Vergi Dairesi Müdürleri için bıçak kemiğe dayandı

A -
A +

Maliye Bakanlığı'na; Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcıları olarak, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın kurulduğu 2005 yılından bu yana, sürekli olarak hak kaybına uğradığımızı, bu sebeple moralimizin bozuk olduğunu çeşitli şekillerde yetkililere duyurmaya çalışıyoruz. Son olarak 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamuoyunda yer alan "Eşit işe eşit ücret" uygulamasının,"Eşit unvana eşit ücret" şeklinde düzenlendiğini, böyle bir düzenlemenin ise, iş yoğunluğu çok fazla olan Vergi Dairesi Müdür ve Yardımcılarının mağduriyetlerini daha da çok artıracağını belirtmek istiyoruz. Yetki ve sorumluluklarımız gözetilerek, adil bir düzenlemenin yapılması gerektiğini bir defa daha hatırlatıyoruz. Yakın tarihte yürürlüğe giren, İnceleme Elemanlarını tek çatı altında toplamayı amaçlayan 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye dayandırılan düzenleme ile neden "Eşit işe eşit ücret" uygulamasının bizim için geçerli sayılmadığını da merak etmekteyiz. 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Vergi Denetim Kurulu oluşturulduğunda; Vergi Denetim Kurulu kapsamına alınan İnceleme Elemanları'nın ücretlerinde yapılan iyileştirme, ne yazık ki inceleme Elemanı olan ve incelemelerin %40'ını gerçekleştiren Vergi Dairesi Müdürleri'ne yansıtılmayarak, "Eşit işe eşit ücret" uygulanmadığı görülmektedir. "Eşit olmayan işe eşit ücret" uygulaması ise, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın kurulduğu 2005 yılından beri bize uygulanıyor; sevk ve idaremiz altında görev yapan bir uzmanın ücreti, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcısı ile neredeyse aynıdır. Uzman ile Müdürlerin yaptığı iş, "Eşit İş" değildir. Vergi Dairesi Müdür ve Yardımcıları, vergi dairesinde görev yapan uzman, uzman yardımcısı ve memurları sevk ve idare etmekte, görevleri sebebiyle onların yaptıkları işlerden sorumlu olmakta, yeri geldiğinde hesap vermektedirler. Bu unvana gelebilmek için, en az altı sınavda başarı sağlamak zorunda kalıyoruz; ancak görevimizin zorluğuna rağmen, özlük haklarımızdaki mağduriyetimizin gittikçe artığını belirtmeliyiz. Vergi Dairesi Müdürleri, görevleri gereği vergi incelemesi yapmakta, vergi davalarında hazineyi savunmakta, vergi alacağının tahsili için icra müdürlüğü yapmakta, matrah takdir edip, vergi ve cezalarda mükellefle uzlaşmaktadır. Vergi Dairelerinde çalışan personelin sevk ve idaresini başarı ile gerçekleştirerek, idarecilik görevini yürütmekte olan Müdürler olarak, yetki ve sorumluluklarımızla, adil olmayan bir konumda bulunmaktayız. Bu haksızlığın acilen düzeltilmesi gerektiğini yetkililere iletmek istiyoruz. Vergi Müdürleri 'Asistan' doktorların hakları bir gün olabilecek mi? Sağlık Bakanlığı'na; İstanbul'da bir "Eğitim Araştırma Hastanesi"nde asistan doktor olarak görev yapmaktayım. Ayda 10-11 nöbet tutuyorum. Toplam 3 hafta sonunu hastanede geçiriyoruz. Sabah 8'de işbaşı yapıp, o gece nöbetimiz varsa, diğer akşam saat 17.00'de ancak hastaneden ayrılabiliyoruz. Sekreter, hemşire, temizlik personeli dahil, nöbet ertesi izin kullanırken; biz iznimizi kullanamıyoruz. Oysa hastanedeki en aktif görevi biz yapıyoruz. 3 saatlik uykuyla ertesi sabaha uyanıp, hasta muayene etmeye devam ediyoruz. Kendisini o gün o doktorun karşılaştığı tek hasta gibi gören bazı asabi hasta yakınlarından duyduğumuz küfürler de yanımıza kalıyor! Doktor, robot kabul ediliyor. Bankalar öğle arası kapanır, resmî daireler öğle tatiline girer, ama bir hastanede poliklinik kapatılamaz gibi... "Seni bu hastanede istemiyorum, haftaya bu hastaneden gideceksin, yattığınız yerden para kazanıyorsunuz" tarzında, hasta haklarının güya ön planda olduğu kabul edilen bir sistemle karşı karşıyayız. Hasta, hakkını her zaman savunabiliyor. Bizim haklarımızı savunan bir hastane yetkilisi bile bulamıyoruz çoğu zaman, işler yürüsün mantığıyla bakıldığı için. Gece saat 2'de, bir hasta yakınından en alçaltıcı hakarete maruz kaldığımızda, polisle, güvenlikle uğraşmamak için susuyoruz. Sadece tek bir gün, acilde çalışan bir asistanın yanında, ona eşlik etmenizi istiyorum. "Serbest Kürsü"ye dahi dert yanamayacak kadar ağır bir yükle karşılaştığımızı anlarsınız. 6 yıl tıp fakültesi okuyoruz, sonrasında 4 yıl asistanlık yapıyoruz ve yaklaşık 1.5 yıl devlet hizmet yükümlü kadrosunda oluyoruz, bir diplomamız dahi elimizde olmuyor. Hasta, gecenin bir saatinde geliyor ve hastane tuvaletlerinin pis olmasından dolayı sizi sorumlu tutabiliyor, ben hastayım haklıyım diyor. Karşısında, bazen hiç dinlenmeden 30 saat çalışmak zorunda bırakılan doktoru, robot olarak görüyor. Yemek yiyemez, tuvalete gidemez... Hasta acile bir hışımla giriyor, şikayeti? 1 aydır öksürüyor. Acile gelen hastaların %90'ı acil olmuyor zaten. Evler ecza deposu. Hükümet, hastalar açısından çok hizmet yapıyor, her evi minik bir eczane yapacak kadar çok... Hatta bunun yüzünden zarara girecek kadar çok. Ama hasta memnun değil... Bunu "Sağlık Bakanı duysun ve çalışma şartlarımız insani olsun" diye yazmıyorum. İnsani olmayan, yasaya uymayan "günaşırı nöbetlerimiz değişsin" diye de yazmıyorum. Her hastane, asistanın etinden sütünden yararlanmayı görev bilir... Bunu size yazıyorum, çünkü bir gün hastaneye uğradığınızda, karşınızda duran doktorun 3 saatlik uykuyla size bakıyor olabileceğini unutmayın. Her zaman hakkınızı aramak konusunda ısrarlı olurken, bazen 4-5 saat acilde hiç ara vermeden sürekli hasta bakan uykusuz bir doktora muayene olmanın da hasta haklarına ters olduğunu unutmayın!.. Bir Doktor Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.