samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Atıl artık kurt!

A -
A +

Atılganlık, son zamanlarda bir hayli popüler olan bir kelime. Sizin için birçok manası olabilir ancak atılganlığı, bilimsel dilde kısaca 'kendini ifade edebilmek' olarak tanımlayabiliriz. Herkes, nasıl daha atılgan olacağını, kendi haklarını nasıl savunacağını öğrenmek istiyor. Ne yazık ki, bazıları atılganlığı, "nasıl 1 numara olunur?" anlayışıyla karıştırarak, yanlış anlamaktadır. Atılganlık, her zaman 1 numara olma ya da üstün olma arayışı değildir; Atılganlık, uzlaşmayı tamamen reddetmek de değildir; saldırgan olmak da... Bu ikisi tümüyle birbirinden farklı şeylerdir. Saldırgan olmak, kendinizi korumak adına, başkalarının haklarına zarar verecek biçimde davranmaktır. Saldırgan davranış, genelde cezalandırıcı, düşmanca, suçlayıcı ve aşırı talepkârdır. 'Ağzı var, dili yok' anlayışı Atılgan olmamak, kendinizi ve yasal haklarınızı kollamamak demektir. Kendinizi ifade ederken açık konuşamamak ya da ne istediğinizi oldukça dolaylı, anlaşılmaz bir biçimde dile getirmektir. Atılgan olamamanızın birçok sebebi olabilir: Çocukluğunuzda, istediklerinizi açıkça söylediğiniz zamanlar cezalandırılmış olabilirsiniz. Ebeveynler ve öğretmenler, 'ağzı var, dili yok' gibi görünen çocukları ödüllendirme eğilimindedir. Belki, önünüzde atılgan davranarak size iyi bir model olabilecek kişiler de yoktu. Atılganlık probleminin, genel ya da belli bir duruma ait olabilir. Atılgan davranamamak sizin için, içinde bulunduğunuz her durumda bir sıkıntı oluşturabilir. Yani, hem olumlu, hem olumsuz duygularınızı dile getirmede, hem de haklarınızı kollamakta güçlük çekiyor olabilirsiniz; ayrıca bu sorununuz, her tür insanla beraberliğinizde ortaya çıkıyor olabilir. Bunlar arkadaşlarınız, ebeveynleriniz, öğretmenleriniz, idareciler ya da dükkândaki satıcılar olabilir. Bu, "genel" bir atılganlık meselesi olarak nitelendirilir. Diğer yandan, arkadaş ilişkilerinizde atılgan davranabildiğiniz halde, ebeveynlerinizle olan ilişkilerinizde kendinizi rahatça ifade edemiyor olabilirsiniz. Bu da atılgan olamama sorununuzun "belli durumlara" ait olduğunu göstermektedir. Atılgan davranabilmenin iki önemli aşaması vardır. Birincisi, oldukça kolay olup gerekli becerileri öğrenmeyi içerir. Kendinizi ifade edebileceğiniz kelimeleri öğrenmek gibi... Bu kelimeleri nasıl dile getireceğinizi de öğrenmeniz yararlı olacaktır (karşıdaki insanın gözünün içine bakarak, bedeninizin duruşuna ve sesinizin tonuna dikkat ederek). Bu konuda pratik yapmanız gerekir. Göreceksiniz, denedikçe uygulamak kolaylaşacaktır. İkinci ve zor olan aşamada ise, kendinizi ifade etmenize yardımcı olacak bir değer ve inanç sistemi geliştirmeniz gerekmektedir. Bu da, kendinize hata yapma, kızma, 'hayır' diyebilme, yardım isteme hakkı tanımanız demektir. Yani, kendi kendinize aşağıdaki şu cümleleri söylemeniz demektir: "Ben hem olumlu, hem de olumsuz duygular yaşayabilirim. Ben bu duygularımı karşımdaki insana, onun saygınlığını zedelemeden de ifade edebilirim. Eğer bana söylenen bir şeyi yapmak istemiyorsam, 'hayır' diyebilirim. Eğer uygunsuz muamele gördüysem, buna kızmaya hakkım vardır. Tercihlerimi ve isteklerimi söylemeye hakkım vardır. Eğer istersem, atılgan davranmama, kendimi ifade etmeme engel olan düşüncelerimi değiştirebilirim." Bedeli ağır olabilir Kendi kendinize söylediğiniz bu cümleleri, ister 'haklarım', ister 'düşüncelerim' olarak adlandırın; bunlar sizin, birçok durumla ilgili