04.06.2002 tarihli, "Konuşan Türkiye" isimli köşenizde yer verdiğiniz, "Bizi neden görmüyorsunuz?" başlıklı okur mektubunu okudum. Hem kamuoyunun doğru bilgilenmesi, hem de değerli vatandaşımızın bilgilendirilmesi bakımından bu açıklamayı yapmayı bir görev telakki ettim. Öncelikle, Turizm Bakanı olarak, sektörde istihdam edilecek olan personelin, turizm eğitimi almış kişilerden seçilmesi için gayret gösteriyorum. Bakanlık görevine başladığım günden bu tarafa, eğitim kurumları ile sektör kuruluşları arasında bu yönde de bir köprü kurulmasına gayret ediyorum. Bu doğrultuda, sektör kuruluşlarının da son derece istekli olduğunu belirtmek istiyorum. Turizm eğitimi almış gençlerimizin, Bakanlığımızda istihdam edilmesi noktasında da mevcut mevzuat ve Bakanlığın imkanları çerçevesinde gerekenler yapılmaktadır. Yapılan sınavlar sonucu, 2001 yılında Bakanlığıma turizm eğitimi almış 7 personelin alımını sağladık. Çünkü elimizdeki kadro miktarı bu kadardı. Diğer taraftan, Tesisler Yönetmeliği'nde yaptığımız değişiklikle, Turizm Otelcilik Meslek Liseleri ve Yüksekokulları'ndan mezun olan gençlerimizin, turizm sektöründe istihdamını sağlamak amacıyla zorunluluk getirilmektedir. Buna göre, 5 yıldızlı otellerde görev alacak personelin en az %25'inin, 4 yıldızlı otellerde görev alacak personelin ise en az %15'inin, turizm ve otelcilik eğitimi veren okullardan mezun olan gençlerimizden oluşmasını, ilgili yönetmelikle mecburi hale getirdik. Yine,12-14 Nisan 2002 tarihleri arasında Ankara'da toplanan 2. Turizm Şurası Kararları arasında da turizm sektöründe, turizm eğitimi-öğretimi almış gençlerimizin istihdamına önem verilmesi karara bağlanmıştır. Sertifikasyon projesi çalışmalarımız çerçevesinde, otellerde mevcut çalışan personelin turizm konusundaki eğitimi almasını sağlamaya başladık. Her düzeydeki personeli kapsayan eğitim projemiz çerçevesinde, başarılı olan personele sertifika verilmektedir. Böylece, Bakanılık olarak bir taraftan turizm konusunda yetişmiş persoelin istihdamına önem verirken, diğer taraftan mevcut personelin de davranış bilimlerinden turizm işletmeciliğine kadar bir dizi alanda eğitim almasını sağlayarak, sektörde istihdam edilen personelin bilinçlendirilmesine çalışıyoruz. Mustafa Taşar Turizm Bakanı Bu teklifimi yabana atmayın! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Yaşar Okuyan'ın dikkatine; Ben emekli bir SSK Müdürüyüm. SSK'nın değişik birimlerinde görev yaptım. Görev yaptığım zamanlarda, birçok sigortalı, veya çalışıp da sigorta primleri ödenmeyen mağdurlarımız mevcut idi, günümüzde de öyle. Bunlar dertlerine çare bulmak için mahkemelerde ser-sefil olmakta, aynı zamanda da boşu boşuna mahkemelerimizin meşgul olmasına sebebiyet verilmektedir. Çalışanlar devamlı bir işe girmeden önce; çalıştıkları kurum, kuruluş veya şirketçe sigorta primleri bazen çeşitli sebeplerle ödenmiyor, ya da eksik ödeniyor. Bu durum, sonra da mağduriyetlere yol açıyor. Şöyle ki; 1980 yılında bir işte 5-6 yıl çalışmış bir kişinin sadece bir yıllık primleri ödenmiş, diğer yıllarda haksız olarak ödenmemişse, bu durum hem hukuki bir davanın doğmasına, hem de mağduriyetlere yolaçmaktadır. Bunun gibi, 1980-81-82... yıllarında sigortalı olarak çalışan bir kişi daha sonra başka bir işe, ya da memuriyete geçmiş ise; aradaki boşlukları da kendisi ödemek istiyorsa, şimdiki mevzuatta buna bir yol gösterilmemektedir. 1977-78 yıllarında bir kanun çıkartılarak, aradaki sigorta primleri ödenmeyen yılların prim değeri tespit edilmiş ve bu primler ödenmek suretiyle, hem devletimizin hazinesine para girmiş, hem de birçok vatandaşın mağduriyeti giderilmişti. Bu durum, sosyal adalet ilkesinin de bir örneğini teşkil etmiştir. Günümüzde IMF, işçi ve memurların sayılarının azaltılmasını istemekte, devletimiz de hem buna bir çözüm bulmaya çalışmakta, hem de hazineye kaynak aramaktadır. İşte size çözüm tavsiyesi; bu eski uygulama gibi, ödenmeyen ve ödenmek istenen ara günlerinin primlerine ödeme imkanı sağlayan bir uygulama getirilirse, isteyenler zoraki değil de kendi istekleriyle emekli olacaktır. Hem bazı mağduriyetler giderilmiş olacak, hem de devlet kasasına para girecektir. Bu sayede birçok işsiz vatandaşımıza da iş imkanı doğacaktır. S. Osman Yıldırım (Emekli SSK Müdürü) - ANKARA Gümrüklerdeki soygun! Sayın Mehmet Keçeciler'in dikkatine; Bilindiği gibi, İstanbul'da Ambarlı ve Haydarpaşa limanları bulunmaktadır. Yurtdışından gemi ile gelen tüm mallar bu iki limanda gümrüklenmekte ve ithalatları yapılmaktadır. Gelen malların yaklaşık %90'ı Ambarlı limanına gelmektedir ve liman işletmecisi özel firmalardır. Her iki limandaki gümrük müdürlükeri, İstanbul Gümrük Başmüdürlüğü'ne bağlı çalışmaktadır. Son 6 (altı) aydır her iki limana Uzakdoğu'dan gelen tüm konteynerler, "kaçakçılıkla mücadele" gerekçesiyle, tam tespit denilen muayene şekliyle incelemeye tabi tutulmakta ve bu hizmet için liman işletmecisi firmalara 20'lik konteyner için 140$, 40'lık konteynerler için 160$ gibi çok yüsek bir hizmet bedeli ödenmektedir. Gümrüğe gelen mallar zaten Gümrük Kanunu gereği muayene memurları tarafından kontrol edilmekte ve vergilendirilmektedir. Şimdi soruyoruz; 1-Şu ana kadar Ambarlı limanına gelip de, tam tespit yoluyla kaçakçılık yaptığı tespit edilen mükellef sayısı nedir? 2-Kaç bin konteyner gelmiştir ve bunlar için liman işletmecisi firmalar tarafından tahsil edilen tutar kaç milyon dolardır. İsmi mahfuz - İSTANBUL Yüksek Lisans öğrencilerine bir şans... YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın dikkatine; Yüksek lisans öğrencisi iken, yurtdışına zorunlu olarak görevli gittim. Bu yüzden tez aşamasında savunmamı yapamadım ve mağdur oldum. Sadece Yüksek Lisans öğrencileri işçin bir af çıkarılamaz mı, yeni bir şans verilemez mi? Bu konuya duyarsız kalmayacağınızı umuyor ve ilginizi bekliyorum... İsmi mahfuz - ANKARA