PES ETMEDİ, ÇALIŞTI VE BAŞARDI. Eli öpülesi bir anne

A -
A +

Yanlış iğne oğlunu engelli bırakınca Döndü Bilici’nin psikolojisi bozuldu, tedavi gördü fakat yılmadı. Ahmet’ini gezdirmek için ehliyet alıp araba kullanmaya başladı. Şimdi de akülü araba almak istiyor. Yavrusunun eli ayağı olan, hayatını ona adayan Bilici, oğluna bakmak için gece gündüz çalışıyor. Şiddet gören, zorluklar ve yokluklar içindeki kadınlara da verdiği mücadeleyle örnek oluyor...

Bu haftaki röportajım, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde eli öpülesi bir anne ile... Pes etmeyen mücadeleci bir kadının hikâyesi. Zorluklar içinde bunalan kadınlara örnek olacak bir isim Döndü Abla... 17 yaşında anne oluyor. Kastamonu’da köyden çıkıp İstanbul’a geliyor. Çocuk hâliyle çocuk büyütürken ilk evladı olan Ahmet, yanlış bir iğne sonucunda 2 aylıkken bedensel olarak yüzde 90 engelli hâle geliyor. Döndü Abla ise, kendini eve kapatıp psikolojik rahatsızlıklarla mücadele ediyor. Ama yılmıyor. Gündelik temizlik işleriyle kazandığı paralarla, ehliyet ve araba alıyor. Oğlunun eli ayağı oluyor âdeta... Dantel ve el işleri yapıyor. Bağlama çalmayı öğreniyor. Hem çalışıyor hem hayata yenide tutunuyor, hem de bedensel engelli olsa da zekâsı çok iyi durumda olan oğluyla omuz omuza verip yeniden varım diyor hayata...
- Nerede doğdunuz, İstanbul’a ne zaman geldiniz?
Kastamonu’nun Bahçecik köyünde doğdum. 1973’te evlenip İstanbul’a geldim ve 17 yaşında anne oldum. İlk oğlum Ahmet doğdu. Sonra 2 oğlum daha oldu. Şimdi onlar evlendi. Ahmet’le ben kalıyoruz.
- Ahmet kardeşlerinden ayrıldığında zorlandı mı?
Ahmet’in de ifade ettiği gibi, çok zorlandı. Evde kalabalığa alışıktı, herkes evlenip buradan gittikten sonra yataklarını açıp açıp yastıklarını koklardı. 
- Ahmet kaç yaşında?
42 yaşında. 
- Hikâyesini anlatabilir misiniz?
Ahmet 1973 doğumlu. Köyden geldim ve evlendiğimin senesinde çocuğum oldu. Denemeden yanlış penisilin iğnesi yaptılar bebeğime. 2 aylık ve sağlıklı bir bebekken hiç uyanamadığı uykulara daldı. Ben de küçüktüm anlamıyordum, bilmiyordum. Beyninde hasar oluşmuş. Zekası çok iyi fakat kas hücreleri ölü. Sipastik kas hastası oldu. Ama evimi emanet edip gidebiliyorum. 
- Eşiniz hayatta mı?
Evet. 17 senedir memlekette yaşıyor. Ciğer hastası oldu İstanbul’da. Köy havası iyi geldiği için memlekete döndü. Senede 10 gün geliyor İstanbul’a. Biz de oğlumla, kader arkadaşımla yaşıyoruz beraber.
PES ETMEDİ, ÇALIŞTI VE BAŞARDI. Eli öpülesi bir anne
- Ne kadar süredir çalışıyorsunuz?
Ben oğlumdan sonra sinir hastası oldum. Bakırköy ve Erenköy hastanelerinde 2 kere yattım. Ama mücadeleyi bırakmadım. Çok şükür tedavi oldum ve çalışmakla hayata bağlandım. Başlangıçta oğluma üzülmekten eve kapılıp kaldım ve beni hasta etti. Sonra oğlum da destek oldu ve toparlandım. 1985 yılında da doktorların da tavsiyesiyle çalışmaya başladım. 
- Ehliyeti ne zaman aldınız? Ne zamandır araba kullanıyorsunuz?
İşe gelip giderken minibüslerin hep ön tarafına oturur ve nasıl otomobil kullandıklarını anlamaya çalışırdım. Bu benim aklımda yer etti. Oğlumu evden dışarı çıkarabilmek için de bir araba alma isteğim başladı. Çok kötü modellerden bir araba aldık, eskiydi ama iş görüyordu. Ehliyetimi aldım ve oğlumla gezebilmeye başladım. Çok şükür. Sonra da üstüne kata kata, çalışarak, oğlumun da vesilesiyle sıfır bir otomobil alabilidik. 
- Ahmet, anne nasıl araba kullanıyor iyi mi?
Çok iyi. Bağlama çalmasını beğenmiyorum ama arabada çok iyi.
- Alıştınız mı iyice uzaklara gidebiliyor musunuz?
1992’de ehliyetimi aldım. Oğlumu alıyorum ve köye Kastamonu’ya gidip geri gelebiliyorum. 
- Çalışmaya başlayınca, sosyalleşince, ehliyeti alınca hayatınız değişti mi?
Kendimi özgür hissettim. Hayattan zevk almaya başladım. Oğlumu memnun ettikçe mutlu olmaya başladım. Bir dondurma yemeye gidebildiğimizde çok mutlu oldum. Oğlumun istediği, sevdiği müzikleri sonuna kadar açarım, İsmail YK’yı çok sever. Onu dinleyerek gezeriz.
- Evden çıkıp, çalışmaya başladığınızda, ehliyet aldığınızda etrafınızdaki insanlar nasıl karşıladı?
Çok destek oldular. Örnek alanlar oldu. 25-26 sene önce bu oturduğum yerlerde ilk araba kullanan kadın ben oldum. Araba kullanan, engelli çocuğu olan kadın olarak tanıyorlar beni. Hele köye 25 sene önce arabayla gitmem çok büyük olaydı. 
PES ETMEDİ, ÇALIŞTI VE BAŞARDI. Eli öpülesi bir anne

