Yetim ve öksüz bir nesil yetişiyor!

A -
A +

Evet, yetim ve öksüz bir nesil yetiştiriyoruz sayın abilerim ablalarım. Bu yetimler ve öksüzler, babaları ve anneleri olmayıp da yetim ve öksüz kalmış çocuklar değil. Bu yetimler ve öksüzler, bu günün kapitalist toplumunun kurbanı öğrencilerimiz, evlatlarımız maalesef. Çağdaşlaştık, hatta muasır medeniyetlerin de üstünde çağdaşlaştık. Kadını anne olmaktan kurtardık(!) Babayı baba olmaktan bıktırdık! 90 yılda 15 milyon yetim ve öksüz ve de köleler yetiştirdik! Bugün geldiğimiz noktada ne kadın ne erkek ne de çocuklar mutlu ve de huzurlu. Zannettik ki; kadın çalışır, eve ek gelir getirirse, hem millî olarak hem ailevî olarak kalkınırız. Evet, kalkındık belki kalkınmasına ancak bu kalkınmanın bedellerini, çocuklarımızı yetim ve öksüz bırakarak ödediğimizin farkında mıyız acaba? Öksüzler, çünkü anneleri sabah 7.30'dan akşam geç saatlere kadar milletin hizmetinde koşturuyorlar! Yetimler, çünkü babaları eve gelince yemek yapma, ortalığı toplama, çamaşır vb. işlerde kadına yardım etme medeniliğini göstermek zorundalar! Kalan vakitler -eğer kaldıysa- e kızım bugün okulda ne yaptın bakayım, sorusunu sormaya, ancak cevabını almaya yetecek kadar bile değildir maalesef! Anne: En büyük öğretmen, aile; en muazzam, en kaliteli, en kapasiteli okuldur esasen. Bugün okullarda yaşanılan sıkıntılar, çocukların huysuzlukları, başarısızlıkları, terbiyesizlikleri, kavgalarının temel sebebi müsebbibi ailenin -özellikle- annenin yokluğudur. Biz öğretmenler bunun en iyi şahitleriyiz. Çocuklarımızı annesiz, babasız büyüttüğümüzden onlarda ne bir sevgi, saygı, ne de edep ve ahlak görebiliyoruz. Nasıl görelim, ne verdik ki onlara! Kreş! Yani "Özel anneler" tuttuk onlara en iyisinden. Mesela ne buyurmuştu Peygamber Efendimiz, taa 14 asır öncesinden: "Cennet annelerin ayakları altındadır." Ben din âlimi değilim, ama benim anladığım, sayın ablalarım, kadınların en yüce vazifesi anneliktir. Kadınların en büyük işi evladını yetiştirmektir. Bundan daha büyük bir iş olur mu? Bundan daha yüce bir iş var mı ki biz bu işimiz yerine dışarılara atılıyoruz!.. Adına da 'hizmet' diyerek kendimizi kandırmayalım n'olur sayın ablalarım. Anneye, ayaklarının altına, bu kıymeti biçen Rabbimiz, acaba annenin tamamına nasıl bir karşılık verir? Ya da şöyle söyleyeyim: Anneye nasıl bir mülk verir? Ne dersiniz? Hasılı kelam, Anneee! "Eve dön, kendine dön, şarkıya dön. Kendine dön, şarkıya dön, eve dön!" İsmet Özel'in bu dizeleri manaya uygun düştü vesselam. Bir Öğretmen >> Biraz da milletin hukukunu savunsunlar TV haberlerinde bir avukatı dinledim. Söylediklerini çok yadırgadım. Benim dişimden, tırnağımdan, ekmeğimden kesilen paralarla onun okuması için okul yapıldı, sıralar alındı, öğretmenler tutuldu, yemekler yedirildi... Onlar ise 3-5 marjinal, bozguncu, teröristin hakkını bizim hakkımızdan önce tutuyor. Ben ve milletin çoğu hakkımızı helal etmiyoruz. Köpek hukuku, çağdaşların yaşam hukuku dediniz; inananların hukuku, okuyabilme hukuku, sade yaşama hukuku, fakir-fukara hukuku aklınıza gelmedi. Mazlumların, Meclisten kovulan kadın milletvekilinin hukuku yok mu? Biz asil vatandaşın hukuku yok mu? Bunun için ne mücadele verdiniz? İkinci öğretim harçlarının kaldırılması için de mücadele veriyorsunuz. Bu milletin rızkından kesilip, üniversite binaları yapıldı, içleri araç-gereçlerle donatıldı. Hocalar tutuldu, aşhaneler yapıldı... Bunların hepsi fukaranın ekmeğinden kesildi. Okuyanın imkânı varsa, biraz da o karşılasın, fakir ise devlet burs versin... Mehmet Uzman-YALOVA >> Hiç cevap vermeden telefonu vatandaşın yüzüne kapatmak yakışır mı? 05.11.2012 tarihinde, annemin Bağ-Kur yapılandırması taksidini ödemek için Ziraat Bankası'na gittim. Basına da yansıdığı üzere, ödemeler 07.11.2012'ye kadar uzatıldı. Ama bankaya gittiğimde, yine SGK'nın sistemi yoktu ve yatıramadım. Bunun üzerine, SGK Genel Müdürlüğü'nü aradım (0312 207 80 00). Bana, ilk önce 'bankadaki veznedara offline ödeme yapacağım derseniz parayı yatırabilirsiniz' dediler. Bundan bihaber olduğu anlaşılan veznedar, "ödemeyi offline yapacağım" dememden bir şey anlamadı. Ben de bunun üzerine SGK'yı yine aradım ve bu sefer (0312 207 85 47) numaralı telefonu aramamı söylediler. Oraya da uzun uğraşmalar sonunda ulaşabildim, onlardan da başka bir numara aldım (0312 207 85 49). Bu numarayı uzun süre aradım sonunda biri açtı ama açmasıyla kapatması bir oldu. Hiçbir şey demeden, sadece bilgi almak isteyen bir vatandaşın yüzüne, telefona nefesi bile değmeden kapattı. Ben, bu uygulamaların, davranışların artık bitmesini isteyen bir vatandaş olarak, sizin aracılığınızla bu durumu ilgililere iletmek istedim. Bu numaranın başındaki her kimse, bundan sonra hiçbir vatandaşa bu şekilde davranmaması için gerekenler yapılsın... İbrahim Akıllı (Çevre Mühendisi) > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.