Yıkılamayan binalar

A -
A +

Büyük deprem Avcılar'ı çok etkilemişti. Hasar görmüş binaların çoğu herkesin gözleri önünde makyajlandı. Bunların önceki halini bilmeyen garibanlar da paşa paşa oturuyor. Allah korusun yeni bir deprem olursa, bu binaların kaç kişiye mezar olacağı da meçhul... Ama öyle binalar var ki, bunların hasarlarını hiçbir şekilde gidermek mümkün değil, yıkıldı-yıkılacak. E-5 yolundan gidenlerin bu tür binaları görmeleri mümkün. En ağır hasarlı ve en konkunç binaya belediyece bir afiş asılmış: "Bu bina mahkeme kararı nedeniyle yıkılamamaktadır" Bırakın depremi, şimdi bile her an yıkılacakmış gibi duran bir bina için yapılan bu. Üstelik bu bina ana yolun tam kenarında, birçok insan bunun önündeki kaldırımda yürüyor... Allah korusun bir yıkılırsa, kaç cana mal olacağını düşünmek bile korkunç... Yıllar önce de benzer uygulamaları görmüştük. Bilindiği gibi Haliç'teki köhne binalar Bedrettin Dalan'ın başkanlığı zamanında yıkılmıştı. Ama Nurettin Sözen zamanında uygulama biraz değişti. Mesela çimlenmiş, ağaçları dikilmiş geniş bir alanın içinde yıkık bir duvar, bu duvarda da Avcılar'dakine benzer afişler göze çarpardı. O zamanlar Haliç kıyılarında gezenler hatırlar... Bunun anlamı ne? Belediye eksik belge mi sundu, tehlikenin büyüklüğünü yeterince ortaya koyamadı mı? Mahkeme neden böyle bir karar verdi? Bina sahipleri savunmalarını çok mu iyi yaptı? Yarın bu binaların yıkılmasıyla insanlarımız ölürse, bunun sorumlusu kim olacak? Yetkililer o yazıyı asmakla görevlerini yapmış mı olacak? Bu bina yıkılmayınca kimlere ne faydası olacak?.. Sorular çoğaltılabilir. Ama Türkiye'de olan birçok şeyi anlayamadığımı itiraf etmeliyim. Siz anlıyor musunuz... Bu ısrar neden? Nüfusumuzun büyük bir kısmı gençlerden oluşuyor. Ama ne hikmetse, bütün işlerde yaşlılar söz sahibi. Ülke yönetiminde, kamu ve özel kuruluşlarda bu hep böyle. Bu inadı anlayamıyorum. Bu ülkenin genç beyinlere ihtiyacı yok mu? Gençlerimiz işsiz gezerken, yaşlı çalışanlarımız çekilmemek, emekli olmamak için direniyorlar. Halbuki gençlere fırsat tanınmalı, bunlara güvenilmeli. Eminim gençlerimiz bu güveni boşa çıkarmayacaktır. Binbir hayallerle bitirilen okullardan sonra sokakta işsiz bir şekilde yüzüstü bırakılmak, kaç gencimizin hayatını karartıyor, kaçını yasadışı yollara itiyor bilen var mı? Bunlar dururken, emeklileri yeniden işe çağırmanın mantığı ne? Belli bir yaşı geçen vatandaşa tapu devri bile yaptırılmazken, çok daha yaşlı zatlar devletin çeşitli kademelerini paylaşmış, bırakmak istemiyorlar. Bunlar başarılı olursa gam yemeyeceğim, ama ülkemizi en yoksul ülkeler sınıfına indirdiler, yine de direniyorlar... Her makam ve mekanizmadaki yaşlılarımızdan rica; lütfen çekilin artık. Ellerinizden öpelim, tecrübelerinizden faydalanalım, ama artık gençlerimizin ve ülkemizin önünü açın!.. > Ayla Öztürk İSTANBUL Karapınarlılar'ın bitmeyen çilesi Bizler Konya'nın Karapınar ilçesinde yaşayan banka mağdurlarıyız. Daha önce ilçemizde 5-6 banka mevcut iken, şimdi 1 adet bankaya kaldık. Her işimiz olduğunda 2-3 saat kuyrukta beklemek zorunda kalıyoruz. Her iş bir bankaya yüklenirse başka birşey de beklenemez. Çok mağdur durumdayız, yetkililerin en kısa zamanda buna bir çare bulmalarını istiyoruz... > Bir grup Karapınarlı - KONYA Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden açıklama Erzincan-Kemah/Dikyamaç köyünün içmesuyu yapımı tetkik edilmiştir. İçmesuyu ile ilgili olarak söz konusu köy, 2002 yılı hidrojeolojik etüt ve içmesuyu inşaatı devam eden emanet işler programında yer almakta olup, etüt ve proje işlerine başlanacaktır. Söz konusu yazıda bahsi geçen Afet Konutları da Bayındırlık Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nü ilgilendirmektedir. > Hüseyin Alioğlu (Genel Müdür)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.