Yeni kitabı 'Siz Hâlâ Diyet mi Yapıyorsunuz' üzerine konuştuğumuz Şahin: Sağlıklı beslenerek, kaliteli yaşarsınız. Ama sadece diyet yaparak buna asla kavuşamazsınız. Önemli olan kiloları geri almamak
Sunuş
Bugün Pazar Kahvesinin konuğu, hoş, zarif bir hanım. Genç, pırıl pırıl... 2009 Türkiye Turizm Tanıtım Yüzü... Yurt dışı röportajlarında, " Türklüğüm kendi adımdan önce yazıldığında mutlu oluyorum" diyecek kadar da vatanperver.. Dünyanın her tarafında çalışıyor, defilelere çıkıyor, ülkemizi temsil ediyor. Biz de onu daha çok bu yönüyle tanıyoruz. Oysa, 7 dil konuşabiliyor, makale ve kitaplar yazıyor ve bütün bunları yaparken bir yandan da sosyal sorumluluk projelerine destek veriyor. Bütün bu yoğunluktan büyük keyif aldığı da yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesinden belli... Fakat, itiraf etmeliyim ki, bir çok hanım okurumuz gibi beni de en çok etkileyen yanlarından birisi hem bu kadar zayıf hem de bu kadar sağlıklı kalabiliyor olması. İnsanın kıskanası geliyor. Şaka bir yana, bu hafta köşem hanımlara biraz daha hizmet etsin istedim ve Tülin Şahin'i konuk ettim. Zira Şahin, yeni bir kitap çıkarttı ve biz hanımlara "siz hâlâ diyette misiniz?" diye sordu. Ben hep diyetteyim. Üstelik de yemeyi çok seven birisi olarak... Dolayısıyla da sürekli mücadele halindeyim. Tülin Şahin'in ülkemize yeni geldiği dönemlerde kültürel farklılıklardan 27 kilo alıp, irade ve sabırla bunu verdiğini biliyor muydunuz? Bu işi başarınca mücadelesini anlatan bir kitap yazdı. Bu kiloları "geri alır" diyenlere inat, 1 kilo almadan 7 yıl geçirince de diğer kitabını yazdı ve formunu nasıl koruduğunu bu işin meraklıları ile paylaştı. Buyurun efendim kahvenizle birlikte sohbetimize.
B.A.
Önce sizinle başlayalım, aklınızdaki meslek miydi, mankenlik?
Hayır , manken değil ama daha 9 yaşımdan itibaren moda tasarımcısı olmak istiyordum. Bir gün doğup büyüdüğüm Danimarka'da, bir alışveriş merkezindeydim.Tesadüfen orada o gün 'top model of Denmark' modellik yarışmasının başvuruları varmış. Yarışmada yer almak isteyenler için fotoğraf çekimleri yapılıyordu. Ben de merak edip izlemeye başladım.. Fotoğrafçı döndü ve beni fark etti. "Hemen sandalyeye otur fotoğrafını çekmem lazım" dedi. Tüm itirazlarıma rağmen fotoğrafımı çekti. Hiç üzerinde durmamıştım. Bir iki gün sonra eve bir mektup geldi. 25 bin kişi arasından ilk 20'ye kaldığım yazıyordu. İnanamamıştım. Yarışmayı düzenleyen ajansın Avrupa'daki büyüklüğü ve saygınlığı ve ailemin bana güvenip destek vermesi yarışmaya katılmamı sağladı. Ödül, bir anda dünyanın her yerinde tam 20 ajansa kayıt olmaktı; kazandım. Yarışmayı kazandığımda 15 yaşındaydım ama tabii ki o yaşta her şeyi bırakıp mankenliğe başlamadım. Buna ne ajans ne de ailem müsaade ederdi. Tüm eğitimimi tamamladım ve moda tasarımı okudum. Daha sonra 19 yaşımda ilk çekimlerim için Paris'e gittim. Ve o gün bugündür bağlı olduğum ajanslar aracılığıyla uluslararası bir model olarak kariyerimi sürdürüyorum. Hâlâ onların sayesinde dünyanın her yerinde çalışıyorum.
> Sadece güzel olmak yeterli değil sanırım mankenlikte?
Asla. Sadece güzelliğinizle ayakta kalamazsınız. Eğitiminiz ve bilginizle tutunuyor, uluslararası çalışmalar yapabiliyorsunuz.
TÜRKÇE DAHİL 7 DİL BİLİYOR
> 7 dil biliyor olmanız da ayrıca bir beceri.
Evet. Kendimi bu konuda gerçekten çok şanslı hissediyorum. Dünyanın neresinde çalışırsam çalışayım herkesle iletişim kurabilmek inanılmaz bir avantaj. Yabancı dil öğrenmeye bir yatkınlığım var. Danimarka'da doğup büyümüş olmak bana doğustan 3 İskandinav dili verdi. Danimarkaca, Norveççe ve İsveççe. Eee, tabi bu lisanları dünyada sadece İskandinav ülkeleri konuştuğu için okulda bize fazla sayıda lisan öğretiyorlar. Böylece İngilizce, Almanca ve Fransızca'yı da okulda öğrendim. Ayrıca babam İngilizce öğretmeniydi. Türkçe ile birlikte 7 lisan ediyor.
