Yaşlılarımıza biraz daha özen gösterilemez mi?

Değişik köşelerde nafakalarını kazanmak için adeta sürünen yaşlılarımıza hepimiz şahit olmaktayız. Çalışmak ayıp değil tabii, ama acaba durum bu kadar basit mi? Toplu taşıma araçlarında yer verme gibi güzel bir âdetimizi terk ettik. Akrabalık bağları da aşınmaya başladı. Gerçi devlet onlara bir katkıda bulunuyor ama, bu da çare olmuyor... Bütün yaşlılar adına yazdığını belirten Gülizar Tok, Başbakan ve diğer yetkililerden ilgi bekliyor: "Bizler 65 yaş aylığı alan insanlarız. Sağlık karnemiz var mı, yok mu, siz karar verin... 58 milyon maaş alıyoruz. 2022 Sayılı kanunun 7. Maddesine tabi olarak Devlet Hastanelerinden hizmet görmekteyiz. Bu yaşta bu para için şükrediyoruz. Ancak, hastanenin dışında alacağımız ilaç, gözlük, tekerlekli sandalye, platin ve ameliyatla ilgili bütün alet-edevatı kendi paramızla almak mecburiyetindeyiz. Tam olarak sağlık karnesine sahip olmak istiyoruz. Hastane dışındaki ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz..." Umarım Sayın Başbakan ve Sağlık Bakanı, yaşlılarımızın bu isteklerini yerine getirirler de hayır dualarını alırlar... Hırsızlardan mustaribiz Haznedar Mahallesi'nde iki ayrı dükkana, bir ay içinde ikişer defa hırsız girdi. Güngören İlçe Emniyet Müdürlüğü buna bir çare bulsun... Erol Vural-İSTANBUL Okullarda "İsraf" dersi okutulsun Milli Eğitim Bakanlığı'na; Ömrümüz ve paramız israf oluyor. İsrafın dinimizde haram olduğu da pek hatırlanmıyor. Vaktimizi boş işlerle geçirerek israf ederken, paramızı da adeta sokağa atıyoruz. Çevremizi hor kullanıyor, ağaçlarımızı kuralsız kesiyor, kara ve deniz hayvanlarını kıyıma uğratarak israfa yolaçıyoruz. En acısı da, nimet olarak kıymet verdiğimiz ekmeğimizi çöplere atarak vahim bir hata işliyoruz. Anne ve babalar, neden çocuklarımıza israfın zararlarını anlatmıyoruz? Okullarımızda israf dersi okutulamaz mı? Reşat Çavuş "Rektörlük emri" imiş! Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü'ne; Ben sizin kurumunuzdan ayrılan bir öğretim elemanıyım. Yaklaşık 3 ay önce rektörlüğünüz yemekhanesinde eşim ve 6 aylık kızımla yemek yemek istedik. Ancak eşimin giyimi gerekçe gösterilerek yemek servisi açılmadı. Kurum personeli olduğumu söylememe karşın "rektörlük emri" gerekçesiyle yemek yiyemedik. Yani 60-70 yaşlarında annemle gelmem durumunda bir yemek için annemin de mi başını açması gerekiyor? Bu bağnaz tutumunuzdan dolayı sizleri kınıyor, sizi Atatürk'e ve Türk halkına şikayet ediyorum. Eski bir öğretim üyeniz