Vergi oranlarının yüksek olduğunu herkes kabul ediyor. Yetkililer, bu oranda vergi almaktan başka çarelerinin olmadığını, bütçe dengeleri için başka çarelerinin bulunmadığını ifade ediyor. Ama oranlardaki yükseklik, vergi mükelleflerini de zor durumda bırakıyor; bir kısmı bu oranlara dayanamayıp iflas ediyor, kapanıyor, bazı açıkgözler de kayıtsız ekonomiye geçerek yakayı kurtarıyor... Verginin tabana yayılması gerektiğini, bu sayede mevcut mükellefler üzerindeki yükün azalacağını söyleyen yetkililer, ne hikmetse sonuca varamıyor. Esnaflık yaptığını belirten Ali Yiğit, mevcut uygulamalarla uçurumların daha da yükseldiğini belirtiyor: "Faiz oranlarının düşmesiyle, kolay para kazanmaya alışmış rantiye kesimi, bazı sektörlere el attı, üstelik vergi de vermiyorlar. Mesela taksi plakalarını 250 milyarlık gibi bedellerle alıyorlar. Bu taksileri 1.5 milyar kirayla çalıştırıyorlar. Bu işlemleri de vergiden kaçırarak yapıyorlar. Bir külah dondurma için 80 milyonluk cezalar kesenlerin bu durumlardan habersizmiş gibi görünmeleri, bir esnaf olarak ağırıma gidiyor. Neden haksız kazançlar takip edilmiyor? Vergi bu şekilde mi tabana yayılır?" Ekonominin kayıt altına alınması, verginin tabana yayılması birçok haksızlığı bitirecek, vatandaşın güvenini arttıracaktır. Ama bu yüksek oranlarla vergiyi tabana yaymak, kaçakları kayıt altına almak mümkün mü? Zaten yeraltı ekonomisinin önemli sebeplerinden biri de bu değil mi? Stajyer öğretmen olarak atanamaz mıyız? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Bizler, Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu, Pedagojik Formasyon Tezsiz Yüksek Lisans öğrencileriyiz. Öğrenim gördüğümüz program üç dönemi kapsamaktadır. Bu programda 1.5 yıl öğrenim göreceğiz. Haftanın yalnızca iki günüyle sınırlı öğrenim faaliyetimiz dışında, ne yazık ki haftanın diğer 5 gününü boş geçirmekteyiz. Büyük bir zaman israfı olmaktadır. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin Çelik, geçen yıl çeşitli yayın kuruluşlarında katıldığı bazı programlarda, pedagojik formasyon tezsiz yüksek lisans öğrencilerinin, öğrenim görürken stajyer öğretmen olarak atanacakları müjdesini vermişti. Ne yazık ki, bakanın bu güzel ve isabetli düşüncesi uygulanmadı. Heba olan zamanımızdan dolayı büyük üzüntü içindeyiz. Bizler de hizmet etmek istiyoruz. Maddi ve manevi olarak her türlü fedakarlığa da hazırız. Bakanın o sözünün hayata geçirilmesini istiyor ve bekliyoruz. > Bir grup öğrenci adına U. T. - İSTANBUL