Bu haftaki konuklarımla bir TV programı çekimi esnasında tanıştık. Gaziantep Hayvanat Bahçesi özellikle ailelerin çok sevdiği bir keyif noktası. Çocukların hayvanlarla yakından tanışma imkânı bulduğu yeni açılan Safari Park ise, Gaziantep Hayvanat Bahçesi’ni benzerlerinden ayırıyor. Hatta çok yakında bir “Vahşi Hayvan Safari Parkı” da açılacak. Hayvanların özgürce dolaştığı bu bölümler, doğal hayatı tecrübe etmek adına özel bir önem taşıyor. Önce, sevimli zürafaya sevdiği incirlerden ikram edip yolumuza devam ettik. Gaziantep Hayvanat Bahçesinde tam 3 tane fok balığı var. Orion, Sirius ve Fıstık. Fıstık, Sirius’un yavrusu ve Gaziantep’te doğduğu için ona Fıstık demişler. Eğitmenleri olan Meksikalı Mauricio Castro ve Beyaz Rusyalı Anastasia Türkiye’de tanışıp evlenmiş ve şu anda Gaziantep’teki fok balıklarının eğitmenliğini birlikte yapıyorlar. Türkiye’de doğan sevgileri, Gaziantep’te derinleşmiş. Hem işte hem hayatta ekip arkadaşı olmuşlar. Önce soruları Meksikalı Marucio’ya sordum.
- Fok balığı eğitmenliğine ne zaman başladınız?
15 sene önce Meksika’da başladım. Şimdi ise 4 aydır, Gaziantep’teyim.
- Bu işe nasıl girdiniz?
Benim için biraz şanstı. Önce bir yunus parkında bilet satarak işe başladım, orada beni eğitmenliğie ikna ettiler ve burada başladım.
- Hiç korktuğunuz veya hayvanların size saldırdığı anlar oldu mu?
Hayır. Tedirgin olduğum anlar Meksika’da bir kaç kere oldu. Bazı hayvanlar stres olduğunda veya normal düzenleri dışında bir olayla karşılaştıklarında gergin olabiliyor.
- Buraya geleli 4 ay oldu dediniz, Türkiye’yi sevdiniz mi? Daha önce ziyaret etmiş miydiniz?
Evet daha önce Alanya’da yunuslarla çalışmıştım. 3.5 sene orada kaldım. Türkiye çok farklı kültürleri içinde barındıran, benim kendi vatanımdan çok farklılıkları olan, çekici ve çok güzel bir ülke.
- Meksika’yı özlediniz mi?
Evet tabii ki. Şu anda burası kış, benim için en zoru. Güneşi, yemeklerimizi ve ailemi çok özlüyorum.
- Eşinizle beraber çalışıyorsunuz. Nasıl tanıştınız?
3 sene önce Türkiye’de tanıştık. Farklı işlerde çalışıyorduk. Eşim o sırada fotoğraf ekibinin bir parçasıydı, evlendikten sonra Gaziantep’te benimle birlikte eğitmenliği öğrenmeye başladı.
- Eşinizle, Anastasia ile aynı işte çalışmak zor mu, keyifli mi?
Çok güzel. Birçok insan ailesiyle geçirecek yeterli vakti olmadığından şikâyetçidir, bizim böyle bir problemimiz yok. Ortak çok vakit geçirebiliyoruz ve bu çok güzel.
- Fok balıkları nasıl bir karaktere sahip, mesela sizi kıskanıyorlar mı, özlüyorlar mı ?
Çok duygusal hayvanlar, her şeye tepki veriyorlar. Sevgi, kıskançlık, korku bütün bu duyguları gösteriyorlar. İnsanlarla olmaya alışkınlar, insan seviyorlar ve insanları görmediklerinde özlüyorlar ama şahsi olarak bir kişiyi özlemeleri için çok uzun ve derin bir ilişki kurmuş olmaları lazım. Bunu yaparlar ve ayrılmak zorunda kalırlarsa da çok üzülüyorlar ve zor durumda kalıyorlar.
Sohbetimiz sırasında bize yaklaşan Orion burnunu elime değdirip selam verince, bu hareketin anlamını sordum Mauricio’ya...
Bu selam verme biçimleri. Birbirlerine de ilk yan yana geldiklerinde burunlarıyla dokunarak selam veriyorlar. Az önce size merhaba dedi.
- Ne kadar zamanı suda geçiriyorlar?
Genelde gündüz 3-4 saat uyuyorlar ve onun dışında sürekli su içindeler. Geceleri kışın özellikle içeridekalıyorlar. Ama yazın kapıları açık çoğu zaman dışarıda uyuyorlar.
- Birbirlerine yakın mı uyurlar?
Fıstık, Sirius’un oğlu ama Fıstık ile Orion çok yakın. Hep birlikteler bu aralar. Yan yana uyuyorlar. Sirius ekibin lideri o zaten yalnız ve lider olmaktan mutlu.
- Günde ne kadar balık yiyorlar? Tırnakları var mı?
Yetişkin olanlar günde 5 kilo balık yiyor. Arka yüzgeçlerinde tırnakları var ve onları kaşınmak için kullanıyorlar.
- Buradaki 3 fok balığının yaşları nedir?
Sirius ve Orion 6-7 yaşlarında. Fıstık ise, 2 yaşında bir yavru.
Sıra Anastasia’ya geldi. Anastasia ise İngilizce yerine Türkçe konuşmayı tercih etti ve muhteşem Türkçesiyle beni oldukça şaşırttı.
- Siz Beyaz Rusya’dan ne zaman Türkiye’ye geldiniz?
2009 yılında.
- Ne düşünüyorsunuz ülkemiz hakkında?
Seviyorum. Alışkanlık oldu. İnsanlarını seviyorum, çok uzun zamandır buradayım.
- İşinizle ilgili ne hissediyorsunuz? Sanırım eşiniz vesilesiyle başlamışsınız bu işe.
İşimiz çok güzel. Hayvanları çok seviyoruz. Ben eğitmen değilim henüz hâlâ ama yavaş yavaş öğreniyorum. Hayvanlarla çalışmak biraz zor. Çünkü onlar konuşamıyor ve çok sabırlı olmanız gerekiyor.
- Karakterleri nasıl hepsi birbirinden farklı mı?
Farklı. Sirius daha sakin. Orion daha canlı, meraklı, her yere gitmek istiyor. Fıstık ise çok ufak, her yere burnunu sokmak istiyor.
- Mauricio ile çalışmak nasıl bir duygu? Bir de size soralım aynı soruyu...
Güzel. Bazen kavga oluyor ama güzel. O eğitmen ben yardımcıyım. O her şeyi biliyor, ben hiçbir şey bilmiyorum. Ama olsun güzel. Birazcık kızıyor ama normal.
- Sizi kıskanıyorlar mı?
Hayır. Ama bir tanesine fazla ilgi gösterirsek o zaman kıskanıyorlar işte.
Yakında aslanlar da ortalıkta dolaşacak
25 farklı türden 257 hayvanın serbest dolaştığı Safari Park’ın, 23 Nisan’da Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin tarafından açılışı yapılmıştı. Geyik, kızıl geyik, karaca, alageyik, kamerun koyunu, ceylan, antilop, pelikan, devekuşu, leylek gibi birçok farklı tür Safari Park’ta 170 dönümlük bir alan içerisinde özgürce dolaşıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler’le yaptığımız sohbette, sadece aslanlar ve kaplanların dolaştığı bir Safari alanının ise 1.5 veya 2 sene içinde açılacağını öğrendik.