Birçok dizinin yapımcısı Yaşar İrvül: Eskiden güzellik yeterdi artık eğitim şart

Bu haftaki röportajımda Ezo Gelin dizisinin yapımcısı, Pastel Film’in sahibi Yaşar İrvül ile ışıkçılıktan birçok sevilen dizinin yapım şirketi olmaya giden yolculuğunu konuştuk. 
- Nerede doğdunuz, nerelisiniz?
Ağrı’da doğmuşum ama hiç hatırlamıyorum. 6 aylıkken İstanbul’a gelmişiz. İstanbul’da Aksaray’da oturmaya başladık, sonra Şehremini’ye taşındık. Evlendikten sonra da Etiler’e yerleştik.
- Kariyerinize nasıl başladınız? 
Askerlikten önce çıraklık yapıyordum, başka işlerde çalışıyordum. Askerden geldiğimde artık film işlerinde çalışmak istediğime karar verdim. Abim hem oyuncuydu hem ışık şefiydi, onun yanında çalışmaya başladım. 2-3 sene iş olmadığı için zorluk çektim. 1987 yıllarıydı o zaman bugünkü gibi kanallar yoktu. İş azdı. Sonra özel kanallar açıldı ben de yapımcılık içine geçtim. Hem ışık işimiz devam ediyordu, hem de yapımcılık yapıyordum. 1996’da Pastel Film’i kurduk. Filmcilikle ilgili, renkli dünyayı anlatan bir isim olmasını istedik.
- Sizin için dönüm noktası olan projeler hangileri?
Nurgul Yeşilçay ile çektiğimiz Ezo Gelin dizisi. Bir de çok severek yaptığım, çok ses getirip ama rating alamayan Sinekli Bakkal isminde bir dizimiz vardı. Bazı sebeplerden ötürü onu yayından kaldırdık ama benim için çok önemliydi o. Dönüm noktası işlerimizin başında o var.

