Türkiye'mizde, son 10 yıldır her sahada çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ama bütün bunlara rağmen, millet olarak huzuru ve mutluluğu bir türlü yakalayamıyoruz. Bu huzursuzluğumuzun en önemli sebeplerinden birisi, bence devam eden terör ve gittikçe artan zararlı maddelere bağımlılık ve alışkanlıklardır. Alınan onca tedbire rağmen, insanlığı tehdit eden ve hayati risk taşıyan zararlı alışkanlıkların boyutu da her geçen gün büyümektedir. Gönüllü bir Yeşilaycı olarak; sigara, alkol, kumar, fuhuş ve uyuşturucu maddeleri kullananlara ve bağımlısı olanlara yönelik devlet ve özel sektör iş birliğiyle hep birlikte çalışma yapmamız gerektiğini belirtmek isterim. Tek başımıza yaptığımız çalışmalar etkili olmamakta, yetersiz kalmaktadır. Görsel ve yazılı medyaya da yansıdığı gibi; sigara, alkol, kumar, fuhuş ve uyuşturucu madde gibi zararlı alışkanlıkların, daha çok genç nesli hedef aldığını görmekteyiz. Ülkemizin geleceği olan gençlerin, böyle tehlikeli bir risk faktörüyle karşı karşıya kalmaları, bilhassa ilgili makamları ve aileleri düşündürmeli, birlikte hareket etmenin önemini herkes kavramalıdır. Bir kısım gençlerin ne halde olduğu herkesin malumu. Bu acı tablo karşısında seyirci kalmak, vicdana ve akla sığmaz. Sadece birilerinin ferdi gayretiyle netice alınmıyor. Zarlılara karşı, daha fazla geç kalınmadan, harekete geçilmesi ve herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Başta sivil toplum kuruluşlarımız olmak üzere, her kesime çok büyük görevler düşmektedir. Bugün, gençlerimizi tehdit eden ve ailelerin sarsılmasına sebep olan zararlı maddelerin yanında; bir de hayatımızın en önemli parçası haline gelen internet çıktı. Her konuda birçok kolaylık sağlayan internet, özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, ortaya yeni bir "kontrolsüz bağımlılık" hastalığı türemesine yol açtı. Hiç kimse, alkolik olacağım diye içkiye veya eroinman olacağım diye uyuşturucu maddeler tüketmeye başlamaz. Bu zararlı maddelere hep küçük heveslerle başlanmış; bir, üç, beş, yedi derken, şahıs günün birinde, Allah korusun alkolik, kumarbaz, eroinman veya farklı uyuşturucular bağımlısı oluverir. Bağımlı olmuş insanların bu maddeleri bırakması zor da olsa, tedavisi mümkündür. Ancak en tesirli çare, bu tür zararlı alışkanlıklardan başta uzak kalmaktır. Ve hiç başlamamaktır. Başta anne, babalar ve samimi arkadaşlar olmak üzere; herkes zararlı alışkanlıklar hususunda sevdiklerini iyice bilinçlendirmelidir. Başta okullar olmak üzere, ülke çapında gittikçe etki alanlarını genişleten zararlı alışkanlıklarla, ancak ve ancak bilinçli bir aile ve toplumla baş edebiliriz. Bayram Ali Kavalcı (Gazeteci -Yazar/Yeşilay Rize Temsilcisi) Herkes görevini yapmış mı oluyor? Biliyorsunuz, Ülkemizde gündemler kısa günde kırk defa değişiyor. Bu güzel ülkede yaşama, Angola'da yaşamaya benzemez. İnsanımızı bu ülkenin şartlarına göre yetiştiremezsek, çok daha fazla sıkıntılarla karşılaşırız. Hatırlanacağı gibi, ben bir orman kurma işine kalkıştım. Yıllardır siz ve sizin gibi birkaç yiğit kişi çalışmamı köşe yazılarınızla desteklediniz. Aldığımız yol bir arpa boyu olmadı. Son yazınızdan sonra, Sevgili Orman Bakanım çalışmalarımı merak etmiş. Genel Müdürüne, "bu şahıs ne yapıyor, araştır" demiş. Genel Müdür de Bölge Müdürü'ne "Bu şahıs ne yapıyor, araştır" demiş. Bölge Müdürü de, Ereğli Orman Şefliği'ne, "bu şahıs ne yapıyor, araştır" demiş. Dün, ormanda yeni dikilen sedirleri suluyordum (Çünkü çalışan işçilerden ikisi, para alamayacağız diye ayrıldılar, bu işi kendim yapmak zorundaydım). Orman Şefliği'nden bir mühendis geldi. Çalışmalarımı gördü ve ormanı gezip gitti. Bu filmi çok seyrettim. Sonunda bana bir yazı gelecek; "Orman oluşturmuşsunuz, teşekkür ederiz. Özel olduğu için size yardımcı olmamıza mevzuat izin vermiyor. Çalışmalarınızı kutluyoruz..." Böylece herkes görevini yapmış olacak! Bu büyük ülkede, benim gibi kaç şaşkın var bilmem!.. Rahim Demirbaş Okullarımız ve Teknik Öğretmenlerimiz daha iyi değerlendirilsin Teknik Öğretmenlerimize; sadece sanat okullarında değil, öğretimin her kademesinde ihtiyaç var. Bu öğretmenlerimiz; Fen Teknoloji, Resim, Tasarım, Bilgisayar, Trafik, Ergonomi, Kurtarma ve İş Güvenliği gibi derslerde, her öğretim döneminde değerlendirilmelidir. Bu dersler mecburi olmalıdır. Mesela Resim ve Tasarım Dersleri, Türkçe ve Matematik kadar önemlidir. Çünkü, konuları sadece cümleler veya rakamlarla değil, aynı zamanda çizim ve modellerle izah ediyoruz. Çizim, tasarım ve modelleme bir anlatım dilidir. Herkes için lazımdır. Ayrıca okullarımız, mesleki eğitim merkezleri ve özel dershane hizmetlerini de icra edebilir. Böylece okullarımız ve öğretmenlerimiz daha rasyonel değerlendirilebilir. Bir vatandaş