Yetkililer asli görevlerini yapmalı

A -
A +

Ben, 3 çocuk annesi, eşi işçi olarak çalışan bir ev hanımıyım. İşçi maaşıyla nasıl yaşanırsa öyle yaşıyoruz. Allah'a hamd olsun, kimseye muhtaç değiliz... Türkiye'de demokrasinin iyi işlemediği, bazılarımızın kafasında önyargıların bulunduğunu biliyorum. Halbuki birbirimizden korkmamız, şüphelenmemiz, güvensizliğe düşmemiz için bir sebep yoktur. Bazılarının hoşuna gitmiyor diye, bugünden sonra kıyafetimi değiştiremem, bunu kimse ne benden, ne de bir başkasından istememeli. Yeter artık! Enerjimizi böyle gereksiz işler için harcamayalım. Bırakın herkes ahlak kurallarımız içinde kalmak şartıyla istediği şekilde giyinsin, konuşsun. İnsanlarımız istedikleri okullara girsin, diledikleri işlerde çalışabilsin. Kimse bazı bahanelerle engellenmesin. Hep birlikte uğraşacağımız daha önemli meseleler var. Ekonomik savaşı birlikte verelim ve bu krizi aşalım. Ülkemiz bu yüzden başka ülkelere taviz vermek zorunda kalmasın, milli servetimiz başka ülkelere yüksek oranlarda faiz olarak ödenmesin... Yanıbaşımızda olan olaylarda ülkemizin söz hakkı olsun. Ülkemizin, vatandaş olarak hepimizin itibarı olsun... Yetkililerin görevi bunları sağlamak olmalı; benim giyimim ve yaşayışım değil... > F. - İZMİT Korkunç gelir dağılımı ve adaletsizlik Bu korkunç gelir dağılımı adaletsizliğini kim düzeltecek? Türkiye çok garip, çelişkilerle dolu bir ülke. Bir tarafta 225 milyon lira gibi çok düşük bir maaşla geçinmeye çalışan yüzbinlerce insan, diğer yanda bir gecede 35-40 milyar lira kazanan bir avuç azınlık. Bunun gibi, bir yıllığına trilyonlarca lira alan futbolcular ve çok yüksek paralar kazanan insanlar da mevcut. Bütün bunların yanında, asgari ücrete bile razı olduğu halde iş bulamayan kalabalıklar... Bu ne korkunç bir adaletsizlik, ne korkunç bir çelişki. Şarkıcı veya futbolcuya ödenen astronomik rakamların kaynağı ne, bu değirmenin suyu nereden geliyor? Bir futbolcu bir yılda bir trilyon alıyorsa, bir şarkıcı bir gecede 20-40 milyar alıyorsa, bir işçi, ya da memurun aylığı da en az bir, birbuçuk milyar olmalıdır. Bu adaletsizlik bir an önce düzeltilmelidir... > Zeki Biçer Belediyelerde ruhsat işlemleri Her deprem sonrası, bir önceki felaketin sebepleri ve sorumluları gündeme gelmekte, tespit edilen yanlışlıklar ve sorumlular konuşulmaktadır. Şu ana kadar yapılanlar hakkında sonuçlandırılmış yasal işlem olmadığı gibi, devam eden uygulamalar için de yaptırımcı bir yönetmelik çıkarılmamıştır. Devamlı kanun ve yönetmelikler suçlanmış, uygulayıcı kişi ve kurumlar bu yönetmelik ve kanunların arkasına sığınmışlardır. Çıkan kanunlar toplumun yararına olan uygulamalardır. Eğer toplumun içtimai hayatına cevap veremiyorsa, toplum zarar görüyorsa değiştirilmesi gerekmektedir. 1930 yılında Belediyeler Kanunu çıkmış ve yıllardır aynı kanun yürürlüktedir. Yerel Yönetimler Kanunu çıktı, çıkacak. Belediyelerdeki imar ve ruhsat işlemlerine bir standart ve sorumluluk getirilecek. İlgisiz kişilerin uygulama yapmasına son verilecek. Her hükümete yakın yer (köy-belde-mezra) apar topar belediyelik alamayacak. Artık adı belediye olan ve belediye oyunu oynayan kurumlar 21. yüzyılın belediyesi olsun, veya kapatılsın... > Turan Kocaman ERZURUM

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.