
Sunuş
Hemen her birimizin bir derdi var. Kiminin beli ağrıyor, kiminin midesi. Birisi depresyonda bir diğeri çok şişman olduğundan şikâyetçi. Bunlar kentli insanların problemleriymiş. Peki, dertlerimizin çareleri nelerdir? İşte bu hafta Pazar Kahvesi'nin de konusu bunlardan biri. Konuğum Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Aku-Med'in kurucusu Prof. Dr. Kaya Özkuş. Kendisiyle akupunktur tedavisini konuştuk. Ben çok şey öğrendim. Hayatıma yeni bir kavram daha girdi, "limbik sistem." Meğer yaşadığımız birçok problem limbik sistemimizin bozulması sonucu ortaya çıkıyormuş. Limbik sistemin düzenlenmesinde de akupunktur tedavisinin önemli bir yeri varmış. Alternatif tıp olarak düşündüğüm akupunkturun hiç de öyle olmadığını öğrendim. Sizin de faydalanacağınızı umut ediyorum.
CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. KAYA ÖZKUŞ:AKUPUNKTUR son tercih olmamalı Akupunktur denilince aklıma iğneler ve Çin geliyor?
Çünkü Çin halen akupunktur uygulamalarının vatanı olarak görülüyor. İnsanlar hâlâ akupunkturun gizemi için Çin'e gidiyorlar ama Avrupa bu işin bilimsel yönü için daha çok çalışıyor. Akupunktur Çin'de üç bin yıldan beri ağrılar için kullanılan bir metod. Avrupa bununla 17 yüzyılda Cizvit misyonerleri aracılığı ile tanışmış. 1972 de dönemin ABD Başkanının Çin gezisinde bir gazetecinin apandisti tutuyor ve ameliyat gerekiyor. Ameliyatta akupunktur anestezisi kullanılıyor. Olumlu sonuç alınınca, bu gezideki gazetecilerin etkisi ile akupunktur hızlı bir şekilde Amerika'da konuşulmaya başlanıyor ve dolayısıyla da bilim adamlarının ilgisi de artıyor. Son on yıldır da çok ciddi bilimsel araştırmalar yapılıyor.
Tıp Fakültelerinde bir uzmanlık dalı olarak henüz kabul görmediğini biliyoruz.
Uzmanlığı yok. Ancak Tıp Fakültelerinde Sağlık Bakanlığı onayı ile sertifika programları var. Eğitmen özelliği olan ve akupunkturu bilen kişiler bakanlık tarafından görevlendiriliyor. Bu çalışmalar ileride olacak bilim dalının nüvesi. Bunlar gelişecek, akademik bakış, bilimsel bakış akupunkturu yorumlayacak, onunla ilgili bilimsel çalışmalar yapılacak ve sonunda bilim olacak.
HEKİM OLMALARI ŞART
Alternatif tıp olarak görebilir miyiz?
Hayır, bu büyük bir yanılgı olur. Bu konuda alternatif kavramının anlamını iyi değerlendirmek gerekir. Alternatif, bütün seçeneklerin bittiği noktada başvurulan bir metoda verilecek addır. Yani tıbbın bütün imkanları kullanılmıştır; tedavi mümkün olmamıştır; "Bari bunu da deneyeyim" dersiniz. Oysa akupunktur çaresiz kaldığınızda kullanılacak bir metod değildir; tedavier arasında bir seçenektir. Akupunktur kesinlikle alternatif tıp değildir. Akupunktur endikasyon alanları belli, tedavi edici bilimsel bir metottur.. Yapılacak çalışmalar sonucunda tıbbın diğer dalları gibi bilim olmaya aday bir metottur. Bu yüzden son çare olarak değil ilk başvurulacak tedavi şekillerinden biri olarak değerlendirilmelidir.
Yani başınız ağrıyorsa öncelikle bir akupuntriste gitmeniz doğru mudur?
Yanlış değildir. Hasta başka bilim dalları yerine akupunkturu da tercih edebilir. Burada hiçbir beyis yok. Akupunktrist zaten hekimdir. Bu ağrının altında bir kanama mı, tümör mü, başka bir patoloji mi olup olmadığı bu kişi tarafından tespit edilir. Akupunktrist, nedeni anlamadan iğneleri batıran kişi değildir; şikâyetin sebebi patolojik bir şey değilse tedavisini uygulamaya başlar.
