Gündelik hayatımızda problemlere sebep olan endişe, sıkıntı ve öfke patlamaları gibi rahatsızlık verici duygusal durumların oluşmasına çoğu zaman düşünce yapımızdaki pek farkına varmadığımız bazı kusurlar sebep olur. Çevremizden etkilenerek ya da oluşan olaylarla aynı zamanda bizi o an için rahatlatsın diye kullandığımız bazı düşünceler alışkanlık haline gelerek, otomatik olarak kullanılmaya başlanır. Bu tarz düşüncelerin ortak özelliği; gerçeklikten uzak, kalıplaşmış davranışlar şeklinde ortaya çıkmalarıdır. Bazı kişiler karşılaştıkları olayların tek bir yönünü ele alır, diğer tarafları görmemezlikten gelip, onun içinden olumsuz bir durumu adeta cımbızla çıkarır. Bu durumda bizi rahatsız edebilecek olaylar adeta mikroskoptan bakar gibi büyür, diğer güzel taraflar küçülür. 'Gri'leri de bulun! Her şeyin iyi ya da kötü özellikleri vardır. Hiçbir şey sadece beyaz ya da sadece siyah olmaz. Olaylar, insanlar, durumlar ya iyidir ya kötü şeklinde kategorize edilmemeli. Bu tür bir düşüncenin temelinde; eğer bir şey yeterince mükemmel değilse, o yetersiz ve kötü gibi görünür. Bu şekilde mükemmeliyetçi bir düşünce yapısı; kişinin belirlediği yüksek hedeflere ulaşamadığı zaman, kendini başarısız ve yetersiz hissetmesine yol açar. Bu da beraberinde depresif ve eleştirel bir davranışı getirir. Bu düşünce yapısında hata kabul edilir bir durum değildir. Bir tek hata bile; kişinin, kendisini dünyanın en mantıksız kişisi olduğu düşüncesini oluşturabilir. Bir kişinin kendine ait bir sıkıntısı nedeniyle, size yönelik bir unutkanlığı ya da hatası, o kişiyi silmenize ve yok saymanıza neden oluyorsa, bu şekilde düşünüyorsunuz demektir. Hatalı genellemeler Karşılaştığınız bir olay nedeniyle, hemen olayın sonucunu bütün hayatınıza yönelik yargı haline getirip, yetersiz verilerle genelleme yapıyorsanız, bu hatalı düşüncelerden birini daha kullanıyorsunuz demektir. Belli bir durumda yaşadığınız bir olumsuz olay, daha sonra yaşayabileceğiniz benzeri olaylarda da yaşanacak şeklinde bir düşüncenin oluşmasına yol açabilmektedir. Bunun eseri olarak bir kişi sizi görmeden yanınızdan geçtiğinde, "bak işte bana selam vermedi, yeterince bana değer vermiyor, sevmiyor" şeklinde gerçek olmayan bir düşünceyi oluşturabilmektedir. Sabah karşılaştığınız bir aksilik "kötü başladı her şey ve her şey kötü gidecek" şeklinde genellemelere yol açabilmektedir. Başkaları hakkında kolayca fikirler ileri sürerek onların davranışlarının temeli, amacı ve sonraki hareket tarzları ile kendinizi bağlayıcı kararlar almak da bu tarz düşünce şekline örnektir. Kendinizi kıyaslamayın Bazı kişiler bazen çok ufak bir şeyin bir felaketle sonlanacağı düşüncesiyle, olayları muhtemel bir facia haline getirirler. Kişi bu nedenle yakınlarından birinin başına gelen bir meselenin, kendisi ile benzerliği olmasa da kendi başına geleceğini düşünebilir. Sıradan belirtiler bile bir kanser habercisi olarak düşünülebilir. Ekonomik olarak sıkıntıya düşen birisi, eşi ve çocuklarının kendisini terk edeceği ve kimsesiz olarak bir köprü altında yaşayacağını umutsuzluk içinde hayal edebilir. Bir kaza geçirebileceği korkusu ile hayatını