Yardım derneklerine yardımcı olmak lazım

A -
A +

Her şeyi devletimizden beklememek lazım. Devletimiz, imkanlar oranında, yardıma muhtaç kişilere ulaşmaya çalışmaktadır. İmkanlar ölçüsünde, gerek ülkemizde ve gerekse ülke dışındaki muhtaç insanlara büyük miktarda yardımlar yapılıyor. Emperyalist ülkeler sadece kendi çıkarlarını düşünür, başka ülke insanlarına karşılıksız yardımda bulunmazlar, onları nasıl daha çok sömüreceklerinin hesaplarını yaparlar. Yardım işi, yine dönüp dolaşıp biz Müslümanlara kalıyor. İşte bu noktada, işin büyük kısmı İhlas Vakfı gibi vakıf ve derneklerimize kalıyor. Bu oluşumların, muhtaç insanlara yardım edebilmeleri için de, mutlaka teşvik ve yardımcı olunmalıdır. Maddi destek verilmezse, arzu edilen yardımlar yapılamaz.. Bu maksatla kurulmuş vakıf ve derneklerin hemen hemen bütün muhtaç insanlara ulaşabildikleri görülüyor. İmkanlar ölçüsünde mağdur ve muhtaç insanlar destekleniyor, ailelerde ocakların tütmesi sağlanıyor. Bu hizmetler, dünyanın en uzak ve ücra köşelerine kadar ulaşıyor. Ülkeye ve insanlığa faydalı olan bu yapıların mutlaka imkanlar nispetinde desteklenmesi gerekmektedir. Bu anlamlı günlerde yapılan yardımlar daha da değer kazanmaktadır. Zenginlerimiz, mallarını sadece kendileri arsında dolaşan bir üstünlük olarak değerlendirmemeli, bunları muhtaç insanlarla da paylaşmalıdırlar. İşte bu noktada bu vatana millete faydalı oluşumlar yardımımıza koşmaktadır. Yanımızdaki fakirden bile haberimiz yokken, bu oluşumlar hem içimizdeki ve hem de dünyanın diğer taraflarındaki muhtaç insanları tespit ederek, bizlere yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Bu ne büyük bir hizmettir! Her geçen gün daha çok bencilleşen dünyamızda, bu çalışmalar hâlâ insanlığın ölmediğini ortaya koymaktadır. Nizamettin Bekar - TRABZON >>> 32 bin fidan heba olmasın Büyük şehirlerde yaşayanlar pek farkında değiller, güzel ülkemiz giderek çölleşiyor. Bir taraftan da, ormanların bir kısmı kuraklıktan, bir kısmı yangınla, bir kısmı da insanların katli ile yok oluyor. Bununla ülke çapında savaşan, maddî gücü olan kuruluşlar var. Bir de benim gibi, yöresinde köyünde bu gidişe karşı çıkanlar. On dört yılı geçiyor, Rahim Demirbaş olarak tek başıma ağaçsızlaşmaya karşı savaş açtım. 47 yıllık öğretmenliğimde biriktirdiğimi, bir öğretmen ne biriktirebilirse o kadar, bu işe yönelttim. 500 dekarlık arazide 32.000 fidan diktim, kuyular açtım, borular döşedim, hayvan sırtında su taşıdım, Konya'nın Karacadağı'nda, çölleşen araziyi yeşertmeye çalıştım. Ama son iki yıldır maddî açıdan tükendim. Artık bir evim yok, kiradayım, yatağım bile hacizli. Benim için önemi yok, olan fidanlara olacak. Duymuşsunuzdur, sivil toplum kuruluşları Afrika'da kuyular açıp susuzluğa çare olmaya çalışıyorlar. Benim 32.000 fidanıma da bir gölgeleri düşse, kendi vatanlarındaki bir susuzluğa da çare olsalar, belki kendilerini daha mutlu hissedecekler. Demek ki giriştiğim işi, çabalarımı onlara duyuramamışım. Magazin haberlerinden duyuyoruz, birileri 18 yaşına gelen çocuklarına servet boyutunda paralar harcayarak, otomobil alabiliyorlar. Halbuki, o aracın bir alt modelini alsalar, aradaki parayı güzel ülkemin çölleşmesini önlemeye ayırsalar, çocuklarına daha iyi bir vatan bırakacaklar. Demek ki giriştiğim işi, çabalarımı onlara da duyuramamışım. Devletimiz, yabancı ülkelerde dara düşmüşlere yardım ediyor. Büyük devlet olmanın şanındandır, Arakan'da, Filistin'de, Endonezya'da darda olanlara yardım elini uzatıyor. Benim 32.000 fidan girişimimi başından beri Kaymakamlık, İlçe Tarım Müdürlüğü, Belediye, birçok kurum bilmekte ve teşvik etmekte ama o yabancı ülkelere uzanan yardım eli, bu taraflara uzanmadı. Demek ki giriştiğim işi, çabalarımı devletin yetkili mercilerine de duyuramamışım. Eğer duyursaydım "Taş üstüne taş koyanın yanındayım" diyen Başbakanım mutlaka elimden tutardı. Sizlere bu sebeple sesleniyorum. Beni duyun. Dilerseniz, internette adımı yazın, TRT'nin yaptığı programı izleyin, diğer haber ve resimlere bakın. Benim çabam, kişisel amaçlı değil. Kişisel bir çıkarım yok. Olmayacak. Çabam, ülkemi, torunlarıma, bulduğum gibi bırakmak. Ağaçlı buldum, çorak ve kurak bırakmak olmaz. Benim çabalarımı, çoğunun boyu on metreye ulaşmış 32.000 fidanımın ihtiyacını lütfen tanıdığınız, ilgilenebilecek; çocuklarına, torunlarına bırakacakları ülkeyi, buldukları gibi, hatta daha iyi durumda teslim etmek isteyenlere duyurunuz. Belki bir-ikisi ufak bir destek verir de bu güne kadar harcadığım emekler heba olup gitmez. Rahim Demirbaş (Emekli Öğretmen) >>> Yurt-Kur ne yapmaya çalışıyor? Bilindiği gibi, Yurt-Kur yurtlarında kalan öğrencilere, sabah kahvaltısı ve akşam yemekleri için devlet katkı yapmakta öğrenciler, devlet katkılarının üzerine para ekleyerek yemeklerini yemektedirler. Bu yıla kadar sabah kahvaltısı yap(a)mayan öğrenciler, devletin verdiği kahvaltı katkısını akşam yemeklerinde kullanabiliyor iken, bu sene Yurt-Kur'un aldığı karar gereği, kahvaltı katkılarının akşam yemeklerinde kullanılması, hatta kahvaltı dışında su bile alınması yasaklanmıştır. Bu uygulamanın kime ne faydası var anlayamadık; -Kahvaltı yapamayan öğrenciler mağdur edilmiştir. Fakir aile çocukları kahvaltı katkısıyla akşam yemeği katkısını birleştirerek, cebinden para ödemeden akşam yemeği yiyorlardı. Büyüklerimizden çözüm bekliyoruz. Afyon Kocatepe Ü. Tınaztepe Öğrenci Yurdu Öğrencileri -------------- Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.