Tüm akupunkturistlerin hekim olma zorunluluğu var mı?
Evet, bizim ülkemizde böyle. Hem hekim hem de sağlık bakanlığından izinli olmanız gerekiyor. Ben anatomi doktoruyum ve anotomistlerin akupunktura yönelmeleri ve başarılı olma şansları daha yüksek.
Akupunktur nasıl yapılır?
Akupunktur, iğne, lazer, v.b. uyaranların vücut üzerinde tanımlanmış noktalara uygulanmasıdır. Bu alanlarda sinir sisteminin alıcı hücreleri diğer deri alanlarından daha fazla bulunur. Akupunktur ile "limbik sistemi" düzenleyip, otonom sinir sisteminin simpatetik ve parasimpatetik bölümleri arasındaki dengeyi kurarak organizmanın sağlığa kavuşmasını sağlar. Ayrıca akupunktur tedavisi, merkezi sinir sisteminin belli bölgelerinde endorfin adı verilen morfin benzeri maddeleri salgılatarak ağrı tedavisinde etkili olmaktadır.
O halde akupunktur birçok rahatsızlıkta etkin bir metot.
Dünya Sağlık Örgütü kendi yayınları içinde akupunktur özel sayısını çıkarmış ve birçok araştırma sonucunda belirlenmiş akupunktur ile tedavi edilebilen hastalıkların listesini yayınlamıştır. Bu semptomlar ve hastalıklar içinde stres, obezite (şişmanlık), aşırı zayıflık, bağımlılıklar (sigara, alkol), baş ağrıları, boyun fıtığı, bel fıtığı, kas ağrıları, alerjik nezle, alerjik astım, sinüzit, irritabıl kolon (spastik kolit), kronik kabızlık, ishal, gece işemesi, yüz felci, zona, ürtiker, histeri, adet düzensizliği, lokal saç dökülmesi, gastrit, hıçkırık, esansiyel hipertansiyon, hipotansiyon, dirsek, boyun, omuz, kol ağrıları, eklem kireçlenmeleri gibi rahatsızlık sayılabilir. Ama başta da belirttiğim gibi bu rahatsızlıkların bir kısmında patolojik sebeplere de bakılmalıdır.
Bu saydıklarınız içinde, stres tedavisi galiba günümüzde herkes için ilginç olabilir.
Stres çağımızın en temel problemlerinden biri olup, birçok sağlık problemine de sebep olmaktadır. Yaşadığımız şartları göz önüne koyduğumuzda strese sebep olan yapıları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Stres oluşturan uyaranlar limbik sistemimiz tarafından algılanıp yorumlandıktan sonra bedenin vereceği cevap düzenlenir. Kalbimizin çalışma düzeni, sindirim sistemimizin çalışma ritmi, hormonlarımızın salgı düzenleri bu sistemin etkilediği hayati fonksiyonlardır. Akupunktur limbik sistemi regüle ederek strese daha dayanıklı hale getirir.
15 SEANSTA TEDAVİ
Tedavinin süresi nedir? Siz bunlara "Akupunktur Seansları" diyorsunuz. Bunların belirli bir sayısı var mı?
Doğru, seans sayısı hastalığa göre değişmekle birlikte ortalama 15 seanslık bir tedavi, hastaya akupunkturun kendisine etki edip etmediğini gösterecektir. Bu yüzden 15 seanstan önce tedaviyi terk etmemek, terk edilmiş ise de akupunkturun başarısız olduğundan söz etmemek en doğrusudur.
Uygulamanın herhangi bir yan etkisi var mı? Mesela, kişinin canı acır mı?
Hekim ve akupunktur eğitimi almış kişiler tarafından uygulandığında tanımlanmış hiçbir yan etkisi olmayan bir tedavi şeklidir. Akupunktur noktasının tam ortası bulunduğunda hiçbir acı duyulmaz. Yine de iğnenin girişinden 10-15 saniye sonrasında geçmeyen bir ağrı veya acı söz konusu ise hekiminize durumu bildirmek uygundur. Yaklaşık 20 dakika süren tedavi sırasında iğnelerden dolayı herhangi bir rahatsızlık duyulmamalıdır.
