Yapılar nasıl denetleniyor?

Deprem dolayısıyla bazı denetleme mekanizmalarının geliştirildiğini sanıyorduk. Belki kağıt üzerinde birşeyler yapılmıştır, ama bunu da kısa zamanda kendimize uydurduğumuz anlaşılıyor. Bir okuyucumun yazdığı gibi, denetim şirketlerine de çekidüzen vermek gerekmektedir. Hele deprem tehlikesi günden güne yaklaşmakta iken... "Bilindiği üzere mevcut uygulamada müteahhidin plan ve projelerini yaptırdıktan sonra, menfaatine uygun olarak pazarlık yapabilecek bir yapı denetim şirketi ile kıyasıya bir pazarlıktan sonra, otellerde % 80'lere, konutlarda, %60'lara kadar varan kırımlar ile nasıl denetleme ve hizmet takibi yapılacağını merak ediyorum. Bunun önüne geçmenin bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyoruz. (Örneğin: Herhangi bir kurum veya kuruluşun kendisini denetlemeye gelecek olan devlet memurlarından istediği birini seçme hakkı yoktur.) Denetim şirketlerinde de böyle bir yapılanmaya gitmek son derece sakıncalıdır. Bayındırlık Bakanlığı denetim işlerini sırası ile 0 (sıfır) kırımla ihale etmiş gibi değerlendirmelidir. Başta pazarlıklar yapılan, iyi niyet ve paranın kontrol altına aldığı yapı denetim şirketlerinin nasıl denetleme yapacağını hep merak etmişizdir. Devletin denetleme memurları gibi bağımsız ve hür çalışmalıdırlar. Sigorta ayağında ise genel iskan alındıktan sonra tapu kayıt malikinin bağımsız bölüme ilişkin deprem sigortasını yaparak oturma veya kullanma izni verilmelidir." Vatandaşlık haklarımı kullanamıyorum Ben Türkiye'de yaşıyorum. Maalesef bazı vatandaşlık haklarımdan mahrum edildim. Her vatandaş gibi dolaşma özgürlüğüne sahip olmak istiyorum. Fakat bir gözüm görmediği için, araba kullanmam yasak. Zor ve mağdur durumdayım. Ayrıca benim gibi birçok arkadaşım da mağdur. İzmir'de MONDER bu konuda bizim sesimizi en iyi şekilde duyurmaktadır. Bizim gibi olan Türkler, AB ülkelerinde ehliyet alabiliyor ve benim vergi verdiğim ülkemde rahatça arabasını kullanabiliyor. Bu utanç verici durumu düzeltmek için sizlerden destek bekilyoruz . M. Halil Ateşoğlu - ŞANLIURFA