kısıtlayabilir. Bazen de çevrenizdekilerin söylediklerinden ya da yaptıklarından kendinize yönelik uygunsuz manalar çıkarmanız söz konusudur. Bu yapıyı kullanan kişiler sürekli olarak, kendilerini çevrelerindekilerle kıyaslarlar ve kendini huzursuz hissedebilirler. Bu kişilerin kendilerine güvenleri yeterince kuvvetli olmadığından, devamlı olarak kendilerini olumsuz anlamda başkaları ile kıyaslayıp, olaylardan sorumlu hissederler. Duygulara kapılmayın İlişkilerinizde size özel, sizin başkalarına ya da başkalarının size yönelik yapılması gerektiğinizi düşündüğünüz, çok da mantıklı olamayabilecek birtakım kurallarınız, kabulleriniz vardır. "Eğer arkadaşınız gerçek bir dost olsaydı, size istediğiniz miktarda borç verir, hatta hibe ederdi; benim bu iş yerimde çalışmamı gerçekten isteseler ve bana değer verselerdi, en yüksek zammı bana verirlerdi" gibi düşünceler kişinin etrafına yönelik olumsuz düşünceler üretmesine ve mutsuzluğa sebep olur. Kimimiz, duygularımız neyi söylüyorsa ona körü körüne inanır. Eğer kendinizi suçlu, başarısız, değersiz hissediyorsanız; "mutlaka öylesinizdir, o tür bir davranış yapmışsınızdır" şeklindeki düşünüş tarzı, sizi çökmüş hissettirecektir. Duygularımız düşüncelerimizle el ele dolaşmaktadır. Eğer herhangi bir şekilde düşünceleriniz mantık çerçevesinden, gerçeklik ve objektiflikten uzaklaşıyor ise, buna uygun şekilde hissedersiniz. >> Ön yargılar zarar verir İnsanların sizi rahatsız eden bir özelliği sebebiyle onları etiketlemek, onlarla ilişkilerinizi bozacaktır. Sizinle tanışmamış bir kimsenin sizinle konuşmaması onu soğuk bir kişi yapmaz. Aynı şekilde iş yerinizdeki bir üstünüz işinde titiz bir insansa, bu onun insafsız, acımasız bir insan olduğunu da göstermez. İnsanları yeterince tanımadan, kendinizi onların yerine koyarak duygudaşlık yapamadan davranırsanız, hatalı sonuçlara ulaşırsınız. Elbette ki, bu görüşlerinizin bir bölümünde haklı olabilirsiniz, ancak her insanın olumlu yönleri olabildiği gibi olumsuz yönleri de vardır. Bunları göremezseniz onları sevebilme ve yakın hissedebilme imkânlarınızı harcamış olursunuz. Bu da sonuçta ilişki çemberinizin daralıp, yalnız kalmanıza ve birtakım güzel şeyleri paylaşarak mutlu olmanıza engel olacaktır. Kendinizi kısıtlamayın "Duygularımı daima kontrol etmeliyim, asla yanlış yapmamalıyım, adeta bir granit gibi sürekli güçlü olmalıyım" gibi en ufak bir taviz bile verilmemesi gereken düşünceleriniz olabilir. Bu nedenle sizin kurallarınız, düşünüş, giyim tarzınız vb. özelliklerinizin dışında hareket eden kişiler tahammül edilemez, sıkıntı uyandıran kişiler haline gelir. Bu düşünce tarzına göre her şey tek tip, bir örnek olmalıdır. Çok sesliliğe tahammül yoktur. Böyle düşünerek hayatınızı kısıtlarsınız, başkalarından bir şeyler öğrenemezsiniz. Sürekli olarak "yapmalı-yapmamalı, olmalı-olmamalı" dersiniz. Kendinizi geliştiremez ve kendinizi sevemezsiniz, her şeyi görev haline getirirsiniz. Kendinizden çok fazla şeyler bekleyerek, rahat edemezsiniz. Etrafınıza karşı hoşgörünüz azaldığı gibi, kendi hareket serbestinizi de kısıtladığınız için mutsuzluğa giden yolunuzu kendiniz açarsınız.