Bu sene kışı yaşamadan bahar geldi. Hem de bütün güzelliği ve sıcaklığı ile. Bahar ayları yazın müjdecisi olduğu kadar ülkemizdeki birçok öğrenci için de sınavların yaklaştığının habercisi. Bir yandan kendini dışarı atmak isterken, bir yandan da evde kalıp ders çalışmak zorunda olmak; sanırım bugünlerde öğrencilerin üstesinden gelmek için çaba sarf ettikleri zor bir durum. Bugünlerde öğrencilerin yaşadığı en temel problemlerden birisi çalışma isteğinin azalması ya da o çok beklenen ders çalışma ilhamının gelmemesi olarak karşımıza çıkıyor. Çalışmadan başarılı olma gibi bir şansımız ya da lüksümüz olmadığına göre ve muhtemelen hiç gelmeyecek ders çalışma ilhamını beklemenin de bize zaman kaybettireceğini düşündüğümüzde, harekete geçme zamanı gelmiştir. İnsanoğlu istek oluşmadan harekete geçince belli bir süre sonra istek ortaya kendiliğinden çıkabiliyor. O nedenle çalışmak için çok zaman kaybetmeden kendinizi zorlayın ve harekete geçin. Birbirinizi teşvik edin Başarı hikâyelerinin anlatıldığı kitapları okumak kişinin kendini motive etmesi için kullanabileceği bir yoldur. Bu başarı hikâyelerini okurken diğer insanların başarıya ulaşmak için kendilerini nasıl motive ettiği ile ilgili fikir sahibi olabilirsiniz. Kitap okumayı çok fazla sevmiyorsanız içinde başarı hikâyelerinin olduğu kaset ya da CD'leri dinleyebilir, filmleri izleyebilirsiniz. Bu modellerden yola çıkıp kendi yollarınızı keşfedebilirsiniz. Sizinle benzer hedefleri ve problemleri olan arkadaşlarınızdan yardım isteyin. Paylaşın ve birlikte farklı çözümler üretmeye çalışın. Masa başına oturup ders çalışmak içinizden gelmiyor ise birlikte neler yapabileceğiniz üzerine düşünün. Biriniz pes ettiğinde, diğeri savaşsın; kısaca birbirinizi zorlayın. Dışarı çıkmak için birbirinizi ne kadar kolay ikna edebildiğinizi hatırlayın. Masa başına oturup ders çalışmak için de birbirinizi ikna etme yolları bulun. Hedefleri belirleyin Yaptığımız her işte anlam bulmak ve bizi nereye götüreceğini bilmek bizim motivasyonumuzu artırır. "Ben neden bu işi yapıyorum? Bunu tamamladığımda nereye ulaşacağım? Benim hayatıma nasıl bir katkıda bulunacak?" Bu soruların cevaplarını bularak başlayın yaptıklarınıza. Yaptığımız işlerin sonucunu görememek içimizdeki motivasyon kaybının en büyük nedenidir. Bunun için hedeflerimizi belirlemek oldukça önemli. Nereye varmak istediğinizi bilmek sizin kendinizi motive etmenizi kolaylaştıracaktır. Hedefinize ulaştığınız anı gözünüzün önünde canlandırın. Neler hissedeceğinizi, neler yaptığınızı hayal edin. Motivasyonunuzu kaybettiğiniz her an bu hayali tekrar oluşturun. Hedefinizi, hayalinizi bir kağıda yazın. Duvarınıza asın yazdıklarınızı ve her gün okuyun. Bu sizin hayallerinizi daha gerçek kılacak ve başaracağınıza olan inancınız yani motivasyonunuz artacaktır. >> Bunları uygulayın Hedefinize sıkı sıkıya bağlanın: Hedefiniz yoksa çalışmak için bir sebebiniz de yoktur. En uzun yolculuk, nereye gidildiğini bilmeden yapılan yolculuktur. Nereye gideceğinize karar vermediyseniz harekete geçmek için bir istek oluşmaz. O sebeple hedefinizi güçlendirmeye, yazılarla ve resimlerle canlı tutmaya gayret