes demokratik bir şekilde imtihana alındı. Görüştüğüm bir yetkiliden, 25 Nisan 2007 tarihli "ivedi" kaşeli sınav talimatları yazınızı üzülerek okudum. Kayıt yaptırırken öğrencimizin başörtülü resmini verdik ve öğrenci kimliğimiz de bu şekilde çıktı. Birincisine girildi ve ikinci imtihan için 60 YTL yatırıldı, yeni dersler seçildi. İmtihandan 2 ay önce yayınladığınız talimatlardan hiçbir veli ve öğrencinin haberi yok. Sınav salonları kapılarında imtihana alınmayan genç kızlarımızın gözyaşlarıyla bu sürprizi öğrendik. Bunu bilseydik, ne sınav harcı olan 60 YTL'yi yatırıp ders seçerdik, ne de sınav salonlarının kapısına dayanırdık. Gönlümüzü ferahlatacak bir açıklama yapmanızı beklemekteyiz. > Mehmet Cengiz Tekin > Memura da işçiler kadar zam verilmelidir Hükümet, son toplu görüşme sözleşmeleriyle, kamuda çalışan İşçilere %10 düzeyinde zam yapmayı kabul etmiştir. Öncelikle işçilere yapılan bu zammı tasvip ediyoruz. Dünyada sürekli yükselen hayat standardı, tabii olarak ülkemizde de yükselmektedir. Hükümetlerin görevi bu yükselen hayat standartlarına paralel olarak ücretlilere enflasyon oranlarından daha yüksek maaş artışları vermektir. Daha yaşanabilir ücretler için kaynaklar araştırıp, çalışanlara aktarmak Hükümetlerin aslî görevlerinden biridir. Dolayısıyla kamuda çalışan işçilere yapılan enflasyonun üzerindeki bu artış bizce sevindiricidir. Problem şurada; mademki eşit işe eşit ücret diye vaadlerle geliyorsunuz, o halde işçi ile memur arasındaki farkı kapatın. Zaten açık olan farkı iyice açarak, insanlar arasındaki çalışma barışını da zedelemeyin. İşçilere verileni geri alın veya az verin demiyoruz, en azından aynı oranlarda memurlara da zam verin diyoruz. Aksi takdirde adaletsizlik olacaktır. Ülkemizde enflasyon %0 değildir. Verilecek cüzi zamlarla kim memnun edilecektir? Böylesi komik rakamlarla memurların hayat standardının yükselmesi mümkün müdür? > TOÇBİRSEN Ankara Şube Başkanlığı > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.