Yetkililer bir de bu vatandaşın tavsiyelerini dinlese

A -
A +

Ülkemiz liderler, kurumlar, sendikalar ve derneklerin sultasından kurtarılmalı; İyi işlerin, hizmetlerin kalıcı ve devamlı olması için gereken tedbirler alınmalıdır. Krizler ülkesi olmaktan bir an önce kurtulmalıyız. Nimetleri ellerinde bulunduranlar, bunları kaptırmamak için her çareye başvururken; külfetleri çeken çoğunluğun çilesi de bitmiyor. Bu sıkıntılarımızın bir nebzecik son bulması için, aşağıda belirttiğim hususların uygulanmasını bir vatandaş olarak talep ediyorum: 1- Tüm iş kollarında emeklilik süresi dolanlar bir ay içerisinde mutlaka emekli edilmeli. Bunların yerine işsiz tahsilli gençlerimiz işe alınarak, hem terörün ve kötü niyetlilerin etkisinden korunmalı hem de hizmet ve üretimin en üst düzeyde verimli ve kaliteli olması sağlanmalı. 2- Sokaklarda başıboş gezenlerin, suça meyilli bağımlılar ile akıl hastalarının tedavileri mutlaka sağlanmalı. Suç işlemiş gençlerin ıslahı için çalışılmalı; cezaevlerinde eğitim imkanı sunularak meslek edinmeleri ve üretime katılmaları sağlanmalı. Ameliyat veya diğer yollarla özürlü olup, ağır işlerde çalışma gücünü kaybedenlerin özürlü hakkından yararlanması için saçma bürokratik uygulamadan vazgeçilmeli. Zamanında vergisini vermeyip, primini ödemeyenlere kolaylıklar sağlanırken; binbir mücadele ile dürüstçe, zamanında vergisini ve primini ödeyenlere de devletimizin yardımcı olması gerekmektedir. 3- Seçimle başa gelen parti başkanları ve yardımcıları, milletvekilleri, belediye başkanları ve encümenleri, muhtarlar ve azaları; sendika, oda, dernek başkanları ve yardımcıları için yaş sınırı getirilmeli. Bunların daha iyi hizmet verebilmeleri için, her adaylıklarında 60 yaşından gün almamaları, peş peşe veya ayrı ayrı en fazla üç kez seçilmeleri gerekmektedir. Dürüst görev yapabilmeleri açısından her aday oluşlarında kesinlikle mahkemelik bir durumları olmamalı. Terör ve çete olaylarıyla alakaları olmamalı... Necati Çınar Vatandaşı bu şekilde oyalamak, mağdur etmek doğru mu? Alanya Demirtaş'ta, üzerinde 8 yıldır faaliyette olan mermer fabrikası bulunan bir arazi, hazine ile vatandaşlar arasında dava konusu oldu. Davalı vatandaşlara her ay postayla mahkeme ve keşif gününü bildiren tebligat geliyor. 5 yıldır mahkemeye gidiliyor geliniyor, ama bir türlü keşif gerçekleşemiyor. Keşif günü veriliyor, o gün muhatap vatandaşlar keşif gelecek diye ümitle bekliyorlar, ama keşif bir türlü gerçekleşemiyor. Belki yirmi, belki 30 defa keşif günü verildi, hep küçük bahanelerle bu keşiften vazgeçildi. Hakim izinli, bir yetkili eksik, başka keşiflere gidildi, geç kaldık gibi gerekçelerle keşif hep erteleniyor. Bu keşif neden yapılamıyor, neler oluyor anlamış değiliz. Bu mağduriyeti bitirmenin bir yolu yok mu, vatandaş bu kadar mı savunmasız? Yetkililerin asıl görevi vatandaşa hizmet etmek, onları mağdur etmemek, işlerini kolaylaştırmak ve hızlandırmak değil mi? Kamu kurum ve kuruluşlarının asli görevleri vatandaşa hizmet değil mi? Bir vatandaş - ANTALYA Döner sermaye uygulamasında adaletsizlik düzeltilmeli Son günlerde bazı haberlerde, üniversite rektörlerinin maaşının on katı kadar döner sermaye aldığı dile getirildi. Çok adaletsiz olan bu sistemde, diğer personele çok az döner sermaye verilmesi de ayrı bir konudur. Hattâ bazı üniversiteler, zaman zaman, sebebini açıklamadan personele döner sermaye ödemelerini durdurabilmektedir. Bu adaletsizlik sadece üniversitelerde değil, Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde de uzun zamandır sürmektedir. Mesela devlet hastanelerinde doktorlar maaşının 7 katına kadar döner sermaye alabilmekte iken, sağlık personelinin çoğu maaşının 1.5 katı kadar döner sermaye alabilmektedir. Bu da tabipler ve tabip dışı personel arasında korkunç bir farkın doğmasına neden olmaktadır. Burda ayrı bir nokta da, maaştan kastedilen, pekçok kesintiye uğradıktan sonra kalan paradır. Bu hesaplanan miktarda da esas olan özel hizmet tazminatı dediğimiz kısımdır. Özel hizmet tazminatı doktorlarda ortalama 1000 YTL iken, diğer personelde ortalama 400 YTL'dir. Yani tabipler, hastane çok kazandığında, 1000x7=7000 YTL döner sermaye alabilmekte, ama diğer personel ortalama 600 YTL alabilmektedir. Bu adaletsizlik, tabipler ve tabip dışı personel arasında husursuzluğu en üst seviyeye taşımıştır... Sistemin diğer aksayan bir yönü de, daha önce tüm lisansiyerler aynı döner sermayeyi alabilirken, geçen sene bir yönetmelik değişikliği ile, eczacılar diğer lisans mezunu çalışanlardan 2 kat daha fazla döner sermaye almaya başlamışlardır. Çünkü sebebi anlaşılamayan bu değişiklikle eczacıların katsayısı 2.5'e çıkartılmıştır. Bu da ayrı bir husursuzluk sebebi ve çalışma barışını bozan bir uygulamadır. Birkaç örnek verdiğimiz bu sistemde daha pekçok adaletsizlik vardır. Sayın Sağlık Bakanı'mızdan bu adaletsizliği derhal çözmesini istiyoruz. Kadir Sorucuoğlu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.