olarak kendi düşünceleriniz olduğunu gösterir. Bunun farkına varmanız önemlidir. Düşünce ve duygularınızı açıkça iletmek ya da iletmemek sizin seçiminizdir. Bazı durumlarda, dürüst bir iletişim kurmak, en akılcı yol olabilir. Buna karar vermek için, kendinizi ifade etmenin ya da etmemenin kısa ve uzun dönemdeki bedelini araştırmak iyi olur. Örneğin, bir arkadaşınızın herhangi bir davranışı sizin üzerinizde olumsuz bir etki meydana getirdiğinde, ona hiçbir şey söylemeyip, kızgınlığınızı içinize atabilirsiniz. Böylelikle, bu duyguları dile getiriyor olmanın size yaşatacağını düşündüğünüz rahatsızlıktan o an için kurtulmuş olabilirsiniz. Ancak, bu konuda duygularınızı açıkça ifade etmeyi sürekli olarak reddederseniz, kendinizi her seferinde arkadaşınız tarafından daha fazla sömürülüyormuş gibi hissedeceğinizden, günün birinde hiç olmadık bir yerde parlayıp kırıcı olabilirsiniz. Ya da arkadaşınızdan gittikçe uzaklaşabilirsiniz. Siz üzüm yiyin! Bunun tersini düşünelim... Diyelim ki, arkadaşınızın bir davranışı sizi rahatsız ediyor. Yaşadığınız duyguları ona iletebilirsiniz. Böylelikle, hem duygularınızı içinize atıp zaman içinde birikmesini ve arkadaşlık ilişkinizi tehdit etmesini önlemiş olursunuz. Hem de arkadaşınız o davranışından dolayı sizi nasıl etkilediği konusunda bilgi sahibi olabilir. Belki sizi hemen o anda anlamayabilir. Bu yüzden de size kırılabilir. Ancak, aranızdaki bu problem dürüstçe ortaya konduğu için, bir süre sonra, ya o ya da siz bu konuyu yeniden ele alıp çözmeye çalışabilirsiniz. Kısaca, her iki seçeneğin de kendine göre riskli yanları vardır ve farklı sonuçlara sebep olur. Burada önemli olan nokta atılgan olmaya çalışırken, kendinize şu soruyu sormanızdır: "Ben şu anda üzüm mü yemeye çalışıyorum, bağcıyı mı dövüyorum?" Atılgan davranışlar, sıkıntıyı çözümlemeye yönelik olduğu için 'üzüm yeme' kategorisine girer. Diğer yandan, arkadaşınızın davranışından incindiğiniz için, siz de onu incitmeye çalışırsanız bu davranışlarınız, saldırganlık sayılır ve 'bağcıyı dövme' anlamındadır. > Atılgan mısınız? Aşağıdaki soruların yanındaki boşluklara 'evet' ya da 'hayır yazarak cevap veriniz. >> Karşınızdaki kişilere olumlu duygularınızı ifade edebiliyor musunuz? EVET HAYIR >> İhtiyacınız olduğunda başkalarından yardım istiyor musunuz? EVET HAYIR >> Kızgınlığınızı ya da öfkenizi uygun bir biçimde, dile getiriyor musunuz? EVET HAYIR >> Anlamadığınız şeyleri soruyor musunuz? EVET HAYIR >> Kendinizi başkalarından farklı hissettiğinizde ya da düşündüğünüzde, kendi düşüncelerinizi ortaya koyuyor musunuz? EVET HAYIR >> Sınıfta ders sırasında sık sık söz alıyor musunuz? EVET HAYIR >> Duygularınızı ve tercihlerinizi açık bir biçimde dile getiriyor musunuz? EVET HAYIR >> Sizden yapmak istemediğiniz bir şey talep edildiğinde, 'hayır' diyebiliyor musunuz? EVET HAYIR >> Karşınızdaki kişilerle konuşurken ikna edici ve etkileyici olabiliyor musunuz? EVET HAYIR >> Konuşurken karşıdakinin gözünün içine bakabiliyor musunuz? EVET HAYIR Eğer yukarıdaki soruların 2'den fazlasına 'hayır' cevabı verdiyseniz, kendinizi ifade etmekte ya da açık iletişimler kurmakta bir sıkıntınız olabilir. Bir an için durup, atılgan olmayan davranışlarınızı düşünün. Bunlar arasında bir ortaklık var mı?.. Kaynak: Texas Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Akıl Sağlığı Merkezi'nin hazırlamış olduğu "Say What You Mean: Assertive Communication" isimli broşür.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.