Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 10 bin öğrenciye burs veriyor. Gayet şirin ve doğru bir davranış. Fakat, bu burslar neden sadece Kocaeli Doğumlu ve ailesi Kocaeli'de ikamet eden öğrencilere veriyor, anlayamıyorum... Mesela ben 22 yıldır Kocaeli'deyim. Kocaeli'de doğdum ve büyüdüm, hatta Kocaelispor üyesiyim. Ama ben eğitimimi Türkiye'deki ÖSS sisteminden dolayı yurt dışında alıyorum. Türkiye'de ÖSS'ye girerek Azerbaycan'a eğitim için geldim. Burs başvurusunu yapmaya kalktığımda, yurt dışına burs verilmediğini öğrendim ve haklı olarak soruyorum; Sayın Belediye Başkanım, Yurt dışında okuyan öğrenciler, paraları oldukları için mi yurt dışını tercih ediyorlar zannediyorsunuz? Türkiye'deki ÖSS sisteminden dolayı lisans eğitimi için buraları (Azerbaycan) tercih ediyoruz. Genelde Kocaeli Üniversitesi'nde okuyan öğrenciler bursun büyük bir kısmını alıyor ki zaten birçoğu da önlisans eğitimi alan öğrencilerden oluşuyor. Azerbaycan'da hayat şartları Türkiye'den daha zor. Mesela, biz 3 kişi 500 dolara Ruslar'dan kalma kümes gibi bir yerde kalıyoruz. Benim ailem Kocaeli'de ikamet ediyor. Babam bir Kore gazisi! Nedir gazi? Savaşta yaralanıp sonra da unutulan kişiler! Devletin kanununda, "eğitim burslarında şehit-gazi çocukları ve sakatlarla milli sporculara öncelik verilecektir" deniyor. Ama ne hikmetse, bunun icraatı benim güzel ülkemde yok! Sayın Başkanım, zannediyorlar ki, bizler yurt dışında özel üniversitelerde okuyan zengin çocuklarıyız; var ama bizler değiliz. Mesela yine ben Azerbaycan'da bir devlet okulunda 1000 dolar eğitim ücretiyle okuyan bir gazi çocuğuyum. Devlet ve kurumları sahip çıkacaklar ya bana, hani okuyacağım adam olacağım devletime milletime hayırlı bir evlat olacağım. ÖSS kılavuzuna bu ülkeler konuyor. Bizler tercihen seçip bu ülkelerde binlerce km uzaklıkta eğitimimize başlıyoruz. Kredi ve Yurtlar Kurumu burs ve eğitim yardımı yapıyor, ama bize yok! Benim oy verdiğim Belediye Başkanım burs veriyor, ama o da bize yok... Sormadan edemiyoruz; bizim Türkiye'deki öğrencilerden farkımız ne? Ne yapalım? Buradaki misyonerlerin, bölücülerin tuzaklarına mı düşelim? Misyonerler, "sizi devletiniz sevse sahip çıkardı. Hani nerde devletin? Sen bizi dinle, bizimle birlik ol eğitim yardımı da alırsın, hatta Avrupa'da master bile yaparsın" diyor. Vay vay vay... Sizce, bu adamlara nasıl bir cevap vermemiz gerekir? Yetkililere, ilgililere birçok mail attım konu hakkında, ama bir kere olsun cevap verilmedi. > İsa Karslı (Yetkililer tarafından unutulan bir gazi çocuğu) Suç ve suçlularla mücadelede doğru metodu kullanalım Suç ve suçlularda bariz bir artış olduğu görülüyor. Artık şehirlerin bazı sokakları güvenli değil. Kapkaççı, tinerci, hırsız ve diğer suçluların sebep oldukları dehşetengiz olaylar her gün medyamızda yer almaktadır. Her vatandaşın başına bir polis memuru dikemeyeceğimize göre, polisiye tedbirlerle bu olayları bitiremeyiz. Polisimizin iyi eğitilmesi, sayısının arttırılması da etkili olamayacaktır. Çünkü suçluların sayısı da günden güne artmaktadır. Teşhisi iyi koyup, uygun tedaviye geçme zamanımız gelmiştir. Artık bazı kompleksler sebebiyle, daha fazla oyalanmayalım... Suç ve suçlulardaki bunca artışın, milli ve manevi değerlerimizden uzaklaşmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Gelenek, göreneklerimiz, milli değerlerimiz, dini inançlarımız aşılanmamış, başıboş bırakılmış bir gençlik başka nasıl olabilir ki? Allah korkusu bulunmayan bir kişiden korkulur. Eğitim düzeyinin artması da bunu pek değiştirmiyor. Nitekim soyguncu, rüşvetçi, ve anarşistlerin çoğu ve baş çekenleri hep eğitimli kişilerdir. Lütfen yol yakınken tedbirimizi alalım, okullarımızda çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizi, Allah korkusunu ders olarak öğretelim, aslımıza dönelim... > Reşat Çavuş >> Halka bu kadar tepeden bakmaları kanıma dokunuyor Ben yaşlı, emekli bir vatandaşım. Herkes gibi ülke meseleleriyle ilgileniyor, bu husustaki tartışmaları kaçırmamaya çalışıyorum. 15-20 gün önce bir televizyon kanalında seyrettiğim sözleri ve tavırları bir türlü unutamıyorum. Gözaltına alınıp salıverilen bir bayan sanatçının nezarethaneyi anlatırken, "belediye otobüsleri gibi, 4 günde insanlar kokar" gibi cümleler sarf etmesini bir türlü hazmedemiyorum... Ben dar gelirli biriyim. Seyahat etmeyi de çok severim. Onun için belediye otobüslerine çok binerim. Belediye otobüslerinin koktuğu şeklindeki aşağılamayı da bu otobüsleri kullanan herkes gibi üzerime alındım... Anlaşıldığı kadarıyla bu bayan son zamanlarda belediye otobüslerine binmemiş. Binseydi, bu alanda katedilen muazzam iyileşmeleri görür, bu cümleyi kullanmazdı. Bu bayan sanatçımıza ve halkı aşağılayan diğerlerine söylemek isterim ki; artık otobüslerimiz iki katlı, yeni, çoğu da doğal gazla çalışan çevreci araçlardır. Bu alandaki iyileştirmeler de günden güne artıyor. Bu araçları kullanan vatandaşlar olarak bizler de temizliğimize en az onlar kadar dikkat eder, sık sık yıkanırız. Bazen terli insanları görürlerse, anlasınlar ki, o da ekmek kazanmak için akıtılmış alın teridir ve saygı duyulması gerekir... Lütfen halkı, bizleri bu kadar aşağılamayın. Çok gülünç durumlara düşüyorsunuz... > İsmi mahfuz-İSTANBUL