- İçinizde kalan, yayına girmemiş projeniz var mı?
Bir tane tutuyorum, çok büyük bir proje. Hem Türkiye’de, hem de bir ayağı Amerika’da, bir ayağı Suriye’de geçen bir proje. Senaristinin vefat ettiği ama benim çok isteyip şu ana kadar yapamadığım ama yapacağım bir proje bu.
- Büyük bir yapım şirketinin patronusunuz… (Araya giriyor)
Kendimi patron gibi görmüyorum. Bir arada çalıştığım arkadaşlarım var. Aile ortamını seviyorum, ofisimiz de aile ortamı gibi. 
- İş arkadaşlarınızı seçerken neye göre seçiyorsunuz?
Dürüst olsunlar, yalan söylemesinler, yetiyor. 
- Dizilerde oynayacak oyuncular neye göre seçiliyor?
Kendim tek başıma yapmıyorum. Profesyonel bir ekibimiz var. Bir süreç sonunda seçiyorlar, sonra bana gösteriyorlar, ben de son fikirlerimi söylüyorum ve kastı yapıyoruz.
- Torpil işe yarıyor mu dizi işlerinde?
İşlememesi lazım ama hatır için bazen bazı şeyler oluyor. Ama bu, işin geneline yansımaz. İşin genelinin rengini değiştirecek yerlerde torpil yapmam. 
- Kariyerine henüz başlamamış gelip sizden yardım isteyenler oluyor mu? Ben ünlü ettim diyeceğiniz kişiler var mı?
Ben demeyeyim de bizim yapımımızda ünlendi diyelim. Fahriye Evcen ilk bizim Fatma Girik’le yaptığımız bir dizide ünlendi. Oradan Yaprak Dökümü’ne geçti. Aslında o işin başında rahmetli Oya Aydoğan’ın tavsiyesi vardı. O tavsiyeyle biz aldık, sonra da yürüdü gitti başarılı oldu. 
- Sizin katkıda bulunduğunuz ama vefasız olan insanlar var mı?
Birçok kişi birilerini vefasızlıkla suçlar, ben öyle düşünmüyorum. Bir yola giriyorsunuz ve şartlar sizi bir yere götürüyor. Aramayabilirler, görüşmeyebilirler ben öyle şeylere kızmıyorum. Vefa aramıyorum ama ben vefalı bir insanımdır. Vefalı olup şaşırtan insanlar da çok var. Ama isim veremem.
- Gençlere başarılı olmak için, özellikle ekran önünde başarılı olmak için vereceğiniz tavsiyeler neler?
Biz Yeşilçam’dan geliyoruz. Bir film çekilirdi, orada yakışıklı ya da güzelse bir yere gelebilirdi. Şimdi öyle değil, bu işin mutlaka eğitimini alması lazım. Okulunu okuyacaklar. Benim oğlum da yapım işi yapacak, bu işin hem mutfağında çalışıyor hem de okulunu okuyor. 22 yaşında ama şu anda işten de tutmuş vaziyette. Oğlumun ofisi yan tarafta. Ben bu işe zorluklarla geldim, oğlumun da her şeyi öğrenmesi lazım, başarılı olmak için. Işıkçının, kameramanın ne hissettiğini de bilecek, oyuncunun ne hissettiğini de. Ben şimdi hepsine hâkimim. 
- Eğitim aldınız mı?
Ben çok isterdim ama almadım. Bizim hayat şartları öyleydi, ortaokulu bitirdik sonra da para kazanmak için hayata atıldık. Çok çalıştık. 
 - Bugünleri tahmin eder miydiniz?
Hep hayal edersin ama tahmin edemezsin. Çok şükür hayallerimize kavuştuk. 
- Oğlunuzla çalışmak nasıl bir duygu?
Çok hoşuma gidiyor. Onun aldığı kararları görünce hoşuma gidiyor. Başarılı olsun istiyorum. Herkesi anlayan ama işi bilen, okumuş da olan, her şeye dört dörtlük hakim olan bir çocuk olmasını istiyorum. Çatıştığımız yerler de oluyor.
- O zaman kimin dediği oluyor?
Şimdilik benim. Ama bazen kandırıyor beni. Onun gözü daha kara. Ama şimdi de yapımcılık o kadar büyüdü ki, sadece Türkiye değil, dünyayı düşünmek lazım. 
- Uluslararası yaptığınız projeler var mı?
O Hayat Benim. Dünyada 25 ülkeye satıldı ve yayınlanıyor. Mesela Latin Amerika, Endonezya, Irak, Arap ülkeleri ve Polonya bunlardan bazıları. 
- Yakın gelecekte başlayacak olan bir proje var mı?
Şu anda iki dizimiz var. Birisi “O Hayat Benim.” Diğeri de Özge Özberk ve Kutsi’nin oynadığı, “Kalbimdeki Deniz.” Şu anda Kanal D için ocak sonu için bir proje hazırlıyoruz, ona çalışıyoruz. 
- Dizi mi, film mi?
Yeşilçam’dan geliyorum. İstediğim projeyi bulduğum an sinema filmi çekmek istiyorum. Ama senaryo arıyorum. Ben sinemacıyım, sinemadan geldim, yapmam lazım. Daha keyifli ama maddi olarak da çok daha zor. Şans faktörü de çok önemli. 
- Sektörün bugününü nasıl buluyorsunuz?
Bence sektörümüz daha iyiye gidiyor. Yapımlarda da kalite yükseldi. Projelerin dışarıya satılması da hem kanalların yüzünü güldürüyor hem de bizim.

Ezo Gelin’in başrolünde Nurgül Yeşilçay oynamıştı

Yaşar İrvül, Kadir İnanır’la “İzmir Çetesi” dizisini çekmişti .
HEM OYUNCU HEM YAPIMCI
Dizileriyle TV’ye renk kattı
Çifte Saadet    2016
Sen Benimsin    2015
Ömrüm Sessiz 
Bir Çığlık    2015
O Hayat Benim    2014
İzmir Çetesi    2011
Ateşe Yürümek    2010
İstanbul  Çocukları    2009
Son Ağa    2008
Oğlum İçin     2008
Kara Duvak    2007
Sinekli Bakkal    2007
Ezo Gelin    2006
Hasret    2006
Sessiz Gece    2005
Güz Gülleri    2001
Hesabım Bitmedi 
Seninle    2000

OYUNCULUK YAPTIĞI DİZİLER 
Şeytan Sofrası    2004
Hesabım Bitmedi 
Seninle    2000