Vergi Dairelerinde çağdaş bir yapılanmayı istiyoruz

A -
A +

2005 yılında, vergi gelirlerinin daha iyi toplanması için Vergi Dairelerinin çağdaş bir yapıya kavuşması amaçlanmış ve Vergi Daireleri, Defterdarlıklardan ayrılarak, Gelir İdaresi Başkanlıkları bünyesinde yeniden yapılandırılmaya çalışılmıştır. 2005 yılından 2011 yılına kadar geçen sürede bu yapılandırmanın amacına ulaşmadığı görülmektedir. Vergi İdaresinde 29 ilde Vergi Dairesi Başkanlığı kurulabilmiş, diğer illerde yine Defterdarlık bünyesinde eski sistemde vergi idaresi çalışmalarına devam etmektedir. Vergi İdaresinde çağdaşlaşma sağlanamamış, Vergi İdaresi yamalı bohça haline gelmiştir. Bu süreçte, vergi gelirlerinin toplanmasındaki bütün sorumluluk ve iş yükü üzerlerinde olan Vergi Dairelerinin idarecileri ihmal edilmiştir. Yapılan kanuni düzenlemelerle de birçok hakları ellerinden alınmıştır. Bütün olumsuzluklara rağmen, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür yardımcıları, 35 bin uzman, uzman yardımcısı ve memurunu sevk ve idare ederek, en önemli görevlerinden biri olan İdarecilik görevlerini yapmış ve devlet gelirlerini toplamaya çalışmıştır. Vergi Dairesinin İdarecileri olarak, mesleğin onurunu korumak adına yaşanan olumsuzlukları anlatmak istiyoruz. Ancak, başarıda mütevazı davranmak istemiyoruz, Vergi gelirlerinin tahsilinde gösterdiğimiz gayret ve özverili çalışmaların en somut göstergesinin 2010 yılı sonu itibariyle genel bütçe hedeflerinin % 110,9 oranında gerçekleşmesi ve 235 milyar 686 milyon TL vergi geliri toplanması olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun uygulanmasında sağlanan başarıda, Vergi Dairesinin İdarecilerinin öncülüğü ve katkısının çok önemli rol oynadığı ortadadır. Vergi Dairesi Müdürleri, aynı zamanda inceleme elemanıdır. Mükelleflerin yaklaşık %40'lık kısmının incelemesi Vergi Dairesi Müdürleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Son olarak, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, denetim birimlerinde yeni düzenlemeler yapılarak, inceleme elemanları, Vergi Müfettişi unvanı ile Gelir İdaresi Başkanlığından ayrılmış, Maliye Bakanlığı bünyesinde ayrı bir yapı oluşturulmuştur. Ancak,Vergi Dairesi Müdürleri, diğer inceleme elemanlarından ayrı tutulmuş, yapılan düzenlemelerden elde edilen haklardan yararlandırılmamıştır. Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcıları olarak, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile verilen yetkinin, Vergi Dairelerinin İdarecilerinin beklentilerini karşılayacak şekilde, Vergi İdaresinin çağdaş bir yapıya kavuşturulması yönünde kullanılmasını arzu ediyoruz. Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcıları Lütfen mevzuata ters olan uygulamalara müsaade etmeyin Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'in dikkatine; Ülke genelinde 100'e yakın yemek fabrikası kapandı, çürümeye terk edildi, işçileri beklemede. Biz yemek fabrikaları sahipleri olarak, vergi veriyor, eleman çalıştırarak istihdama önemli katkılar yapıyor, sosyal güvenlik kurumuna önemli primler ödüyoruz. Maalesef Kamu İhale Kanununa uyulmayarak, Öğretmenevleri tarafından 3/e maddesine göre ihalesiz şekilde bazı kurslara yemekler yaptırılıyor. Oysa bu maddede, bizzat üretim yapan okullar ve merkezler belirtiliyor, dışarıya yemek veremeyecekleri ifade ediliyor. Taşımalı İlköğretim Yönetmeliği'nin (16.10.2009 tarih ve 27378 sayılı Resmi Gazete) 22. maddesinde, yemekler yürürlükteki ihale mevzuatına göre satın alınır deniyor. Ayrıca ilgili kurulun 2008/4465 sayılı kararında, yemeklerin öğretmenevleri tarafından ihalesiz temin edilemeyeceği belirtilmiştir. İhale yapılmayınca saydamlık, güvenilirlik, rekabet ilkelerine uyulmuyor. Kamu zararı oluşuyor. Halk Eğitimdeki bazı kurslarda; elektrik, su, kira gibi masrafların devletçe karşılanması ve ciddi bir istihdamın sağlanmaması, vergi kayıpları gibi sebeplerle kamu zararı oluşmaktadır. Öğretmene Hizmet Dairesi illere yazı göndererek, öğretmenevlerinin yemeklerini ihalesiz olarak, 3/e'ye göre yapmalarını istiyor. Oysa öğretmenevleri 3/e şartlarıyla uyuşmuyor. Yukarıda belirttiğimiz KİK kararı da bunu çürütüyor. Lütfen bu işi çözün. Murat Atabay Feryadımızı duyun artık 300 bin kişi Milli Eğitim Bakanlığı kapısında atanmayı beklerken, atama için verilen kadro sayısı 11.544'tür ve bu olsa olsa fıkralarda olur denilebilecek bir durumdur. Ancak durumun ciddiyetini henüz tam olarak anlayamamış bazı basın yayın organları bu haberi "Öğretmenlere müjde" şeklinde yayınlamış, kamuoyunda da haziran ve temmuzda atama yapılması sonucu, sanki her ay öğretmen ataması yapılıyormuş izlenimi oluşturulmuş ve meselenin aslı anlatılamamış, anlaşılamamıştır. Haziran ve temmuz atamaları 2009-2010 yılı KPSS puanları ile yapılmış atamalardır. Ancak, 2011'de sınava girecek ve ağustos atamasını bekleyenlerin durumu göz ardı edilmiş, bunun sonucu olarak da yeniden atama mağduriyeti ortaya çıkarılmıştır. Halen var olan birikimin eritilmesine dair bir proje ortaya konmadığı gibi, bu yıl üniversiteye gidecek adayların 50 binden fazlası yine öğretmenlik fakültelerine girmiştir. Bu durumda şimdiki birikimin 4-5 yıl içinde katlanarak artacağı ortadadır. Bunların çözümü için öncelikle "Ücretli öğretmen istihdam edilmezse öğretmen açığı ne kadar olacaktır?" sorusunun cevabını aramalıdır. Çünkü her geçen gün yeni okullar açılıyor ve 100 binden fazla öğretmen açığı olduğu resmi olarak açıklanıyor Üniversitelerin kontenjanları ihtiyaca göre yeniden düzenlenebilir ve Avrupa standartlarına çıkarılmak istenen eğitim seviyemiz için, eğitimin temel taşlarından olan öğretmen eğitiminde bu standarda ulaşılabilir. Atanmayı bekleyen öğretmenler > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.