Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenlerin ücretlerine de değindi. Bütçe imkanları kısıtlı olduğu için öğretmenlere arzu ettikleri maaş artışını veremediklerini, ama imkanlar nisbetinde gereken iyileştirmelerin yapılacağını, öğretmenler gibi diğer kamu görevlilerinin de zor durumda olduklarını belirten Bakan Çelik; bazı sendikaların verdikleri bilgilerin de objektiflikten uzak olduğunu anlattı. Bütçede kaynağı bulunmayan ücretlerin verilmesinin daha büyük problemler şeklinde çalışanlara geri döndüğünü ilave eden Milli Eğitim Bakanı, geçmişteki ekonomik krizleri buna örnek gösterdi... Bu sözlere kim itiraz edebilir? Yıllarca politikacılardan popülist demeçler dinledik. Bol keseden atmalar, ucu-bucağı belirsiz vaatler dinleye dinleye bugünlere geldik. Bakan Çelik'ten de, "öğretmenlerimizin ücretlerine çok yüksek artışlar yapılmalı, bu camianın hakları yeniyor, birileri bu haklı isteklere karşı duruyor, yılmadan usanmadan bu mücadeleyi vereceğiz", gibi sözler beklenmiş olacak ki; bazı gazetelerde, "Milli Eğitim Bakanı, Maliye Bürokratları ağzıyla konuştu" denerek iğnelemelerde bulunulmuş... Dürüst olmak, doğru söylemek, vatandaşı kandırmamak suç mu? İlle tutulmayacak sözler mi verilmeli? Kaynağı bütçede bulunmayan bir ücret artışının verilemeyeceği bilinmiyor mu? Elbette biliniyor, ama alışkanlıklar kolay kolay terk edilmiyor. Öğretmen gibi aydın insanlardan oluşmuş bir kitle de sadece gerçekleri işitmek ister, dürüst olmayanlara prim vermez; bu şi en iyi onlar bilir. Henüz ideolojik saplantılardan tam olarak sıyrılamadıkları anlaşılan bazı sendikaların da daha dürüst olmaları, eski alışkanlıkları bırakmaları beklenmez mi? Artık toplum olarak, dürüst davrananları, doğru söyleyenleri takdir edelim. Yalan-dolandan çok çektik, olan da hep vatandaşa oldu. Hepimiz acı tecrübelerden ders almış olmalıyız. Kimse vatandaşı kandırmamalı. Gerçekler acı da olsa söylenmeli... Yetkililer, vatandaşa net ve açık konuşmalı, her tarafa çekilebilecek sözleri bırakmalı. > Herkese örnek olsun 21 Kasım 2005'te TGRT HABER TV'nin gece yayınında, bir anne-kızın evlerinin önünde buldukları, arka ayakları kırık kediyle ilgili haberi seyrettim.. Mali durumları kifayet etmediği için Internet'te yardım kampanyası bile açmışlar. Açmışlar da, 800 YTL tutarındaki veteriner borçlarına karşılık, 200 YTL'lik bir yardım gelmiş, birçokları da hakaret etmişler... 25 gündür ne şekilde, nerede kazaya uğradığını bilmediğim, arka ayakları kırılmış bir kedi yavrusunu, şu anda arabam da olmadığı halde, arkadaşlarımın araba yardımlarıyla İzmir/Yenişehir'deki Veteriner İşleri Müdürlüğü'nün hayvan hastanesine götürüp baktırıyorum. Belge mukabili cüzi bir ücretle, sahipsiz hayvanları muayene ve tadavi ediyorlar, pansuman ve bakımını yapıyorlar. Hastane mensupları gayet anlayışlı ve işinin ehli insanlar. Bir telefonla ilk fırsatta gelip, acı çeken, perişan haldeki dokunulması imkânsız hayvanları alıp götürüyor ve icab edeni yapıyorlar. Başka illerdeki ilgililerin de belki dikkatini çekebilir düşüncesiyle bunları yazıyorum... > Burhanettin Boyalı > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00