Vatandaşı ilgilendiren birçok hizmeti yerel yönetimler sağlıyor. Yerel yönetimlerin yetki ve görevleri de gittikçe artacağa benziyor, merkezi yönetimin uhdesinde bulunan birçok görev ve yetkinin de zamanla bu yönetimlere devredileceği anlaşılıyor. Bu bakımdan, hükümetin başarısı da yerel yönetimlerin çalışmalarına bağlı kalıyor. Bilhassa büyük şehirlerde bu durum kendini daha çok hissettiriyor. Başarılı olmak isteyen Hükümet, yerel yönetimleri daha çok dikkata almalıdır. Okuyucumuz Tahsin Koloğlu, Ankara`yı sessizce dönüştüren, değiştiren Melih Gökçek`in başarılarını örnek vererek, "Yerel Yönetimler Bakanlığı kurulsun, bu makama da Melih Gökçek getirilsin" teklifinde bulunmakta. "Belediyelerin B'sini bilmeyenler, seçilince kendilerini allame sanıyorlar. Sokakları söküyor, damataşı diziyor, arabaları dükkan önlerine alıyor, yaya geçirmiyorlar. Çöpleri gündüz çocukların içinde, turistlerin gözü önünde döke döke, akıta akıta götürüyorlar. Gece yapmaları gereken bu işleri gündüz yapıyorlar. Fırın, bakkal, market, gıdacı ve tartıcıları kamera eşliğinde tantanayla denetlemeye geliyorlar. Onlar gelmeden kaçan kaçıyor, kalan düzeltiyor. Başka kurumlar kıt kanaat geçinirken, belediyeler har vurup harman savuruyor. Yerel Yönetimlerin ve belediyelerin bakanlığı olmalı, bu göreve de Melih Gökçek getirilmelidir. Zira Ankara`yı sessiz, sedasız, fert ve millet zararsız yıkıp yaptı." Yerel yönetimler ve yerel yöneticiler daha özenli seçilmeli, dirayetli kişilere daha çok yer verilmelidir. > Yaşanabilir bir dünya için gerekeni yapalım Bildiğiniz üzere, Yeni Türk Ceza Yasası ile ilk kez 'çevreye karşı suçlar' ceza yasamıza girdi. Yasanın 181 maddesinde 'çevrenin çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten verilmesi', 182. maddesinde de 'Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olunması' suç sayılmıştı. Yasanın Resmi Gazetede 12.10.2004 tarihinde yayınlanmasına rağmen, yürürlük maddesine konan bir cümleyle çevre suçlarının yürürlüğe girmesi iki yıl ertelenmişti. Son anda Meclis yeni bir sürpriz yapmazsa, 'çevreyi kirletme' artık hapis cezasını gerektiren bir suçtur. Yaşamdan yana olanlar için yeni bir yasal başvuru yolu doğmuştur. Yasanın yürürlüğe girmesi ile basında çıkacak çevrenin kirlenmesine ilişkin haberler Cumhuriyet Savcıları tarafından artık ihbar kabul edilmelidir. Kısacası yaşanılabilir dünya için herkese fazlasıyla sorumluluk düşmektedir. Mustafa Göktaş (ÇETKODER Genel Başkanı) > Bu kadar da israf olmaz ki Belediyelerimize; Sokak lambalarının saat 8-9'a kadar yanması yazık değil mi? Enerji krizinin kapımızda olduğu şu günlerde, sokak lambalarının, apartman ön lambalarının gereksiz yere yanması milli servete zarar değil mi? Kalkınmanın ilk şartı tasarruftur. Belediyelerimiz de öncelikle sorumluluk alanlarında bulunan sokak lambalarını zapturapt altına almalı, sonra da vatandaşın tasarrufa gitmesi için öncülük yapmalıdır. Bendeniz, gece sokak lambası ışığının eve vurması ile aydınlanan bir evde çalışarak okudum. Bizim nesil, annelerimiz babalarımız tasarruf yapmasaydı, bugünkü nesiller şimdiki refahı zor bulurdu. Av. D. Güler > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00