edin. Çevrenizi çalışkan öğrencilerden oluşturun: Çevrenizdeki arkadaşlar çalışan, çalışması gerektiğini bilen, yarış edebileceğiniz nitelikte olsun. Bu tip arkadaşlarınıza kaç puan alacağınızı, kaç saat çalışacağınızı, kaç soru çözeceğinizi söylerseniz bunları yapmak için kendinizi zorlama ihtiyacı hissedersiniz. Zihninizi düzenleyin: Aklınızda daima, geriye kalan sürede yapacağınız güzel bir çalışmayla bütün bir geleceğinizi belirleme şansına sahip olabileceğiniz düşüncesi bulunsun. Başarınızı ödüllendirin, başarısızlığınızı cezalandırın: Önünüze koyduğunuz günlük ya da haftalık hedeflere, almak istediğiniz puan hedeflerine ulaştığınızda kendinize ödüller verin. Hedeflerinizi gerçekleştiremediğinizde ufak cezalar uygulayın. Örneğin o gün seyredeceğiniz TV programını seyretmeyin ya da arkadaşlarınızla buluşmayı düşünüyorsanız buluşmayın. İyi bir danışman edinin: Sizi yakından tanıyan, zaman zaman çalışma performansınızı denetleyen, hedeflerinizi ne derece gerçekleştirdiğinizi ölçen-biçen ve gerekli taktik ve tekniklerle sizi yönlendiren bir eğitimci de çalışma iradenizi güçlendirecektir. Çevrenizde sizi harekete geçirecek kişiler olsun: Sizler birer robot değilsiniz. Tabii ki arada sırada çalışma azminiz kırılacak, performansınız düşecektir. Özellikle sınav yaklaştıkça kaygı düzeyiniz artabilir; ümitsizliğe düşebilirsiniz. Böyle durumlarda konuşmasıyla sizi etkileyen, çalışma azminizi artıran, iradenize güç veren bir insanla konuşmanızda fayda vardır. Kendinize bir sırdaş bulun: Sınavda sadece kuru bir çalışmayla başarılı olmak çok zor. Özellikle sona yaklaştığımız bu dönem zarfında dertleriniz, sıkıntılarınız, bunaldığınız anlar olacaktır. Böyle anlarda dertlerinizi paylaşacağınız, konuştukça rahatlayacağınız kişiler olmalı çevrenizde. Ümidinizi kaybetmeyin: Zaman zaman sıkılabilir, ümitsizliğe düşebilir, karamsarlığa kapılabilirsiniz. Bu doğaldır. İşte bu noktada ayakta kalmasını bilenler diğer adaylara karşı önemli bir avantaj elde edeceklerdir. Uğur Kariyer Merkezinden Didem Arslanbaş 'ın tavsiyelerine kulak verelim: >> Bir varmış bir yokmuş! Annem de bana masal anlatmaya başladığında hep böyle başlardı: Bir varmış bir yokmuş... Masallar farklı olsa da bu tekerleme hep aynıdır. Sanki bize, kendi masalımızdaki tek gerçeğin varlık ile yokluk olduğunu hatırlatmak ister gibi. Annem yanı başımda yaşlanırken şimdi daha iyi anladım bir zamanlar onun da anlattığı masalların niye hep böyle başladığını: Bir varsın bir yoksun Masalların kahramanları olur. Kendi masalımızın kahramanı da annemizdir. Yemez yedirir; giymez giydirir; uyumaz uyutur. Hep yanımızdadır. Olmadığı zamanlarda da her sıkıntımızda ağzımızdan çıkan ilk sözdür! Kahramanımız gün gelir, zamanı, mevsimleri, nerede olduğunu, hatta kendi annesini, her şeyi unutabilir; ama birini asla: "Karnın aç mı evladım?" Bazen çok uzaklardadır. Sizi bilmez; ama varlığınız onu rahatlatır. Tıpkı çok uzun yıllar önce, "yalnız onun kucağında huzur bulmamız" gibi. Bir varmış bir yokmuş. Bütün zamanlarda, ülkelerin her birinde, her evde bir kahraman yaşarmış. İnsanlar ona "anne" dermiş. Anneler gününüz kutlu olsun... B.A.