> Biz sizi Sivaslı Cindy olarak tanıdık, Cindy'ye benzetilmek sizi rahatsız ediyor mu?
Sivaslı olmaktan mutluyum. Ülkemizde kendi çıktığı kabuğu beğenmeyen insanlar var ve beni bu daha çok rahatsız ediyor. Ben kendimle son derece barışığım. Memleketimle gurur duyuyorum, Sivaslılık hayatımın sonuna kadar benimle kalsın; ama Cindy olmasın artık. Olmamalı. Ben çoktan koptum oradan. Bu soru maalesef bana hâlâ soruluyor. Ben eğer başka birine benzemeye takılsaydım, kariyerim sadece 20 gün sürerdi; 12 yıldır hâlâ çalışıyor olmazdım. Beni kendi yeteneklerim, üretkenliğim, çalışkanlığım, disiplinim, profesyonelliğim ve aklım 12 yıldır ayakta ve gündemde tutuyor. Cindy değil.
> Ekonomi dergilerine yazılar yazıyorsunuz ve 4 de kitap çıkarttınız.
Evet. PARA dergisine her hafta yazı yazıyorum. İşadamlarına yönelik sağlıklı beslenme tüyoları, seyahat tüyoları, trendler, spor, markalar, pazarlama gibi bir çok konu hakkında yazılar yazıyorum. 4. kitabım çok yeni, geçen hafta çıktı. İsmi "Siz Hala Diyet mi Yapıyorsunuz?"
GÜZELLİK VE GİYİM TÜYOLARI
> Güzellik sizce nedir? Yaşlanmaktan korkuyor musunuz?
Güzellik göreceli bir kavramdır. Bana göre güzellik bir pakettir ve bir bütündür. Gülümsemesini bilen, iyi niyetli, okuyan, düşünen, kendisi ile barışık olan, pozitif yaşayan kişi benim için güzeldir. Yaşlanmaktan korkmuyorum. Her yaş bir tecrübe, biraz daha bilgi demektir. Ayrıca fiziksel olarak da güzel ve kaliteli yaşlanacağıma inanıyorum. Çünkü her sabah kalkar açık havada sporumu yaparım ve her zaman gülümserim.
> Sizden hanım okuyucularımız için güzellik ve giyim tüyoları alalım
Spor yapmazsanız hangi güzellik sırrını versem nafile... Ben yaz-kış, hep açık havada günde 2-3 saat spor yaparım. Bu vücudumdan toksinleri atmamı sağlıyor; güne daha sağlam, daha güzel başlamama yardımcı oluyor. Cildimin ve saçlarımın hep sağlıklı olmasında en büyük etken budur. Sağlıklı beslenmek, iyi uyku kendimiz için yapacağımız en temel şeylerdir. Her zaman güneş koruyucu ve iyi bir nemlendirici, saçlarımız için de mutlaka saç tipine göre bir şampuan kullanmalıyız. Giyime gelince, moda kurbanı olmayın lütfen. Herkesin giydiğini giymeyin. Sokakta herkes aynı. Kendine güveni olmayan kendi stilini oluşturamaz. Her zaman sadece size yakışanı giyin, moda ne olursa olsun. Daha fazla güzellik ve moda tüyoları için kadınlara özel oluşturduğum yeni sitem www.tuliss.com'u tıklasınlar. : )
BİR GÜNÜNÜ NASIL GEÇİRİYOR
> Tülin Şahin, çalışmadığı zamanlarda gününü nasıl geçirir? Ev işleriyle, yemekle aranız nasıl?
Çalışmadığım gün sadece dinlenmeye özen gösteriyorum. Elime bir kitap ve gazeteleri alıp gider sahilde veya parkta oturup okurum. Temizlik yapmayı çok seviyorum. Bu yüzden evde zaten boş duramam, her gün mutlaka bir şey yaparım. Eşim Memet bir aşçı gibidir, o kadar iyi yemek yapar ki evde yemeklerden o sorumludur. Ben yemek yemeyi severim, o da yapmayı. Daha ne olsun?
> Kariyer mi, çocuk mu? Son günlerde çok tartışılıyor; siz ne dersiniz?
Tabi ki ikisi de olabilir. Çocuk hayattan koparan bir şey değil ki, tam aksine etrafımızdan duyduklarımızla hayata bağlayan bir unsur. Neden sizi işinizden etsin ki? Önemli olan doğru zamanda olmasıdır. En önemlisi çift bunun için kendini hazır hissetmelidir. Çalışan Türk kadınları inanılmaz başarılı. Bence günümüzün çalışan anneleri gerçek 'süper kahramanlar'. Her şeye yetişmeye çalışıyorlar ve yetişiyorlar da. Evlilik, ev işleri ,sosyal hayat, bakım, spor, çocuk...
