Yabancı dil bilmeyen yöneticiler yurt dışına atanıyor

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurt dışı teşkilatı kadrolarına, Eğitim Müşaviri ve Eğitim Ataşesi olarak atanacak personele ilişkin Yönetmelik 16 Aralık 2011 tarihli ve 28144 sayılı Resmî Gazete'de yayınlandı. Bu yönetmeliğe göre, MEB'de Müsteşar, Talim Terbiye Kurulu Başkanı, Müsteşar Yardımcısı, Rehberlik ve Denetim Başkanı, Strateji Geliştirme Başkanı ve Genel Müdür kadrolarında asaleten 1 gün bile görev yapmış olanlar, düzenlenecek yazılı sınav ve mülakat sınavından muaf oldukları gibi, bunlardan diğer adaylardan aranan yabancı dilde KPDS'de en az 70 puan alma şartı da aranmayacak. Bu durumda, MEB'de üst seviyedeki bir görevli, yabancı dil bilgisi olmadan da, yurt dışındaki Eğitim Müşavirliği ve Eğitim Ataşeliklerine yönetici olarak atanabilecek. Yönetmelikte, söz konusu görevler için ilk 18 maddede aranan şartların hepsi, aynı yönetmeliğin 19. maddesinde yok sayılarak, bazılarına fırsat oluşturulmaktadır. Anayasanın eşitlik maddesi hiçe sayılmaktadır. Ayrıca, yeni çıkarılan yönetmeliğe göre, üniversitelerin Eğitim Fakültelerinde öğretim üyesi olanlar da yazılı sınav ve mülakat sınavından muaf tutularak, KPDS'de 70 puan alma şartı da aranmadan, tamamen MEB'nin yurt dışı görevi olan MEB yurt dışı teşkilatına yönetici olarak atanabilecekler. Bu görevlere sadece ve sadece MEB personeli gönderilmelidir. Daha önce bu görevleri asaleten başarıyla yapmış olan Eğitim Müşaviri ve Eğitim Ataşelerine bu sınavlar için başvuru hakkı bile verilmezken; yabancı dil bilmeden, yazılı ve sözlü sınav aranmadan, hatta bir gün bile asaleten Genel Müdür gibi üst düzey görevlerde bulunanlar ile üniversitelerin Eğitim Fakültelerindeki öğretim üyelerinin, hiçbir ön şart ve sınav aranmadan gönderilecek olması tepkiyle karşılanmaktadır. 700.000 personele sahip olan Milli Eğitim Bakanlığı'nın, bütün dünyada 47 olan yurt dışı yönetim görevleri için, bakanlık personeli dışında eleman araması, daha önce bu görevleri asaleten yapmış olanlara başvuru hakkı bile verilmemesi ve bu görevler için öğretmenlerin müracaatlarının kabul edilmemesi, bu kadar personeli hiçe sayması eğitim camiasında hoş karşılanmamaktadır. İsmi Mahfuz Sağlıktaki aksamaları bir de bizden dinleyin -2- Bir önceki yazımda Okmeydanı Araştırma Hastanesi Acil Servisi'nde yaşadıklarımızı paylaşmıştım. Bu yazım ise bir üniversite hastanesinde yaşadıklarımızla ilgili... Yine annemle ilgili yaşadığım bir husus. Eskiden Üniversite hastanelerinde, doçent ve profesör hocalardan muayenehaneleri olanın muayenehanesine giderek, olmayanlara da üniversitede özel muayene ücreti ödeyerek muayene olma imkanı vardı. Böyle yapan birisi o hocanın hastası oluyordu. Şimdi özel muayene kalktı. Muayenehanesi olanların da tercih yapmaları istendi. Muayenehaneyi tercih edenler hastanede hasta bakamıyor. Şimdi hastalar doçent ve profesör olan hocalara hiç ulaşamıyor. Çünkü eskiden de şimdi de hocalar muayenehaneye hiç gelmiyor. Muayenehanede asistanlar muayene ediyor, kıdemli asistan veya baş asistan kadrosundaki uzman da muayenede kontrol için bulunuyor ve asistanlar danışırsa hastaya ya bakıyor veya asistanın verdiği bilgiyi değerlendiriyor. Profesör ve doçent olanlara ulaşmak için, hastanın ya tanıdığı veya torpili olacak veya servise yatacak. Vizit de artık haftalık mı olur veya iki haftada bir mi olur; asistanın verdiği bilgiye göre veya insafına göre kendi muayene ederek hastaya bakacak. Şu anda Üniversite hastanelerinde durum böyle. Yani özel muayenenin kalkması hastayı bir bakıma mağdur etti. 250 lira özel muayene parası veren, hocaya ulaşıyordu. Şimdi 1250 lira da verse, hocaya ulaşmak mümkün değil. Bir diğer husus da hasta hakları. Hastaların evrensel ölçülere göre doktor seçme hakkı var. Devlet hastaneleri içinde Okmeydanı Hastanesi, randevu alınırken bunu uyguluyor. Ancak, mesela KBB Bölümü'nde doktoru seçiyorsunuz. Özellikle uzman seçiyorsunuz. Ama uzman bir iki hasta muayene ettikten sonra, asistana bırakıp gidiyor. Cildiye de böyle, ortopedi de böyle. Bazı bölümlerde servis şefleri polikliniğe hiç gelmemekte. Eğer diğer hastaneler ve üniversite hastanelerinde profesör ve doçentler için de randevu alabilme imkanı verilirse, o zaman özel muayene mağduriyeti ortadan kalkar. Randevu almada da bir hususu belirteyim. Telefon ve internet yoluyla alınan randevularda, günlük randevu verilmekte, kota dolarsa "ertesi gün tekrar deneyin" denilmekte. Günlerce randevu alamadığım oldu. Bugün dolu ise yarına veya öbür güne, kısaca müsait güne randevu verilirse, randevu olayı çözülür. Acil hasta zaten randevusuz acil servislere başvuruyor. Ahmet Erdoğan Florya Bağlar yoluna "aydınlatma" istiyoruz Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş'ın dikkatine! Ben yaklaşık 30 senedir Florya'da oturmaktayım. Şehrimizin sayenizde güzelleşmesine hayranlıkla tanık olmaktayım. Ancak, semtimizin küçük bir güvenlik sıkıntısı var. Kızım sabah-akşam Bağlar Otobüs Durağı'ndan inip-binerek işe gitmektedir. Duraktan inilince caminin önüne kadar olan yürüyüş yolu çok karanlık ve ağaçlı. Özellikle akşamları ziyadesiyle endişeleniyoruz. Avcılar Sokak'tan onu karşılamaya geliyorum. O kısa mesafede, önceki sene komşumuzun çocuklarına gasp yapıp, telefon ve cüzdanlarını almışlardı. Böyle bir olay her yerde olabilir ama bu geçiş yolunu akşam 20.00-21.00 saatlerinde görecek olursanız, eminim bize hak vereceksiniz. Ben bile geçerken çok korkuyorum. Büyüyen ağaçlar etrafı görmemizi engelliyor. Sizden istirhamımız; lütfen bu Bağlar Otobüs Durağı ile cami (Burç Koleji Anaokuluna inen yürüme yolu) arasına aydınlatma yapılması konusunda bize yardımcı olmanız. Bir senedir bu konuyu burada vardiya duran polis ekipleri dahil birçok yere bildirdim, sonuç alamadım. Başarılarınızın devamını dilerim... Kadriye Hoştan (Küçükçekmece Atatürk Kız Teknik Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi Öğretmeni/İSTANBUL) > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00