Yeni anayasa böyle olmalı

A -
A +

Halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ve görüşlerinin alınmasıyla yapılacak sivil anayasa için, bir birey olarak katkıda bulunabilmek amacıyla görüşlerimi sunuyorum. Anayasalar günün gerekleri doğrultusunda, her zaman değişime ve yeni düzenlemelere uğrayabilir. O sebeple Anayasalar bir resmî ideoloji ihtiva etmemelidir. İdeolojik anlamda milliyetçilik, ırkçılık çağrışımı yaptığından, yeni Anayasamızın bünyesinde yer almamalıdır. Milliyetçilik soyut olarak ele alındığında, her Türk vatandaşının sahip olması gereken bir milli duygu olduğu tartışmasızdır. Ülkemizin üniter yapısını zedeleyecek hiçbir adıma geçit verilmemelidir. İmparatorluktan bugünkü Türkiye Cumhuriyetine gelinmiş olmakla, oldukça küçülmüş durumdayız. Eyalet veya federal sisteme geçmek, toprakları çok geniş, yönetilmesi güç ülkeler için gerekli olabilir. Türkiye'de böyle bir yapının oluşumu giderek bölünmeye yol açabilir. Ancak yerel yönetimlere merkezî yetkilerden önemli bir bölümünün aktarılması yönünde düzenlemeler yapılması mümkündür. Yerinden yönetim; esasen halkımızın ihtiyaçları için de yararlı olacaktır. Anayasamızda yer alan "Türkiye devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür" hükmü, yeni Anayasamızda da aynen korunmalıdır. Milli devletlerin resmî dili tek olur. Bizde de asırlarca kullana geldiğimiz güzel Türkçemiz vazgeçilemez dilimizdir.. Yurdumuzda yaşayan, etnik olarak kendilerini farklı gören gruplar, elbette kendi ana dilleri ile her tür yayın yapabilir. Varsa bunların önünde bütün engeller kaldırılmalıdır. Ankara'nın ülkemizin orta bölgesinde olması, onun başkent olması için de stratejik konumunu artırmaktadır. Ankara üzerinde bir tartışma, en azından bugün için açılmamalıdır. İstiklal Marşımız ve al bayrağımız üzerinde bir tartışma zaten söz konusu olamaz. Türkiye demokratik dönüşümü, daha doğrusu cumhuriyetten demokratik cumhuriyete geçişini tamamlamak üzeredir. Son gelişmeler bu yöndedir. AB'ye girmesek veya alınmasak bile, insanımız için gerekli olan adımlar ve reformlar geciktirilmeden atılmaktadır ve bu ilerlemelere aksatmaksızın devam edilmelidir. Bunlardan askerî vesayetin kaldırılması yönünde yapılan gayretler ve kaydedilen aşamalar önemli ve olumludur. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır. Toplum olarak bu konuda ortak mutabakat da oluşmuştur. Dolayısıyla ülkemizde bir daha darbeye yol açabilecek her türlü mevzuat kaldırılmalı, niyetler kırılmalıdır. Yargı birliği kurulmalı, Askerî yargı tümü ile kaldırılarak, askerî yargıç ve savcılar, adlı yargı içinde değerlendirilmelidir. Türkiye'de artık bir karşı devrim olabileceği ihtimalinin bulunmadığı düşüncesindeyim... Diyanet İşleri Başkanlığı, devlet teşkilatı içinden çıkarılmalı, bütün personeli ve mal varlığı ile birlikte ilgili cemaatlere, derneklere veya kurumlara devri sağlanmalıdır. Böylece laiklik ile güdülen amaca da ulaşılmış olunacaktır. Devletin önemli bir gider yükü de azalmış olacaktır. Yeni anayasada bir türlü yorumlarla açıklığa kavuşturulmayan üzerinde tartışması eksik olmayan laiklik ilkesinin de yazılmasına gerek görülmemelidir. Anayasada yemin şekli değiştirilmelidir. Anayasa için söylenecek belki de en önemli söz, "çağdaş normlara uygun, özü liberal demokrasi içeren, devletten çok birey haklarını öne alan, buyuran değil özendiren, sevdiren bir metni yasalaştırıp hayata geçirebilmektir." Ahmet Günal (Yenimahalle 2. Noteri) Bu kararnameyi tekrar gözden geçiremez misiniz? Sağlık Bakanlığı'na; 2 Kasım 2011 tarihli 28103 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kurumların Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 12. maddesinde, "06/04/2011 tarihi itibariyle, Diş Hekimliği Fakültelerinde doktora eğitimine başlamış veya doktora eğitimi kontenjanına yerleşmiş olanlardan, isteyenler 56. madde çerçevesinde (uzmanlık eğitimi yaptırılması) eğitimlerine devam edebilir" denilmektedir. Bizler, Türkiye genelinde Eylül 2011 tarihi itibariyle, çeşitli üniversitelerde Diş Hekimliği Fakültelerinin çeşitli bölümlerine, doktora eğitimi almak üzere, çeşitli sınavlar kazanarak kayıt yaptırdık. Ancak 6 Nisan 2011 tarihinden önce üniversitelerde doktora eğitimi için kayıt yaptıran öğrencilere uzmanlık hakkı verilmiş olup, daha sonraki tarihlerde (Eylül 2011) girenler için uzmanlık hakkı verilmemektedir. Şu ana kadar Diş Hekimliğinde Uzmanlık sınavı yapılmamış olup, 2012 Nisan ayında Diş Hekimliğinde uzmanlık sınavı yapılacaktır. Bizim okula kayıt yaptırdığımız dönemde ise uzmanlık sınavının tarihi belli değildi. Sınavın ne zaman olacağı hakkında hiçbir bilgi yoktu. Sınavın tarihi, biz eğitime başladıktan daha sonra açıklandı. Aynı sınavlardan geçip, aynı sınavları kazanıp, aynı eğitimi alan ve aynı hizmeti veren kişiler olarak bizler mağdur edilmekteyiz. Vatanın, milletini, ülkesini seven bir Diş Hekimi olarak, bu kararnamenin tekrar gözden geçirilmesini, bizlere de aynı hakların tanınmasını istiyoruz. İsmi mahfuz Öğretmen maaşları çok az Gelişen Türkiye'de, emekliye, memura, işçiye adil bir pay verilmesi için çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Eşit işe eşit ücret düzenlemesi de bu amaçlı. Ne var ki, biz öğretmenler olarak hayal kırıklığına uğradık. Üst düzey memurlara öğretmen maaşı kadar iyileştirme yapılırken, birçok alanda memura zam yapılırken, öğretmenler bundan yararlanamadı. Kanaatimce bazı yetkililer öğretmenlerin aldığı ücreti bilmemektedir. Sayın Başbakanımızın iyi niyetinden şüphemiz yok, ancak öğretmenlerin unutulması motivasyonumuzu bozmaktadır. Öğretmenler olarak, maaşlarımızın az olduğundan yakınarak, gündeme gelmek istemiyoruz. Ancak, en düşük büro memurunun aldığı ücretten daha az maaş aldığımızı kamuoyuna duyurmak istiyorum. Öğretmenler için de çalışma yapılmasını ümit ediyoruz. Bir Öğretmen Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.