Akupunktur kesin tedavi midir?
Bu diğer tedavi metodlarında olduğu gibi akupunktur için de söz konusu değildir, bununla beraber yukarıda saydığımız birçok hastalığa akupunktur ile yaklaşılabilir ve şimdiye kadar tanımlanmış oldukça başarılı sonuçlar da var elimizde. Burada tekrar edilmesi gereken akupunktur alternatif değil aynı hastalığa etki edebilen diğer tedaviler gibi bir seçenektir ve öncelikle de tercih edilebilir.
LİMBİK SİSTEM NEDİR?
Limbik sistem; beynimizde, dışarıdan gelen veya düşüncelerimizle oluşan her türlü uyarana bedenin vereceği cevabı düzenleyen sistemdir. Özellikle stres oluşturan uyaranların bedene zararını ortadan kaldırmaya, bunun için dolaşım ve sindirim sistemi, endokrin sistem fonksiyonları gibi otonom sinir sistemi fonksiyonlarını düzenlemeye çalışır. Size, gövdemizdeki tüm hayati fonksiyonların limbik sistemimize gelen uyaranların etkisi altında olduğunu söyleyebilirim. Şöyle ki; dışarıdan gelen, müzik, gürültü, tüm görsel uyaranlar, bize söylenen iyi veya kötü sözler veya düşüncelerimizle oluşturduğumuz - kilo vermem lazım, ya çocuğum olmazsa, yine kalbim çok çarpacak, yine tansiyonum çıkacak veya kendimizle ilgili yaptığımız tüm tanımlar; şişmanım mutsuzum, çirkinim, yalnızım, sinirliyim, gibi birçok uyaran, limbik sistemimiz tarafından bir işleme tabi tutulur.
Psikolojimiz, davranışlarımız olaylar karşısında aldığımız tavır tamamen "limbik sistemimizle" alakalı o halde.
Kesinlikle. Örneğin, tehlikeli bir durum ile karşı karşıyaysak, önce kalbimiz çok atmaya başlar çünkü tehlikenin üstesinden gelecek gücümüz yoksa kaçmamız gerekmektedir. Kaçmamız için bacaklarımıza ihtiyaç duyarız bu yüzden kalbin pompaladığı kanın bacaklarımıza gidebilmesi için bacaklarımızın damarları genişleyecektir. Bu sırada nereye gideceğimizin kararını verecek olan beynimizin çalışmaya, dolayısı ile kana ihtiyacı vardır ve beyni besleyen damarlarımız da genişler. O sırada derimizde kan ihtiyacı yoktur ve deri damarları daralarak kan kalbe gönderilir. Yine tehlike anında sindirim işlemi ile uğraşacak durum yoktur ve sindirim sistemimizi oluşturan yapıların damarları da daralır ve bu kan da kalbe döner ve kalbimiz bu kanların hepsini bizi tehlikeden uzaklaştıracak veya üstesinden gelecek organlarımıza gönderir. Tüm bu çalışmalar limbik sistemin kararları ile otonom sinir sistemimiz tarafından organize edilir.
Limbik sistemimizin dengesi bozulunca da rahatsızlıklar artıyor diyebilir miyiz?
Elbette. Eğer kişi uzun süredir olumsuz uyaranlar ile karşı karşıya ise, örneğin: İşyerinde veya ailede huzursuzluklar veya birden yüksek şiddette stres uyaranına maruz kalırsa, örneğin deprem, çok sevdiğimiz birinin beklenmedik ölümü gibi, limbik sistem organların fonksiyonlarını düzenleyerek o uyaranı beden için zararsız hale getirme görevini yapamaz hale gelebilir.
Akupunktur bu noktada mı uygulanıyor?
Bakın, akupunktur bozulmuş limbik sistem fonksiyonlarını düzenleyen bir tedavi metodu olarak tüp bebek veya aşılama ile çocuk sahibi olmak isteyen anne adaylarının vücutlarını uygulamaya hazırlama tedavisinden, spastik kolon, kronik kabızlık, adet düzensizliği, baş ağrısı, obeziteye kadar birçok strese bağlı ortaya çıkan psikosomatik hastalıkların tedavisinde öne çıkmaktadır. Sonuç olarak akupunktur limbik sistemin fonksiyonlarını düzenleyebilir.