Anne-oğul, birbirlerine destek olarak zorluklara meydan okuyor. 

- İlk köye gittiğiniz uzun yolculuğu hatırlıyor musunuz?
Ahmet yanımdaydı. Arkaya da hep yolcu alırım yalnız gitmem. Tabii ki hatırlıyorum. Çok korkmuştum. Bolu tüneline vardım. Orada hız limiti 70 yazıyordu. Ben onu 70 km boyunca tünel devam ediyor zannettim. Sinirlerim de o zaman gergin, kapalı mekanda zorlanıyorum. O tünel bitmek bilmedi. Çok korktum. Unutamadığım bir anım oldu. 
- Evinizde çok güzel danteller, elişleri var, siz mi yaptınız?
Evin tüm dekorasyonunu ben yaptım. Elişleri, danteller benim. Kullanılmamış plastiklerden avizeler yaptım. Neşeyi evimde bulmaya çalışıyorum. 
- Bağlama da çalıyorsunuz, ne zaman başladınız?
Dert doluydum. Evde çok yalnız kaldım. Çok ağladım. Sonra napıyorum Allah’ım dedim. Derdimi birilerine anlatmam lazım, dedim. Bağlamaya sanki içimi döküyorum. Sanki rahatlıyorum. 6 ay devletin verdiği İsmek’teki kurslara gittim. Oğlum Ahmet oturmaktan dolayı bağırsaklarından hastalandı. Ara verdim. Ama toplamda 2.5 senedir bağlama çalıyorum. 
- Zorluklarla bir hayat, ama yaşam enerjinizi hiç kaybetmemişsiniz, nasıl yaptınız?
Gecem belli değil, gündüzüm belli değil. Çalışıyorum diğer yandan oğlumun üstünü değiştirmek, beslemek için her saat uğraşıyorum. Onu çok seviyorum. Sabahları öperek uyandırıyorum. Hayatta zorluklar hep var ama mücadele edince insan yeniden hayata dönüyor. Pes etmemek lazım. 
- Herhalde bu dünyada sizi de en çok seven Ahmet’tir …
 Anne oğul gülümseyip bir ağızdan: Evet... Ben namaz kılıyorum oğluma dua ediyorum hep. O da bana “namaz kılamıyorum anne ama hep sana dua ediyorum” diyor. 
PES ETMEDİ, ÇALIŞTI VE BAŞARDI. Eli öpülesi bir anne
- Ahmet okuma yazma biliyor mu?
Yazıyor,  okumakta zorlanıyor ama çok iyi bir eğitim alamadı maalesef. Maçları çok yakından takip ediyor. Koyu bir Fenerbahçeli. 
- Köye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Ahmet memlekette çok zorlanıyor. Burasını seviyor. Köyde tuvalet problemi var, şartlar zor. Oğluma bir akülü sandalye istiyorum. Orada bir akülü araba olsa daha fazla gezse belki daha çok sevecek. İnşallah alabilirim. 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.