> 2009'da 'Türkiye ve İstanbul'un Turizm Tanıtım Yüzü' oldunuz, biraz da bunu konuşalım...
Her şeyden önce bana inanılmaz büyük bir doğum günü hediyesi oldu. Benim doğum günüm 13 Aralık. Basın toplantısı 18 Aralık'ta yapıldı. Ben her zaman, gittiğim her yerde hep ülkemi temsil etmek için uğraştım. Yani zaten bu durumda doğal olarak hep ülkemin yüzüydüm ve elçiydim. Ülkesine bağlı olmak, her yerde ve her koşulda ülkesini temsil etmek istemek insanın içinden gelmeli. Benim için, yabancı basınla yaptığım röportajlarda Türk isminin yazması, kendi adımın yazmasından çok daha önemli. Bu projeyle de bu durum resmiyet kazandı.
2009 Türkiye Turizm Tanıtım Yüzü Tülin Şahin NASIL KİLO ALDI
> Biraz da kitaplarınızdan konuşalım, Türkiye'ye geldikten bir süre sonra 27 kilo alıp vermişsiniz ve bunun üzerine de ilk kitabınızı yazmışsınız.
Doğrudur. Nasıl kilo verdiğim o kadar çok soruluyordu ki, ben de yazmaya karar verdim. 1. Kitabım " Kral, Prens ve Fakir"de ne gibi hatalar yaptım da bu kadar kilo aldım ve nasıl verdiğimi anlattım.
> Nasıl bu kadar kilo aldınız diye sormadan edemeyeceğim.
Danimarka'da hayatım hep bisiklet üzerinde geçti. Hemen her yere bisikletle veya yürüyerek giderdim. Taa ilkokuldan itibaren de sağlıklı beslenmenin önemi anlatıldı bize. Paris'te bulunduğum dönem de böyleydi; ama Türkiye'ye geldiğimde gördüm ki, buradaki çalışma sistemi çok farklı. Mola verilmeden çalışılan bir ortam vardı, çalışma saatleri çok normal değildi ve yemek yenilecekse ayakta atıştırılıyordu. Gün boyunca yenen abur-cubur, fast food ürünleriydi. Kimse ses çıkarmıyordu, ben de saygısızlık olmasın diye sustum. Arada sırada evde kendi yaptığım hafif sandviçlerimi götürüyordum ama yine de 1999 yılının eylül ayı ile aralık ayı arasında tam 27 kilo aldım. Yanlış saatte yanlış yemekler, çekimlerde enerji düştükçe yenilen abur cuburlar, düzensiz çekim saatleri, bu düzensizlik içinde spordan uzaklaşmak ve bisikletin, yürüyüşün yerine araba.... Kilo almak kaçınılmaz!
KİLO VERMENİN SIRLARI
> Kısa sürede çok ciddi bir kilo, nasıl geri verdiniz?
Bu kadar kısa bir sürede 27 kilo almış olmam gerçekten şaka gibiydi. En başta ailem gözlerine inanamadı. Bir iki kilodan bahsetmiyoruz, 27 kilo bu diye düşündüm. 42 beden olmuştum. Asıl anlayamadığım bu 27 kiloyu nasıl bu kadar çabuk almış olmamdı. Sonra "panik yok" dedim. "Sakın moralini bozma, pozitif enerjini kaybetme, depresyona girme, kilo takıntılı olma" gibi telkinlerde bulundum kendi kendime. Ve beynim, iradem ve inancımla bu kilolardan kurtulmak için bir yıl süre koydum önüme. Çünkü çok iyi biliyorum ki, bu kadar kilo asla ve asla kısa sürede verilmeye gelmezdi, bir süre sonra bana geri dönerdi. Takıntılı olmadım ama sağlıklı bir beslenme listesi düzenledim, gideceğim semte 1 kilometre kala arabadan indim yürüdüm. Eve dönerken de aynı şeyi yaptım, spora zaman ayırdım.
> Herkesin ağzında bir diyet, her gün zayıflamak için yeni ürünler piyasaya sunuluyor. Sizin son kitabınızın adı da; 'SİZ HÂLÂ DİYET Mİ YAPIYORSUNUZ?". Son kitabınızın içeriği nedir?
Diyet ve sağlıklı yaşam iki ayrı kavram ve hayat tarzıdır. Sağlıklı yaşayarak ve beslenerek, kaliteli yaşar ve yaşlanırsınız. Ama sadece diyet yaparak buna asla kavuşamazsınız. Kiloları vermek bir şey değil önemli olan verilen kiloları geri almamak .4. kitabımda bunları anlatmamın yanı sıra herkesi sağlıklı yaşamaya teşvik etmeye çalışıyorum. Çünkü kaliteli bir hayatın sırrı sağlıklı yaşamaktır.
