Sayın Adalet Bakanı'nın dikkatine; Bakanlığınızın, yargı yükünün azaltılması çalışmalarını yürekten destekliyorum. İstenirse mevcut imkânlarla yargı yükü yarı yarıya azaltılabilir, temyizdeki dosyalar yarıya indirilebilir... Yargılamanın hızlandırılması konusundaki çalışmalarınızı, bir vatandaş olarak takdirle karşılıyorum. Tedbir olarak, imkânları çoğaltmaya gidilmesi, elbette önemli bir çaredir. Aşağıda belirttiğim bazı yeni düzenlemeler de Yargıtay'ın yükünü, Yargıtay'a giden dosyaları hayli azaltacaktır. 1- Ceza dosyalarının önce Yargıtay Başsavcılığı'na gitmesi çok zaman alıyor. Hukuk dosyaları gibi, direkt ceza dairelerine tevzii, Yargıtay Başsavcılığı incelemesinin ise temyizden sonra kanun yolu olarak düşünülmesi faydalı olabilir. Böylece Başsavcılığın yükü de çok azalacağından, buradaki savcıların gereğinden fazlasının ceza dairelerine hakim olarak kaydırılması, hem zamandan tasarruf hem de ceza dairelerine -uzmanlaşmış- hakim kaynağı sağlayacağı kanaatindeyim. 2- Bir hak ve hukuka dayanmadan, temyiz edenlere para cezası getirilmeli... (Tabii bunun kriterleri de hükme bağlanmalı, temyiz hakkının özü zedelenmemeli..) Gerekçesiz temyizler bunun en başta geleni olmalı. 3- CMUK hizmetleri kapsamında avukatlar, aleyhe olan hemen her ceza kararını, -sorumlu olurum endişesiyle- temyiz ediyor. Bu da temyize giden dosya sayısını ikiye katlıyor. (Çünkü Ceza Mahkemelerindeki dosyaların çoğunluğunu, hırsızlık, gasp gibi bu tür dosyalar teşkil ediyor.) Oysa ceza kararı,"hak ve hukuka aykırı" olmadıkça, avukatın kanuni yola gitmemesinden dolayı sorumlu tutulmayacağı şeklinde bir düzenleme getirilebilirse inanın, temyiz dosyaları yarı yarıya azalır.. Hem avukatlar hem de Yargıtay bu tür gereksiz temyizlerden kurtulur...) 4- Yargıtay'da daire çoğaltıldığında, ilk işlerden biri sadece 2 HD'nin baktığı "aile boşanma" davaları, iki değil üç daireye dağıtılmalı; zira boşanmaların çokluğu nedeniyle 2 HD'nin yükü çok fazla... > Halil Behzat Belevi Rahim Hoca'nın kurduğu orman heba mı olsun? Ülkemiz, küresel ısınmanın farkına varılmasından çok önce, kötü kullanım sebebiyle çölleşmeye başladı. Bunu en yakından gözleyen ve yaşayanlardan biri olarak, üzerinde yaşadığım yöreyi çölleşmeden kurtarmaya çalıştım, çalışıyorum, çalışacağım. Bütün mal varlığımı ortaya koyarak, hatırı sayılır miktarda ağacı, çöl olmuş topraklara (Konya-Ereğlinin Beyören Köyü) diktim, senelerdir de yaşatıyorum. Yetkili kişilere defalarla başvurdum, böyle bir örnek teşebbüse yardımcı olacaklarını umuyordum. Fazla yardımcı olamadılar. O güzel insanlara sitem edemiyorum, onları da bağlayan kurallar var. Geldiğim noktada desteksiz ilerleyemeyeceğimi görüyorum; üstelik, bugüne kadar yaşattığım ağaçlar da elden gidecek. Yaradan, "size verilen her nimetten hesaba çekileceksiniz" der. Elinde imkânı olanlara duyurmak gerek. Ülkemizde, benim gibi bireysel olarak bu konuda savaş veren kaç kişi vardır bilemiyorum. Ama, bu gayreti tek kurumsal yapı olan TEMA Vakfı'na yükleyip, kenara çekilmek de olmaz. O zaman yapılan işin kıymeti halk tarafından bilinmez, bir süre sonra başladığımız noktaya geri döneriz. Ghandi, "uyuyan birini uyandırmak mümkün, ama uyur taklidi yapanı uyandıramazsın" diyor. Sizden isteğim, uyuyanları uyandırmanız. Bütün duyarlı kişilere sesleniyorum; bana yardımcı olunuz. Yapacağınız yardımları belirli bir zamanda geri ödeyebilirim. Bunun için senet vermeye hazırım. Öğretmenlik hayatımda binlerce vatanını seven genç yetiştirdim, tabiatın dengesini yerinde tutma çabamda da sizlerin desteği ile ülkeme benzer şekilde faydalı olmak istiyorum. Lütfen, çabalarımdan haberdar olunuz. Bana destek sağlayacak doğrudan veya dolaylı bir katkınız olursa, bana değil, ülkenize yardımcı olmuş olacaksınız. > Rahim Demirbaş (Emekli matematik öğretmeni) Lütfen yardım edin, bu insafsız faizden bizi kurtarın! Sayın Başbakanım ve Milletvekillerimize sesleniyorum; Annem, Sincan Esnaf Kefalet Kooperatifi'nden 2007 yılının sonunda, kefil olduğu birinin borcunu ödeyebilmek için kredi çekti. Evimizi ipotek verdi. Sonra da bu ekonomik krizden dolayı kredi borcunu ödeyemedi. Son olarak bir taksitini ödedik 4.700 TL, bir de 3.200 TL faiz ödedik. Toplam çektiği para 25 bin TL idi. Şimdi faiziyle birlikte borcumuz tekrar 40 bin TL olmuş. Evimizin satışı istendi. Biz üç yetim kız kardeş üniversite okuduk. Şimdi tayin bekliyoruz. Çalışan sadece ablam var. O da asgari ücret. İşlerimiz kötü gitti. Ama annem her şeye rağmen bizleri üniversite mezunu yaptı. Şimdi evimiz satılırsa ne yaparız? Annemin psikolojisi bozuldu. Ağır depresyon geçiriyor, şu anda tedavisi devam ediyor. Eğer bu evin satıldığını söylersek, korkarım kötü şeyler olur. Ölüp kurtulayım diyor sürekli. Biz üç bekâr kız kardeş ne yaparız Allahım. Bizim elimizden tutacak hiçbir yetkili yok mu? Bu kadar borca, bu kadar faiz nasıl gelir, anlayamadık. Esnaf Kefalet, temerrüt faizi diye yüzde kaç koyuyor bilmiyoruz. Bize bu borcu faizsiz taksitlendirseler zor da olsa öderiz. Değilse bu yuvamızın dağılması demektir. Lütfen bize yardım eli uzatılsın... > İsmi Mahfuz-Mamak/ANKARA > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00